-
1 محموم
hummalı -
2 лихорадочный
hummalı; ateşli* * *1) hummalıлихора́дочный больно́й — hummalı hasta
лихора́дочный жар — humma / nöbet ateşi
2) перен. hummalı -
3 febrile
hummali, atesli -
4 fieberhaft
ateşli, hummalı;\fieberhafte Betriebsamkeit hummalı çalışma;wir haben \fieberhaft nach ihm gesucht onu fellek fellek aradık -
5 Hochbetrieb
es herrschte \Hochbetrieb ortalıkta hummalı bir faaliyet vardı -
6 горячка
sıtma,humma* * *ж, мед.sıtma; humma тж. перен.роди́льная горя́чка — loğusa humması
горя́чка пе́ред отъе́здом — hummalı yolculuk hazırlıkları
-
7 лихорадочно
2) перен. sinirli sinirli ( нервно) -
8 лихорадочность
ж( действий) hummalı olma -
9 судорожный
-
10 frantic
adj. çıldırmış, aşırı heyecanlanmış, zıvanadan çıkmış, boşuna, ümitsiz, hummalı, çılgınca* * *çılgın* * *['fræntik]1) (anxious or very worried: The frantic mother searched for her child.) çılgın durumda2) (wildly excited: the frantic pace of modern life.) çılgın• -
11 febrile
adj. ateşli, hummalı, heyecanlı* * *ateşli -
12 frenetic
adj. çılgın, çılgınca, şiddetli, hummalı -
13 with fever
adj. hummalı -
14 frenetic
adj. çılgın, çılgınca, şiddetli, hummalı -
15 with fever
adj. hummalı -
16 متحرك
devimli; devingen; hareketli; hummalı; kıpırdak; oynak -
17 متمور
devimli; devingen; hummalı -
18 متنقل
devimli; devingen; gezici; hareketli; hummalı; konargöçer -
19 متواصل
aralıksız; arasız; ardıl; ardışık; baki; bitevi; biteviye; devamlı; hummalı; kalıcı; kalımlı; mütemadi -
20 مستمر
aralıksız; arasız; ardıl; ardışık; bitevi; biteviye; hummalı; kalıcı; kesiksiz
- 1
- 2
См. также в других словарях:
hummalı — sf. 1) Humması olan Hummalı hasta. 2) mec. Sürekli, sıkı, yoğun, hararetli Bugün gerek yayınevlerimizde gerek tiyatrolarımızda klasikleri tanıtma alanında aynı hummalı çalışmalara rastlandığı söylenemez. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
HUMMALI — Ateşli, kızgın. * Çok faaliyetli. Hararetli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
akım — is. 1) Akma işi 2) fiz. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. A. İlhan Hava akımı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
voltajlı — sf. Voltajı olan Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
semeresini vermek — bir şey istenilen verimi, sonucu vermek Nitekim bu hummalı faaliyet, semeresini vermekte gecikmedi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük