-
1 раздавать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > раздавать
-
2 uitdelen
dağıtmak [-ır] v -
3 verspreiden
dağıtmak [-ır] v -
4 hand out
dagitmak -
5 deal
dagitmak, vermek; paylastirmak, dagitmak; vurmak, patlatmak,kâgitlari dagitma sirasi; anlasma, is; miktar -
6 диспергировать
dağıtmak, yaymakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > диспергировать
-
7 раскидать
dağıtmak, serpmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > раскидать
-
8 распределять
dağıtmak, tevzi etmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > распределять
-
9 mete out
dağıtmak, paylaştırmak* * *ver -
10 rough up
dağıtmak (saç), karman çorman etmek* * *sert davran -
11 شت
dağıtmak; saçılmak; savrulmak -
12 кыйрау
dağıtmak, darmadağın etmek -
13 ausgeben
dağıtmakharcamak -
14 austragen
-
15 verstreuen
dağıtmaksaçmak -
16 dish out
dagitmak, vermek -
17 dispel
dagitmak, defetmek; yok etmek, gidermek -
18 dispense
dagitmak, vermek; (ilaç, reçete, vb.) hazirlamak; vazgeçmek, feragat etmek -
19 disrupt
dagitmak, bozmak, bölmek -
20 dissipate
dagitmak, yok etmek, gidermek; dagilmak, yok olmak; çarçur etmek, aptalca harcamak
См. также в других словарях:
dağıtmak — i 1) Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı. Y. K. Beyatlı 2) nsz Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ulufe vermek (veya dağıtmak) — tar. 1) Osmanlılarda askerî ve sivil kuruluşlardaki görevlilere üç ayda bir verilen ücreti dağıtmak 2) mec. yerli yersiz bol keseden para harcamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyku dağıtmak — uyumasına engel olmak Uykumu dağıtmak için birkaç fincan kahve içtim … Çağatay Osmanlı Sözlük
adalet dağıtmak — kanunların saydığı hakları sahiplerine vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mavi boncuk dağıtmak — birçok kişiye birden sevgi göstermek ve söz konusu kişileri, bu sevginin yalnız kendisine verildiğine inandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
efkâr dağıtmak — sıkıntıyı gidermek, üzüntüden uzaklaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yuvasını dağıtmak — kurulu ev düzenini bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zihnini dağıtmak — gerektiği gibi düşünmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çenesini dağıtmak — iyice dövmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
suratını dağıtmak — yüzüne zarar verecek biçimde dövmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendini dağıtmak — 1) farklı işlerle aynı anda uğraşmaktan kötü durumda olmak 2) ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek Onlar benim dostlarım, kendimi onların yanında dağıtmış olmam çok vahim değil. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük