-
1 تضاحك
gülümsemek -
2 елмаю
gülümsemek -
3 көлемсерәү
gülümsemek -
4 glimlachen
gülümsemek [-er] v -
5 gülümsəmək
gülümsemek -
6 미소짓다
gülümsemek -
7 күлүмсіреу
gülümsemek -
8 күлімдеу
gülümsemek -
9 күлүмсіреу
gülümsemek -
10 күлімдеу
gülümsemek -
11 gülümsəmək
gülümsemek -
12 улыбаться
gülümsemek* * *несов.; сов. - улыбну́ться1) gülümsemek2) перен. (talih) yüzüne gülmekсча́стье ему́ не улыбну́лось — talihi yüzüne / kendisine gülmedi
3) тк. несов., в соч., перен., разг.рабо́тать по ноча́м ему́ совсе́м не улыба́лось — geceleri çalışmak hiç de arzuladığı bir şey değildi
-
13 усмехаться
gülümsemek* * *несов.; сов. - усмехну́тьсяhafifçe gülümsemek, alayla gülmekон го́рько усмехну́лся — acı acı güldü
-
14 αχνογελώ
gülümsemek, tebessüm etmek -
15 smile
gülümsemek; gülümseme -
16 sourire
-
17 smile
n. gülümseme, tebessüm, gülüş————————v. gülümsemek, tebessüm etmek, gülmek, parlamak, gülümseme ile karşılık vermek* * *1. gülümse (v.) 2. gülümseme (n.)* * *1. verb(to show pleasure, amusement etc by turning up the corners of the mouth: He smiled warmly at her as he shook hands; They all smiled politely at the joke; He asked her what she was smiling at.) gülümsemek2. noun(an act of smiling, or the resulting facial expression: `How do you do?' he said with a smile; the happy smiles of the children.) gülümseme- smiling- be all smiles -
18 smirk
n. sırıtma, yapmacık gülümseme————————v. sırıtmak, pişmiş kelle gibi sırıtmak, zorla gülümsemek, yapmacık gülümsemek, cezalandırmak* * *1. yılışıkça sırıt (v.) 2. sırıtış (n.)* * *[smə:k] 1. verb(to smile in a self-satisfied or foolish manner: He sat there smirking after the teacher had praised him.) sırıtmak, pis pis gülmek2. noun(a smile of this sort.) sırıtma, pis pis gülme -
19 simper
n. yapmacıklı gülümseme, aptalca nazlı gülümseme————————v. yapmacıklı gülümsemek, aptalca gülümsemek* * *sırıt -
20 anlächeln
an|lächelnvt gülümsemek (-e), gülümseyerek bakmak (-e);jdn \anlächeln birine gülümsemek, birine gülümseyerek bakmak
См. также в других словарях:
gülümsemek — nsz, e Güler gibi olmak, hafifçe gülmek Hep ona doğru bakar, göz göze geldiklerinde gülümserdi. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
için için gülmek (veya gülümsemek) — belli etmeden, gizli gizli gülmek Badik Ahmet hesap isteyen patrona, eski günleri ne çabuk unuttun? gibi için için gülümserdi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebessüm etmek — gülümsemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
külsirmek — gülümsemek, gülümser görunmek II, 196 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
külümsinmek — gülümsemek, güler görünmek, gülümsenmek I, 20; I I, 259, 260 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Osman Sınav — Born 1956 Burdur, Turkey Occupation Director,producer, screenwriter Osman Sınav (born 1956 in Burdur) is a Turkish director, producer and screenwriter. Contents … Wikipedia
bıyık altından gülmek — birinin durumuna belli etmemeye çalışarak gülümsemek Çocuklar, şimdilik ele güne karşı onların ana, babası olmakla övünmemize bıyık altından gülmektedirler. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebessüm — (A.) [ ﻢﺴﺒﺕ ] gülümseme. ♦ tebessüm etmek gülümsemek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
yirişmek — yirişmek, ylrilmek, ayrılmak; gülümsemek; kuvvetsizle şmek III, 72, 73 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MEBSEM — (C: Mebâsim) Tebessüm etmek, hafif gülümsemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İBTİSAM — Tebessüm etmek. İnce ve hafif gülümsemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük