Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

fakat

  • 1 fakat

    'fakat aber, jedoch;
    fakatı makatı yok keine Widerrede, keine Ausflüchte!

    Türkçe-Almanca sözlük > fakat

  • 2 fakat

    žarg.
    I.
    echt
    II.
    im Ernst
    III.
    wirklich

    Kroatisch-Deutsch Wörterbuch > fakat

  • 3 fakat

    Faktum n (-s, -ta), Tatsache f (-, -n); faktičan faktisch, tatsächlich

    Hrvatski-Njemački rječnik > fakat

  • 4 gerçi

    'gerçi wenn auch …; zwar;
    gerçi ben de oradaydım, fakat (oder ama) zwar war ich dort, aber..

    Türkçe-Almanca sözlük > gerçi

  • 5 da

    da <de> konj
    1) auch, ebenfalls, gleichfalls
    ben/sen de ich/du auch
    ne kadar bekledimse de... solange ich auch wartete...
    2) damit
    onu bana ver de işimi göreyim gib es her damit ich meine Arbeit machen kann
    3) denn
    bu \da ne demek oluyor? was soll das denn heißen?
    Hasan \da kim oluyormuş? wer ist denn eigentlich Hasan?
    4) ( bile, dahi) auch wenn, selbst wenn
    yağmur yağacak olsa \da auch wenn es regnen sollte
    5) noch
    bugün daha \da iyiyim heute geht es mir noch besser
    6) ( ama, fakat) aber, jedoch
    7) und
    çalıştı \da başardı er hat gearbeitet und hat es geschafft
    sen otur \da ben gideyim bleib du mal sitzen und lass mich gehen
    8) sondern
    Hasan gitmedi de Zeynep gitti nicht Hasan sondern Zeynep ging
    9) (hem... hem) sowohl... als auch
    kadınlar \da erkekler de sowohl die Frauen als auch die Männer
    10) ebenso
    matematiğe olduğu kadar dillere de istidadı olmak ebenso sehr für Sprachen wie für Mathematik begabt sein
    o \da benim kadar hızlı( dır) /iyi( dir) er ist ebenso schnell/gut wie ich
    o \da benim kadar uzun konuştu sie sprach ebenso lang(e) wie ich
    11) doch
    yıllar nasıl \da geçiyor! wie doch die Tage vergehen!

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > da

  • 6 döşeli

    eingerichtet
    basit, fakat rahat \döşeli bir oda ein einfach, aber gemütlich eingerichtetes Zimmer

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > döşeli

  • 7 rahat

    I s ohne pl Ruhe f
    beni \rahat bırak! lass mich in Ruhe!
    birini \rahat bırakmamak jdn nicht in Ruhe lassen
    \rahat yüzü görmemek nicht zur Ruhe kommen
    \rahatı kaçmak sich beunruhigen
    \rahatına bak! mach's dir gemütlich!
    \rahatına bakmak es sich bequem machen
    birinin \rahatını kaçırmak jdm die Ruhe rauben, jdn beunruhigen
    II adj
    1) ruhig
    içim \rahat etti ich bin beruhigt
    2) bequem; ( oda) gemütlich
    \rahat etmek sich wohl fühlen
    basit, fakat \rahat döşeli bir oda ein einfach, aber gemütlich eingerichtetes Zimmer
    3) ( aldırmaz) unbekümmert
    \rahat adam ein unbekümmerter Mensch
    \rahat! mil rührt euch!

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > rahat

См. также в других словарях:

  • fakat — fȁkat [b] (II)[/b] pril. DEFINICIJA zaista, doista, uistinu [to je fakat tako] ETIMOLOGIJA vidi fakat[b] (I)[/b] …   Hrvatski jezični portal

  • fakat — fȁkat[b] (I)[/b] (fȁkt) DEFINICIJA 1. m <G kta, N mn fȁkti, G fàkātā> razg. činjenica, činjenično stanje, ob. u: [to je fakat = to je činjenica; to su fakti = to su činjenice] 2. čest. (u dijaloškoj situaciji na riječi sugovornika u… …   Hrvatski jezični portal

  • fakat — bağ., Ar. faḳaṭ Yalnız, ancak, ama, lakin Ellilik, kır saçlı fakat dinç, okkalı bir adam bağırdı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fakat — (A.) [ ﻂﻘﻓ ] ancak, yalnız …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • FAKAT — ( Fa ile kat dan müteşekkil) Hemen, yalnız, ancak, yeter, bes, gerçi, her ne kadar, lâkin, amm …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Souad Hosni — on 1972 Données clés Nom de naissance Souad Hosni mhamad ali kamil al baba Naissance 26 janvier …   Wikipédia en Français

  • ADEM — Yokluk, olmama, bulunmama. * Fakirlik. (Vücudun zıddı)(Bir zaman küçüklüğümde hayalimden sordum: Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa, bâki, fakat âdi ve meşakkatli… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • AKS-ÜL AMEL — İstenilen şeyin zıddı hasıl olması. Tersine oluş. (Reaksiyon) * Edb: Edebi san atlardandır. Bir cümle veya mısrânın altını üstüne getirmekle, başka bir cümle veya mısrâ yapmaktır. Pertev paşanın: Her düzün bir yokuşu, her yokuşun bir düzü var.… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜNEKKİD — Tenkid edici. Kötüyü iyiyi ayıran ve onları söyleyen, kusurları söyleyen.(Her sözün doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değil... Her söylediğin hak olmalı, fakat her hakkı söylemeğe senin hakkın yok. M …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜTEMERRİD — İnatçı, ısrar eden, dik kafalılık eden. Kibirlilik eden.(Dine muhalif felsefeden tam ders alan, bir firavun olur. Fakat en hasis şeye ibadet eden ve menfaat gördüğü her şeyi kendine rab telâkki eden bir firavun u zelildir. Hem mütemerriddir.… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • SARFE MEZHEBİ — Kur an ı Kerim in mu cize olduğuna dair ikinci mercuh bir mezheb ismi.(İ caz ı Kur an da iki mezheb var. Mezheb i ekser ve râcih odur ki, Kur an daki letaif i belâgat ve mezaya yı meâni, kudret i beşerin fevkindedir.İkinci mercuh mezheb odur… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»