Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

hepimiz

  • 1 we all

    hepimiz

    English-Turkish dictionary > we all

  • 2 all of us

    hepimiz

    English-Turkish dictionary > all of us

  • 3 all of us

    hepimiz

    English-Turkish dictionary > all of us

  • 4 барыбыз

    hepimiz

    Татарча-Төрекчә сүзлек > барыбыз

  • 5 we all

    hepimiz

    English-Turkish new dictionary > we all

  • 6 весь

    tüm,
    bütün,
    hep,
    tamam; baştan başa,
    boydan boya,
    tümüyle; her şey;herkes
    * * *
    мест.
    1) (вся, все, всё) tüm, bütün, hep, top, tamam

    по всему́ го́роду — kentin her yanında / dört bir yanında

    мы обошли́ весь го́род — şehri baştan aşağı dolaştık

    прочеса́ть весь лес — ormanı karış karış / boydan boya taramak

    фотогра́фия / портре́т во весь рост — boy resmi

    всей семьей — ailece, evcek

    у нас вся семья́ така́я, у нас в семье́ все таки́е — biz ailece öyleyizdir

    истра́тить все (свои́) де́ньги — parasının tümünü / hepsini harcamak

    не кричи́, все прохо́жие на тебя́ смо́трят — bağırma, gelip geçen herkesi kendine baktırıyorsun

    треть всех по́данных голосо́в — toplam oy'un üçte biri

    за всё ле́то мы так и не встре́тились — koca bir yaz bir kez olsun görüşemedik

    он всю (свою) жизнь рабо́тал — ömrü / hayatı boyunca çalıştı

    вся его́ жизнь прошла́ в борьбе́ — hayatı hep savaşımla geçti

    э́тот проце́сс продолжа́ется всю жизнь — bu süreç tüm yaşam boyu sürer

    со всей эне́ргией — olanca enerjisiyle

    все де́сять книг — on kitabın onu da

    со всех сторо́н — dört bir yandan

    2) ( целиком) baştan başa, boydan boya; tümüyle

    он весь в пыли́ — üstü başı toz içinde

    он весь дрожи́т — her tarafı titriyor

    он весь ушёл в рабо́ту — kendini tamamen işe verdi

    3) ( всё) → сущ., с herşey

    всё и́ли ничего́! — ya hep ya hiç!

    ты для меня́ всё — sen benim herşeyimsin

    всё э́то ложь! — hep yalan!

    всё, что у него́ есть (о состоянии, имуществе) — elinde avucunda nesi varsa, nesi var nesi yok, varı yoğu

    всё, что он мо́жет сде́лать, э́то... — yapabileceği,...maktan öteye geçemez

    у меня́ всё; э́то всё, что я хоте́л сказа́ть — diyeceğim bu kadar

    4) ( все) → сущ., мн. herkes; (el)âlem

    все как оди́н — tek adammışçasına

    э́то все зна́ют — bunu herkes biliyor

    все на тебя́ смо́трят — elâlem sana bakıyor

    (вы) все в сбо́ре? - Все. — hep tamam mısınız? Tamamız.

    а нельзя́ нам всем вме́сте пое́хать? — hep gitsek olmaz mı?

    сло́вно все слепы́е — sanki âlemin gözü yok

    5) (при сравн. ст.)

    лу́чше всего́ приходи́ за́втра — en iyisi yarın gel

    бо́льше всего́ он любит ле́то — en çok yazı sever

    ху́же всего́ то, что... — işin en fena tarafı şudur ki...

    ••

    он весь в отца́ — babasının burnundan düşmüş

    всё равно́ (так или иначе)nasıl olsa

    всё равно́ узна́ю — nasıl olsa öğrenirim

    его́ всё равно́ вы́гнали бы — nasıl olsa kovulacaktı

    всё равно́ (тем не менее)gene (de)

    всё равно́ не найдёт — gene de bulamaz

    всё равно́! — hepsi bir!

    мне всё равно́ — bana göre hava hoş

    рабо́тать так - всё равно́, что ничего́ не де́лать — böyle çalışmak hiç bir şey yapmamakla birdir

    Русско-турецкий словарь > весь

  • 7 входить

    girmek; sığmak,
    sığışmak
    * * *
    несов.; сов. - войти́
    1) врз girmek

    входи́ть в дверь — kapıdan içeri girmek

    входи́ть в соста́в прави́тельства — hükumete girmek, hükumette yer almak

    стра́ны, не входя́щие ни в оди́н из бло́ков — hiç bir bloka bağlı olmayan ülkeler

    они́ в э́то число́ не вхо́дят — onlar bu sayının dışındadır

    они́ не вошли́ в э́тот спи́сок — onlar bu listeye dahil edilmedi

    что вхо́дит в э́то поня́тие? — bu kavramın içine neler girer?

    2) ( вмещаться) sığmak; sığışmak

    все мы не войде́м — hepimiz sığışamayız

    ••

    войти́ в исто́рию — tarihe geçmek

    входи́ть в мо́ду — moda olmak

    войти́ в привы́чку — alışkanlık haline gelmek

    Русско-турецкий словарь > входить

  • 8 потрясать

    1) sarsmak; silkmek; sallamak

    потряса́ть кулако́м (в во́здухе) — yumruğuyla havayı dövmek

    потряса́я са́блей — kılıcını sallaya sallaya

    потрясти́ де́рево — ağacı (birkaç kez) sarsmak

    взрыв потря́с всё зда́ние — patlamadan tüm yapı sarsıldı / sallandı

    зда́ние потря́с стра́шный взрыв — bina müthiş bir patlama ile sarsıldı

    3) ( поражать) sarsılmak, şoke olmak, çarpılmak

    все мы бы́ли глубоко́ потрясены́ — hepimiz derinden sarsılmıştık

    он был почти́ потрясён — adeta şoke oldu

    я был потрясён его́ сме́ртью — ölümüne çarpıldım

    4) ( волновать) çok büyük bir etki / izlenim bırakmak
    5) ( подрывать) sarsmak

    эконо́мика, потряса́емая кри́зисами — krizlerle sarsılan ekonomi

    Русско-турецкий словарь > потрясать

  • 9 alle

    alle indef pron her, bütün, hepsi;
    alle beide her ikisi;
    alle drei her üçü;
    wir alle (biz) hepimiz;
    fast alle hemen (hemen) herkes;
    alle drei Tage (her) üç günde bir;
    alle und jeder herkes ama herkes;
    alle Welt bütün dünya/millet, cümle âlem;
    ohne allen Zweifel hiç şüphesiz; adj präd fam: (aufgebraucht) alle sein bitmek, -in dibi görünmek; (erschöpft) bitkin

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > alle

  • 10 Boot

    Boot n <Boots; Boote> tekne, kayık, sandal;
    Boot fahren tekneyle gitmek;
    fam fig wir sitzen alle im gleichen Boot hepimiz aynı zor durumdayız

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Boot

  • 11 aller

    alle(r, s) pron
    hepsi, cümlesi, bütün;
    \allers in \allerm ( insgesamt) hepsi hepsi, tam tamına; ( im Großen und Ganzen) topu topu; ( im Allgemeinen) genel olarak; ( kurzum) kısacası, hülasa;
    \aller auf einmal hep birden, herkes birden;
    \aller beide/drei her ikisi/üçü;
    \aller, die dort sind orada bulunan herkes;
    \aller zehn Minuten (her) on dakikada bir;
    \aller zwei Tage (her) iki günde bir;
    auf \aller Fälle kesinlikle, mutlaka; ( so oder so) öyle veya böyle;
    ein für \allermal ilk ve son defa olmak üzere;
    dies \allers bütün bunlar, bunların hepsi;
    \allers auf einmal hepsini birden;
    \allers, was du willst her istediğini, ne istersen;
    \allers, was Sie wollen her istediğinizi, ne isterseniz;
    \aller zu seiner Zeit! her şeyin zamanı var!;
    vor \allerm her şeyden önce;
    für \aller Zeiten ebediyen;
    wer war \allers da? kimler oradaydı?;
    es waren \aller da herkes oradaydı;
    ist das \allers? hepsi bu kadar mı?;
    was soll das \allers? bütün bunlar ne demek oluyor?;
    in \allerr Frühe erkenden;
    die schönste \allerr Mädchen/Tage kızların/günlerin en güzeli;
    es ist noch nicht \allerr Tage Abend gün doğmadan neler doğar;
    wir \aller hepimiz

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > aller

  • 12 allesamt

    allesamt ['--'-] adv
    ( fam) ( alle miteinander) hep (beraber); ( alle zusammen) hep birden, cümleten;
    wir standen \allesamt auf hepimiz ayağa kalktık

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > allesamt

  • 13 جميع

    جَمِيع
    1. top
    2. kül
    Anlamı: bütün, tam
    3. beher
    Anlamı: her biri
    4. adamakıllı
    Anlamı: gereğinden çok, iyice
    5. kamu
    Anlamı: hep, bütün
    6. tutar
    7. kâmilen
    Anlamı: büsbütün, toptan
    8. hürya
    Anlamı: hep birden, cümbür cemaat
    9. tamamıyla
    Anlamı: büsbütün
    10. büsbütün
    Anlamı: tamamen, temelli, iyice
    11. umum
    Anlamı: bütün, hep, tüm
    12. cümleten
    Anlamı: hep birden, hepsi
    13. tamamen
    Anlamı: büsbütün
    14. cümlemiz
    Anlamı: hepimiz
    15. tümbek
    Anlamı: bütünü
    16. olanca
    Anlamı: olanca, bütün, elde bulunanın hepsi
    17. yekûn
    Anlamı: toplam
    18. bütün
    Anlamı: eksiksiz, tam

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > جميع

  • 14 mortel

    1 pas éternel ölümlü

    Nous sommes tous mortels. — Hepimiz ölümlüyüz.

    2 fatal öldürücü
    3 ennemi mortel can düşmanı

    Dictionnaire Français-Turc > mortel

  • 15 mortelle

    1 pas éternel ölümlü

    Nous sommes tous mortels. — Hepimiz ölümlüyüz.

    2 fatal öldürücü
    3 ennemi mortel can düşmanı

    Dictionnaire Français-Turc > mortelle

  • 16 sauf

    I
    sağ [saː]

    avoir la vie sauve — kurtulmak, sağ çıkmak

    II
    -den başka

    Nous étions tous là, sauf Pierre. — Pierre'den başka, hepimiz oradaydık.

    Dictionnaire Français-Turc > sauf

См. также в других словарях:

  • Hrant Dink — Condemnations* Tens of thousands of people marched in Istanbul from the Agos newspaper s office to the Taksim Square in a spontaneous protest of the assassination. According to the BBC, protesters chanted We are all Armenian, we are all Hrant… …   Wikipedia

  • National Anthem of the Republic of Azerbaijan — Infobox Anthem title = Azərbaycan Respublikasının Dövlət Himni english title = The National Anthem of the Republic of Azerbaijan prefix = National country = AZE composer = Uzeyir Hajibeyov author = Ahmed Javad adopted = 1992 until = sound =… …   Wikipedia

  • Kavak Yelleri — Seriendaten Originaltitel Kavak Yelleri Produktionsland Türkei …   Deutsch Wikipedia

  • Süreyya Evren — (born 19 May 1972, İstanbul) is a writer working on literature, contemporary art, and radical politics focusing on Turkish post structuralist anarchism (postanarchism). His real name is Süreyya Evren Türkeli. He added the third “y” in… …   Wikipedia

  • Cüneyt Arkın — Born Fahrettin Cüretlibatur September 7, 1937 (1937 09 07) (age 74) Gökçeoğlu village, Alpu, Eskişehir Province, Turkey Nationality Turkish Education Medicine …   Wikipedia

  • Hülya Koçyiğit — (born December 12, 1947 in Kuzguncuk, Istanbul) is a famous Turkish actress. She is considered to be one of Turkish cinema s most famous female leads and has received numerous awards such as at the prestigious Antalya Golden Orange Film Festival… …   Wikipedia

  • Aliye Rona — Aliye Rona, née Dilligil, (1921 August 27, 1996) was a Turkish film actress starring in more than 130 movies, mostly of drama and romance genre, from 1947 until her death.She was born in Daraa, Ottoman Empire (today southwestern Syria). After… …   Wikipedia

  • Abdullah Papur — (* 1945 in Divriği; † 1989) war ein kurdisch alevitischer Volkssänger. Abdullah Papur ist in Divriği in der türkischen Provinz Sivas geboren und in Kangal, Provinz Sivas, aufgewachsen. Er lernte in jungen Jahren das Saz zu spielen. Ende der… …   Deutsch Wikipedia

  • Ajda Pekkan — (* 12. Februar 1946 in İstanbul) ist eine türkische Popmusikerin und Schauspielerin. Inhaltsverzeichnis 1 Leben 2 Diskografie 2.1 Alben 2.2 …   Deutsch Wikipedia

  • Arkın — Cüneyt Arkın (bürgerlich Fahrettin Cüreklibatur; * 8. September 1937 in Karaçay, Landkreis Alpu in der Provinz Eskişehir, Türkei) ist ein türkischer Schauspieler und Regisseur. Inhaltsverzeichnis 1 Kindheit und Jugend 2 Studienzeit 3 Schauspieler …   Deutsch Wikipedia

  • Cüneyt Arkin — Cüneyt Arkın (bürgerlich Fahrettin Cüreklibatur; * 8. September 1937 in Karaçay, Landkreis Alpu in der Provinz Eskişehir, Türkei) ist ein türkischer Schauspieler und Regisseur. Inhaltsverzeichnis 1 Kindheit und Jugend 2 Studienzeit 3 Schauspieler …   Deutsch Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»