-
1 ветеран
emektar -
2 ветеран
emektar* * *мemektar; eski muharip ( войны)ветера́н сце́ны — emektar artist
ветера́н футбо́ла — emektar futbolcu
ветера́ны коммунисти́ческой па́ртии — emektar komünistler
-
3 заслуженный
hak edilmiş; emektar* * *1) hakedilmişон подве́ргся заслу́женной кри́тике — hakettiği eleştirilere uğradı
они́ понесли́ заслу́женное наказа́ние — onlar hakettikleri cezaya çarptırıldı
вы́ставка по́льзуется заслу́женным интере́сом — sergi hakkı olan ilgiyi görüyor
2) в соч.заслу́женный де́ятель нау́ки — Emektar Bilim Adamı unvanlı / unvanı olan
3) emektar (тж. о предмете)заслу́женный капита́н (э́той) кома́нды — takımın emektar kaptanı
-
4 alt
A\alt und Jung yaşlı ve genç;wie \alt bist du? kaç yaşındasın?;ich bin 17 Jahre \alt 17 yaşındayım;er war erst wenige Tage \alt henüz birkaç günlüktü;sie ist doppelt so \alt wie ich o, benden yaşça iki misli büyüktür;wir sind gleich \alt biz aynı yaştayız;\alt werden yaşlanmak, ihtiyarlamak; ( Sachen) eskimek;hier siehst du aber \alt aus ( fam) ayıkla şimdi bakalım pirincin taşını2) ( gebraucht) eski, emektar;zum \alten Eisen gehören emektar olmak3) ( lange bestehend) eski;ein \alter Freund von mir benim eski bir arkadaşım;das A\alte Testament Ahdiatik;die A\alte Welt Eski Dünya;es bleibt alles beim A\alten her şey eskisi [o olduğu] gibi kalıyor;alles beim A\alten lassen her şeyi eskisi [o olduğu] gibi bırakmak;das Buch befindet sich am \alten Platz kitap eski yerindedir4) ( klassisch) eski5) ( ehemalig) eski;seine \alten Schüler eski öğrencileri -
5 مختبر
Iمُخْتَبَر1. kaşarlıAnlamı: kaşarlanmış2. bilir kişiAnlamı: belirli bir konudan iyi anlayan3. erbapAnlamı: bir işi iyi yapan kimse4. deneyimliAnlamı: deneyim kazanmış olan5. eksperAnlamı: uzman, bilirkişi6. laboratuvar7. iş yeriAnlamı: bir görevin yapıdığı yer8. kompetanAnlamı: uzman, yetkili9. tecrübeliAnlamı: tecrübesi olan10. emektarIIمُخْتَبِر1. kaşarlıAnlamı: kaşarlanmış2. bilir kişiAnlamı: belirli bir konudan iyi anlayan3. anaçAnlamı: deneyli, bilgili, kurnaz4. idmanlıAnlamı: idman yaparak çeviklik kazanan5. erbapAnlamı: bir işi iyi yapan kimse6. eksperAnlamı: uzman, bilirkişi7. lâborant8. kaşarlanmışAnlamı: tecrübesi olan9. kompetanAnlamı: uzman, yetkili10. tecrübeliAnlamı: tecrübesi olan11. emektar12. pişkinAnlamı: tecrübesi olan -
6 vet
adj. kıdemli, tecrübeli, eski————————n. veteriner, baytar, deneyimli kimse, emektar, eski kurt, eski asker————————v. muaeyene etmek (hayvan), incelemek* * *veteriner* * *I see veterinary II [vet] past tense, past participle - vetted; verb(to investigate carefully (and pass as satisfactory): Every member of staff has been vetted by our security department before he starts work here.) iyice araştırıp soruşturmak, tahkik etmek -
7 veteran
adj. kıdemli, tecrübeli, eski————————n. emektar, eski asker, eski kurt, tecrübeli kimse* * *kıdemli* * *['vetərən]noun, adjective1) (a person who is (old and) experienced as a soldier etc or in some other occupation: a veteran footballer/entertainer.) üstat2) ((American) a person who has been in the army etc: war veterans.) muharip gazi -
8 old servant
n. emektar -
9 old servant
n. emektar -
10 بصير
açıkgöz; âlim; arif; anaç; anlayışlı; bilir kişi; cingöz; eksper; emektar; erbap; kafalı; kompetan; sağgörülü; uyanık; zeki; zeyrek -
11 خبير
âlim; anaç; bilir kişi; eksper; emektar; erbap; kompetan; malumatlı; tecrübeli; usta; uzman -
12 علام
âlim; arif; anaç; bilir kişi; eksper; emektar; erbap; kompetan; malumatlı -
13 مبصر
açıkgöz; âlim; anaç; anlayışlı; bilir kişi; cingöz; eksper; emektar; erbap; kafalı; kompetan; malumatlı; sağgörülü; uyanık; zeki; zeyrek -
14 متمرس
anaç; bilir kişi; deneyimli; eksper; emektar; erbap; idmanlı; kaşarlanmış; kaşarlı; kompetan; pişkin; tecrübeli -
15 مجرب
anaç; bilir kişi; deneyimli; denek; eksper; emektar; erbap; idmanlı; kaşarlanmış; kaşarlı; kompetan; lâborant; pişkin; tecrübeli -
16 محنك
âlim; anaç; bilir kişi; eksper; emektar; erbap; kaşarlanmış; kaşarlı; kompetan; tecrübeli -
17 مخبر
bilir kişi; deneyimli; eksper; emektar; erbap; ihbarcı; jurnalci; muhbir; müzevir -
18 مختبر
anaç; bilir kişi; deneyimli; eksper; emektar; erbap; idmanlı; iş yeri; kaşarlanmış; kaşarlı; kompetan; lâborant; laboratuvar; pişkin; tecrübeli -
19 Veteran
-
20 altgedient
uzun süre hizmet etmiş, emeği geçmiş, emektar
- 1
- 2
См. также в других словарях:
emektar — sf., T. emek + Far. dār 1) Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse) Raşit çocuk, emektar hizmetçimiz ve sütannemin oğluydu. R. N. Güntekin 2) mec. Çok kullanılmış, eski Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
emektarlık — is., ğı Emektar olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
halayık — is., ğı, Ar. ḫalāˀiḳ Kadın köle, cariye Ailemizin emektar Arap halayıklarından biri de bize aşçılık etmekteydi. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun … Çağatay Osmanlı Sözlük
isimli — sf. Adı olan, ad almış Teslim, bu orijinal isimli kadın dayımın emektar aşçısıdır. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
mikroklima — is., coğ., Fr. microclimat Dar iklim bölgesi Emektar payitaht, mikrokozmosunun, mikrokliması olarak her telden çalmayı belki bundan ötürü benimsemiştir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
mikrokozmos — is., Fr. microcosmos 1) Uzayda dünya ve insanın durumu Emektar payitaht, mikrokozmosunun, mikrokliması olarak her telden çalmayı belki bundan ötürü benimsemiştir. H. Taner 2) Küçük canlıların dünyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
orijinal — sf., li, Fr. original 1) Özgün Teslim, bu orijinal isimli kadın, dayımın emektar aşçısıdır. R. H. Karay 2) Fabrikası tarafından yapılmış olan, taklit olmayan (araç ve gereç) 3) Otantik 4) mec. Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte… … Çağatay Osmanlı Sözlük