-
1 касание
dokunma, değme••то́чка каса́ния — мат. değme noktası
-
2 обжигаться
несов.; сов. - обже́чься1) ( bir yanı) yanmakобже́чься ча́ем — çaydan ağzı yanmak
не тро́гай, обожжёшься! — dokunma, elin yanar!
2) перен., разг. ağzı yanmak••обжёгшись на молоке́, бу́дешь дуть и на́ воду — посл. sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
-
3 осязание
сdokunma; dokunum -
4 осязательный
-
5 прикосновение
сdeğme, dokunmaбез прикоснове́ния челове́ческих рук — insan eli değmeden
-
6 соприкосновение
с1) sınırdaşlık, bitişiklikсоприкоснове́ние земе́льных уча́стков — arsaların sınırdaşlığı
2) (birebirine) dokunma, değinme, temas etmeпри соприкоснове́нии с во́здухом э́тот газ взрыва́ется — bu gaz havaya değinir değinmez parlar
3) воен. temasвойти́ в соприкоснове́ние с проти́вником — düşmanla temas etmek
-
7 трогать
dokunmak; ilişmek,ellemek; duygulandırmak* * *несов.; сов. - тро́нуть1) врз dokunmak; ilişmek, el sürmek; ellemekтро́гать что-л. рука́ми — bir şeye dokunmak / ilişmek / el sürmek; bir şeyi ellemek
не тро́гайте мои́ кни́ги — kitaplarıma ilişmeyin / dokunmayın
бо́льше ружьё не тро́гай! — bir daha elini dokundurma tüfeğe!
из э́тих де́нег он не тро́нул ни копе́йки — bu paranın tek kuruşuna ilişmedi
2) ilişmek, dokunmakже́нщин и дете́й они́ никогда́ не тро́гали — kadın ve çocuklara asla ilişmezlerdi
3) в соч.уче́бник он и не тро́гал — ders kitabına el sürmedi bile
4) перен. duygulandırmak, mütehassis etmekва́ше письмо́ о́чень тро́нуло его́ — mektubunuzdan çok duygulandı / mütehassis oldu
5) разг. kalkmakкогда́ по́езд тро́нул,... — tren kalkınca...
ну, тро́гай! — haydi sür!
См. также в других словарях:
dokunma — 1. is. Dokunmak (II) işi Birleşik Sözler dokunma duyusu 2. is. Dokunmak (I) işi, temas … Çağatay Osmanlı Sözlük
dokunma duyusu — is., biy. Deri üzerine yapılan değme, vurma, bastırma, çekme vb. etkileri alan duyu … Çağatay Osmanlı Sözlük
KUVVE-İ LÂMİSE — Dokunma ve hissetme duygusu. Sertliği ve yumuşaklığı anlama duygusu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LÂMİSE — Dokunma hissi, duygusu. El ile olan his. Bir şeyin cesâmetini anlama duygusu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cıs cıs — dokunma yapma, elleme … Beypazari ağzindan sözcükler
dokunuş — 1. is. Dokunma (I) işi veya biçimi, temas Yolda, bir aralık Lami dizlerinde sıcak bir dokunuş duydu. P. Safa 2. is. 1) Dokunma (II) işi veya biçimi 2) Dokunma ipliklerinin çaprazlama biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
Orhan Gencebay discography — This article contains information about all releases by Turkish artist Orhan Gencebay. Singles Columbia Records Meğer Sevmek Pek Yalanmış/Metelik Oyun Havası (1963) Yare Pazen Seçemedim/Yeni Yolun Düzleri (1964) Neredesin Leylam/Felek Gurbete… … Wikipedia
duyu — is. İnsanların ve hayvanların, dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma organlarıyla algılama yeteneği, duyum, hasse Tüm duyularım uyanık olarak trenimin rengini ve numarasını bulmaya çalışırdım. N. Eray Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
temas — is., Ar. temāss 1) Değme, dokunma (I), dokunuş (I) 2) Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır. S. F. Abasıyanık 3) Değinme, sözünü etme, bahsetme O konuya hiç temas edilmedi. 4) Gidip gelme … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÂSSE-İ LEMS — Elle dokunma kuvveti. Dokunma duyusu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Yılmaz Güney — Yılmaz Güney, (April 1, 1937 September 9, 1984) was a Kurdish film director, scenarist, novelist and actor of Zaza and Kurdish origin. [ [http://www.youtube.com/watch?v=VwsxCJqesJo feature] ] Many of his works are devoted to the plight of… … Wikipedia