-
1 предписывать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > предписывать
-
2 велеть
emretmek,söylemek* * *несов., сов.emretmek, söylemekдолг вели́т мне... — vazifem......mamı emreder
со́весть мне э́того не вели́т — vicdanım buna razı olmaz
он веле́л тебе́ оста́ться — kalmanı söyledi
де́лай, что ве́лено! — söyleneni yap!
он веле́л кла́няться — selamı var
-
3 приказывать
emretmek, emir vermekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > приказывать
-
4 требовать
talep etmek,istemek; gerektirmek; emretmek* * *несов.; сов. - потре́бовать1) talep etmek, istemekон от тебя́ за э́то (де́ло) ничего́ не потре́бует — bu iş için senden bir karşılık istemeyecektir
тре́бовать увеличе́ния зарпла́ты — ücretlere zam yapılmasını istemek, ücret zammı talebinde bulunmak
2) тк. несов. emretmek; gerektirmekэ́того тре́бует здра́вый смысл — sağduyu bunu emrediyor
3) gerektirmek, istemek; almakэ́то строи́тельство потре́бовало кру́пных капиталовложе́ний — bu inşaat büyük yatırımlar gerektirmişti
кросс тре́бует выно́сливости — kros yarışması dayanıklılık ister
э́того тре́бует конкре́тная обстано́вка — somut durum bunu gerektiriyor
пробле́ма, тре́бующая сро́чного реше́ния — acelen çözüm bekleyen sorun
э́то расте́ние тре́бует мно́го воды́ — bu bitki çok su ister
э́та рабо́та потре́бует мно́го вре́мени — bu iş çok vakit alacak
4) aramakвас тре́бует дире́ктор — sizi müdür arıyor
-
5 диктовать
dikte etmek,yazdırmak; zorla kabul ettirmek* * *несов.; сов. - продиктова́ть1) dikte etmek; yazdırmak2) dikte ettirmek; emretmek; gerektirmekдиктова́ть кому-л. свою́ во́лю — iradesini dikte ettirmek
как ему́ дикту́ет со́весть — vicdanının emrettiği gibi
э́то продикто́вано хо́дом мирово́й исто́рии — bunu dünya tarihinin akışı gerektirdi / zorunlu kıldı
-
6 повелевать
1) (иметь власть над кем-чем-л.) hükmetmek2) ( приказывать) buyurmak, emretmek; irade etmek -
7 предлагать
несов.; сов. - предложи́ть1) önermek, teklif etmek; ikram etmek, çıkarmak; sunmakчто вы нам предлага́ете? — bize ne öneriyorsunuz?
предло́жен ино́й план — başka bir plan teklif edildi / ileri sürüldü
я предложи́л ему́ сесть — kendisine yer gösterdim
она́ предложи́ла нам ко́фе — bize kahve ikram etti
предлага́ем вам (послу́шать) но́вую пе́сню — size yeni çıkan bir şarkıyı sunuyoruz
он предложи́л ей потанцева́ть — onu dansa davet etti / kaldırdı
2) ( предписывать) istemek; emretmek -
8 предписывать
несов.; сов. - предписа́ть -
9 приказывать
-
10 распоряжаться
несов.; сов. - распоряди́ться1) ( приказывать) emretmek, emir vermek2) тк. несов. ( управлять) (çekip) çevirmekздесь он распоряжа́ется все́ми дела́ми — buranın tüm işlerini çekip çevirir
пра́во наро́дов распоряжа́ться свое́й судьбо́й — halkların kendi kaderlerini belirleme hakkı
См. также в других словарях:
emretmek — i, e, der, Ar. emr + T. etmek Buyurmak, emir vermek Bunu böyle istiyorum ve böyle emrediyorum. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller emretti patrik efendi … Çağatay Osmanlı Sözlük
TE'MİR — Emretmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tutuzmak — emretmek I, 462; II, 86 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
salturmak — saldırtmak; sallatmak, sallamayı emretmek; çıkarıp atmayı emretmek II, 187 samak saymak, I, 281; III, 247, 250bkz: sak ış, sakmak, sanamak, sanmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
buyurmak — i, e 1) Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur. N. Ataç 2) Söylemek, demek, düşüncesini bildirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
emir — 1. is., mri, Ar. emr 1) Buyruk, komut, talimat, ferman 2) İstek İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 3) bit. b. Orta Anadolu da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
emretme — is. Emretmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
emreylemek — i, e, Ar. emr + T. eylemek Buyurmak, emretmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
direktif vermek — talimat vermek, emretmek, buyurmak Projelere, tasavvurlara geçildi, Paşa direktifler veriyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
basturmak — bastırmak; bağlamayı ve bastırmayı emretmek; bastırılmak II, 171 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
berkletmek — korutmak, muhafaza ettirmek, korumakla emretmek III, 424 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini