-
1 dinlendirmek
kalıbı dinlendirmek fam sterben -
2 dinlendirmek
-
3 kalıp
kalıp <- bı> Form f, Matrize f, Schablone f; Muster n, Modell n; (Schuster)Leisten m; Stück n Käse, Seife;kalıp kıyafet Äußere(s);kalıba vurmak wieder in Form bringen;kalıbını basmak sich für etwas verbürgen;kalıptan kalıba girmek fig Problem hin und her gewälzt werden;-i kalıp etmek fam jemanden anführen, anschmieren -
4 dinlendirme
См. также в других словарях:
dinlendirmek — i 1) Dinlenmesini sağlamak 2) Durulmaya bırakmak 3) Tarlayı nadasa bırakmak Tarlayı dinlendirmek. 4) hlk. Yanan lamba, ateş vb.ni söndürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek) — argo ölmek Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler ise de fayda etmedi. Bir hafta sonra kalıbı dinlendirdi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinlendirme — is. Dinlendirmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölgelendirmek — i 1) Gölge etmek, gölgeli yapmak Saçları alnına dökülmüş, kirpikleri yanaklarını gölgelendirmişti. A. İlhan 2) mec. Bulandırmak, bozmak 3) hlk. Dinlendirmek Bir gün Kezban koyunlarını gölgelendirdiği ormanın alanından geçen bir adama rast geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
huzur vermek — gönül rahatlığı, dirlik vermek, dinlendirmek Bu müzik bana huzur verdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yorgunluğunu almak — 1) dinlenmek 2) birini dinlendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
savğun — atı yükden halas edüp dinlendirmek tebrid etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tındurmak — rahatettirmek, dinlendirmek,11,176 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
herk etmek — toprağı bir süre dinlendirmek … Beypazari ağzindan sözcükler