-
1 мастерство
ehliyet, kalifiye, sanat, ustalıkТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > мастерство
-
2 удостоверение
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > удостоверение
-
3 правоспособность
-
4 неправоспособный
-
5 осведомлённость
жbilgili oluş: ehliyet -
6 право
I с1) тк. ед. hukuk, türeсоциалисти́ческое пра́во — sosyalist hukuk
буржуа́зное пра́во — burjuva hukuku
2) hakпра́во го́лоса — oy hakkı
пра́во на образова́ние — öğrenim hakkı
3) yetkiмуниципалите́т ограни́чен в свои́х пра́ва́х — belediyenin yetkileri sınırlıdır
пра́во заключа́ть коллекти́вные трудовы́е соглаше́ния — toplu sözleşme yapma yetkisi
у дире́ктора нет тако́го пра́ва — müdürün buna yetkisi yoktur
с пра́вом обжа́лования — юр. temyizi kabil olmak üzere
получи́ть пра́во на одиннадцатиметро́вый (уда́р) — penaltı (atışı) kazanmak
4) (права́) мн. ehliyetпра́ва́ на вожде́ние автомаши́ны — oto ehliyeti
••я не счита́ю, что име́ю пра́во вме́шиваться — karışmak hakkını kendimde bulamıyorum
по пра́ву — haklı olarak
аплодисме́нты он заслужи́л по пра́ву — alkışlar onun hakkıydı
II вводн. сл.на ра́вных пра́вах — eşit haklardan yararlanarak
пра́во, не зна́ю — valla bilmem ki
-
7 правоспособный
-
8 справка
-
9 квалификация
ihtisas, kalifiye, ehliyetТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > квалификация
См. также в других словарях:
ehliyet — is., Ar. ehliyyet 1) Sürücü belgesi 2) Ustalık, uzluk Üstat, ehliyetin son olgunluk merhalesini ifade ettiğinden yaş, baş ve sakal mefhumlarını da ihtiva ederdi. A. Haşim Birleşik Sözler ehliyetname ağır vasıta ehliyeti … Çağatay Osmanlı Sözlük
EHL — (Ehil) Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. * Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli anlamıyla ehil ve ehliyet İslâmiyette önemli bir husustur. Dinimiz, bize işleri ehline vermemizi emreder. Cemiyette işler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ehliyetname — is., Ar. ehliyyet + Far. nāme 1) Ehliyet, yeterlik belgesi 2) Sürücü belgesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürücü belgesi — is. Taşıt sürücülerine ilgililerce verilen, araç kullanmada yeterli olmayı gösteren belge, ehliyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzluk — is., ğu Ustalık, işinin eri olma durumu, hazakat, ehliyet Birleşik Sözler el uzluğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeterlilik — is., ği 1) Yeterli olma durumu, yeterlik 2) Bir işi yapma gücünü sağlayan özel bilgi, ehliyet, yeterlik 3) Görevini yerine getirme gücü, kifayet, yeterlik … Çağatay Osmanlı Sözlük
FETEVA — (Fetva. C.) Fetvalar. Ehliyet sâhibi bir din âliminin bir mes ele hakkında müsbet veya menfî haber ve malûmatları. (Bak: Fetva … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KUDRET — Güç. Takat. * Her yeri kaplayan kudretullah. * Varlık. Ehliyet. Becerebilme. * Zenginlik. * Kabiliyet. * İlm i kelâmda: Allah Teâlâ ya mahsus ezelî ve ebedî ve bütün kâinatta tasarruf eden sıfattır.(Arkadaş bir kelime i vâhidenin işitilmesinde;… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LİYAKAT — İktidar. Ehliyet. Hüner. Lâyık olmak. Fazilet. Kıymetlilik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEKLİF — Zor birşey istemek. Bir vazife ileri sürmek. * Sıkılgan ve resmi davranış. İçli dışlı olmayan çekingen muâmele. * Vergi yüklemek. * Vazife vermek. * Cenab ı Hakk ın, insanları, emir ve nehiyleri üzerine hareket etmeğe vazifelendirmesi. * Fık:… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İCAZET — İzin. Müsaade. Şehadetname. Diploma. Olur demek. Destur vermek. İlmî ehliyet. Reva görmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük