-
1 hayvanlarda boğaz iltihabı
n. garget -
2 hayvanlarda düşük
beravêtin -
3 hayvanlarda dış rahim
zîh -
4 hayvanlarda kuyruğa yapışıp topak hale gelen pislikler
gincîTürk-Kürt Sözlük > hayvanlarda kuyruğa yapışıp topak hale gelen pislikler
-
5 hayvanlarda saldırma sırasında tüylerin kabarması veya dikenleşmesi
gijbûnTürk-Kürt Sözlük > hayvanlarda saldırma sırasında tüylerin kabarması veya dikenleşmesi
-
6 hayvanlarda ön bacaklar
pîl -
7 ура
hayvanlarda but.bacak -
8 leg
(hayvanlarda) but; bacak; (giysi) bacagi örten bölüm, bacak; (esya) ayak, bacak; bölüm -
9 dokunaç
1. سبار [سِبَار]2. مجس [مِجَسّ]3. مجسة [مِجَسَّة]4. محرف [مِحْرَف]5. مسبار [مِسْبَار] -
10 göbek
1. بجرة [بُجْرَة]2. سرة [سُرَّة]3. مأنة [مَأْنَة] -
11 kuyruk
1. ذنب [ذَنَب]2. ذيل [ذَيْل] -
12 boyun tüyleri
n. hackle--------boyun tüyleri (hayvanlarda)n. ruff--------boyun tüyleri (kuş)n. ruffle -
13 cast
n. atma, fırlatma; voli, zarda gelen sayı, olta iğnesi; zoka, alçı [tıp.], boşaltım (hayvanlarda), döküm, dökümcülük; kalıp, biçim, yöntem; rol alanlar, oyuncular; az bir miktar, nüans, rol dağıtımı, ton, çarpıklık, eğrilik, çeşit, tip, cins————————v. atmak, fırlatmak, kalıba dökmek, dökmek (deri, tirnak, kabuk, tüy); erken doğum yapmak; kehanette bulunmak; rol dağıtımı yapmak, rol vermek; biçim vermek; yem atmak; eğrilmek; kokuyu takip etmek; kusmak [brit.]* * *1. at (v.) 2. atış (n.)* * *past tense, past participle; see cast -
14 garget
n. iltihaplanma (hayvan), hayvanlarda boğaz iltihabı -
15 ruff
n. koz ile alma, boyun tüyleri (hayvanlarda), kırmalı yaka, fırfırlı yaka, dövüşken kuş, platika (balık)————————v. kozla almak, koz atmak -
16 garget
n. iltihaplanma (hayvan), hayvanlarda boğaz iltihabı -
17 ruff
n. koz ile alma, boyun tüyleri (hayvanlarda), kırmalı yaka, fırfırlı yaka, dövüşken kuş, platika (balık)————————v. kozla almak, koz atmak -
18 Maul
Maul n <Mauls; ÷er> ağız (hayvanlarda);fam halts Maul! kapa çeneni/gaganı! -
19 çурла
1. orak; 2. doğurmak (memeli hayvanlarda) -
20 ayak
1) Fuß m\ayaklar altına almak ( fig) mit Füßen treten\ayakları dolaşmak über seine eigenen Füße stolpernayağa kalkmak aufstehenayağı kaymak ausrutschenayağını vurmak ( ayakkabı) scheuern\ayak \ayak üstüne atmak die Beine übereinanderschlagenbirine \ayak uydurmak mit jdm Schritt haltenayağını yorganına göre uzatmak sich nach der Decke streckenayağını yorganına göre uzatmamak über seine Verhältnisse lebenbir ayağı çukurda olmak mit einem Bein im Grab stehenkemerin/köprünun/tonozun ayağı das Widerlager des Bogens/der Brücke/des Gewölbes
См. также в других словарях:
iğdiş etmek — hayvanlarda erkeklik bezlerini çıkarmak veya körletmek, burmak, enemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ETENE — Hayvanlarda ana ile cenin arasındaki kan alış verişini temin eden organ. * Bitkilerde yumurtacıkların yumurtalığa yapışık bulundukları doku … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağ mantarlar — is., ç., bit. b. İnsan ve hayvanlarda hastalığa yol açan ve birçok türü içine alan ilkel bitkiler topluluğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağrıma — is. 1) Ağrımak işi 2) Memeli hayvanlarda görülen ara konakçı kenelerin bulaştırdığı ağrıma asalaklarından ileri gelen hastalık Birleşik Sözler ağrıma asalakları … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt çene — is., anat. İnsan ve hayvanlarda yiyecekleri çiğnemeye yarayan, oynayabilen çene Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alt çene oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka ayak — is., ğı Hayvanlarda vücudun gerisinde bulunan ayaklardan biri … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayaksızlar — is., ç., hay. b. Omurgalı hayvanlarda amfibyumlar sınıfının en ilkel yapılı türlerini içine alan bir takım … Çağatay Osmanlı Sözlük
bacak — is., ğı, anat. 1) Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu. P. Safa 2) anat. Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ 3) Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bonfile — is., Fr. bon filet 1) Kasaplık hayvanlarda bel kemiğinin iki yanında bulunan ve yumuşaklığı dolayısıyla beğenilen et bölümü 2) Bu bölümden hazırlanan et dilimi … Çağatay Osmanlı Sözlük