-
21 disdain
küçük görme, tepeden bakma, hor görme, saygisizlik,küçük görmek, hor görmek, tepeden bakmak; tenezzül etmemek -
22 underestimate
v. hafife almak, hor görmek, küçümsemek, az değer biçmek, küçük görmek* * *(to estimate (a person, a thing etc) at less than his or its real amount, value, strength etc: Never underestimate your opponent!) olduğundan küçük görmek, hafife almak -
23 snub
adj. kalkık uçlu————————n. kötü davranma, hakaret, kötü söz————————v. kötü davranmak, terslemek, küçük düşürmek, haddini bildirmek, yönünü değiştirmek (gemi)* * *hor davran* * *1. past tense, past participle - snubbed; verb(to treat, or speak to, in a cold, scornful way; to insult: He snubbed me by not replying to my question.) hor görmek, küçümsemek2. noun(an act of snubbing; an insult.) hor görme, küçümseme3. adjective((of the nose) short and slightly turned up at the end: a snub nose.) küçük ve ucu kalkık -
24 misprize
v. küçük görmek, hor görmek -
25 misprize
v. küçük görmek, hor görmek -
26 хурлау
horlamak, hor görmek, hakaret etmek, karalamak, aşağılamak, kötülemek, küçümsemek, hakir görmek, yermek -
27 geringachten
aşağılamakhor görmekküçük görmek -
28 презрение
-
29 пренебрегать
несов.; сов. - пренебре́чь1) hor görmek / bakmak, istihfaf etmekон стал пренебрега́ть ста́рыми друзья́ми — eski dostlarına hor / yüksekten bakmaya başladı
2) küçümsemek; hiçe saymak; görmezden gelmekпренебрега́ть опа́сностью — tehlikeyi küçümsemek
пренебрега́ть тру́дностями — güçlükleri hiçe saymak
они́ пренебрегли́ на́шим сове́том — bizim öğüdümüzü yabana attılar
пренебрега́ть и́стиной — gerçeği görmezden gelmek
-
30 istihkar
istihkar sbir şeyi/kimseyi \istihkar etmek ( hor görmek) etw/jdn verachten; ( aşağılamak) etw/jdn gering schätzen -
31 verschmähen
verschmähen* [fɛɐ'ʃmɛ:ən]vt ( geh) ( ablehnen) reddetmek; ( zurückweisen) geri çevirmek; ( verachten) hor görmek, hor bakmak (-e);verschmähte Liebe karşılıksız aşk -
32 scorn
tepeden bakma, hor görme, küçümseme, hor görmek, tepeden bakmak, küçümsemek; tenezzül etmemek, reddetmek -
33 sneer
dudak bükmek, küçümsemek, alay etmek, hor görmek; dudak bükme, küçümseme, alay, hor görme -
34 disesteem
v. saygısızlık etmek, hor görmek* * *1. itibar etme (v.) 2. itibarsızlık (n.) -
35 contemn
v. küçümsemek, hor görmek; adamdan saymamak -
36 contemn
v. küçümsemek, hor görmek; adamdan saymamak -
37 Gering
gering achten -e değer vermemek; -i hor görmek, aşağılamak;kein Geringerer als… … -in ta kendisi -
38 gering
gering achten -e değer vermemek; -i hor görmek, aşağılamak;kein Geringerer als… … -in ta kendisi -
39 herabsehen
-
40 verachten
verachten v/t <o -ge-, h> hor görmek, aşağısamak; (verschmähen) küçümsemek
См. также в других словарях:
hor görmek — (birini) bir kimseye değersiz gözle bakmak Para kazanamadığın için para kazananları hor görüp alaya alarak kendini avutuyor olmalısın. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
hor — sf., Far. ḫvār Değersiz, önemi olmayan, aşağı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hor bakmak hor davranmak hor görmek hor kullanmak hor tutmak hora geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakir görmek — önemsememek, değer vermemek, küçümsemek, küçük görmek, hor görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşağı görmek — küçük görmek, beğenmemek, hor görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAKR — Hor görmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
istihkar etmek — hor görmek, aşağılamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHKİR — Hareket etmek. Hor görmek. Küçük görmek. Aşağı ve alçak addetmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aşağılamak — i 1) Değerinden düşük göstermek 2) Küçültücü davranışlarda bulunmak, hor görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dehletmek — i Aşağılamak, hor görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
horlamak — 1. nsz Uyku sırasında soluk alırken boğaz ve burundan gürültülü sesler çıkarmak 2. i Birinin gönlünü incitircesine davranmak, hor görmek Biz horladık diyemem fakat evimizin havası artık ona yabancı gelmeye başlamıştı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
karamak — i, hlk. 1) Hor görmek Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme. Karacaoğlan 2) Karalamak, kara çalmak, lekelemek 3) Kötülemek, yermek … Çağatay Osmanlı Sözlük