-
1 içirmek
-
2 içirmek
-
3 içirmek
пои́ть* * *-iнапои́ть, дать напи́тьсяben sana kahve değil, ama güzel bir çay içiririm — я тебя́ не ко́фе, а отли́чным ча́ем напою́
-
4 içirmek
v. make to drink, impregnate, steep -
5 içirmek
dan vexwarin -
6 içirmek
поить -
7 içirmek
Д, В дать (заста́вить) пить; напои́ть кого -
8 içirmek
егъэшъон/ егъэфэн -
9 içirmek
егъэшъон -
10 içirmek
βάζω κάποιον να πίνει κάτι -
11 içirmek
أسقىأشرب -
12 içirmek
-
13 içirmek
"to make sb drink; to let sb drink; to impregnate" -
14 içirmek
1. /ı, a/ 1. to cause, make, have, or allow (someone) to drink (something) 2. /ı/ colloq. to get (someone) to drink himself/herself drunk, get (someone) drunk. 3. /ı, a/ to cause, make, have, or allow (someone) to smoke (something). 4. /ı, a/ to get (one thing) to absorb (another). 5. /ı/ slang to beat, give (someone) the works. -
15 ilaç içirmek
ilaç içirmek (hayvan)v. drench -
16 yedirip içirmek
v. wine and dine smb. -
17 çok içirmek
v. lush -
18 beraber su içirmek
псы зыдыригъэшъон -
19 su içirmek
псы егъэшъон; псы къырегъошъо -
20 ant içirmek
to swear sb in, to make a vow, to take a vow
См. также в других словарях:
içirmek — i İçme işini yaptırmak, içmesini sağlamak Ben sana kahve değil ama güzel bir çay içiririm. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedirip içirmek — beslemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
içtürmek — içirmek, su içirmek, I, 218; II, 173 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
içürmek — içirmek I, 47, 177. 218; II, 173 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
öpürmek — içirmek I, 171, 176 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ettirgen çatı — is., dbl. Geçişsiz fiillerin geçişli fiili dönüştüren, geçişli fiillerde hareketin başkalarına yaptırıldığını gösteren fiiller oluşturan er , ir , tir , t eklerinden birinin veya ikisinin üst üste getirilmesi ile kurulan fiil çatısı: içirmek (iç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
içirme — is. İçirmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
istenilmek — nsz İsteme işi yapılmak Gül Hanım a balık yağı içirmek istenilmiş, şişesi bulunmuş, kaşığa konmuş yahut konmak istenilmiş, bu sırada şişe devrilmiş. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
suvarmak — i Hayvana su vermek, su içirmek Bülbülü suvardım altın tasınan / Gurbete yolladım kara yasınan. Halk türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
iaşe etmek — yedirip içirmek, beslemek … Çağatay Osmanlı Sözlük