-
1 uplift
costurmak -
2 воодушевлять
-
3 lend wings to
coşturmak, güven vermek, teşvik etmek -
4 lend wings to
coşturmak, güven vermek, teşvik etmek -
5 begeistern
coşturmakheyecanlandırmak -
6 carry sb away
costurmak, büyülemek, kendinden geçirmek -
7 ectasize
costurmak, kendinden geçirmek -
8 enrapture
costurmak, kendinden geçirmek, aska getirmek -
9 вдохновлять
esinlendirmek,ilham vermek,coşturmak* * *несов.; сов. - вдохнови́тьesinlendirmek, esin / ilham vermek; coşturmak ( воодушевлять)успе́х вдохнови́л его — elde ettiği başarı onu coşturdu / şevklendirdi
вдохновля́ющий приме́р — esinlendirici bir örnek
вдохновля́ть наро́дные ма́ссы на акти́вную борьбу́ — halk yığınlarını aktif bir mücadeleye esinlendirmek
-
10 волновать
dalgalandırmak; heyecanlandırmak,coşturmak; endişelendirmek* * *1) (вызывать волны, колыхать) dalgalandırmak2) heyecanlandırmak; coşturmak ( возбуждать); endişelendirmek ( тревожить)э́тот фильм волну́ет — bu filim insana heyecan verir
-
11 воспламенять
-
12 зажигать
yakmak,tutuşturmak; coşturmak,uyandırmak* * *несов.; сов. - заже́чь1) yakmak, tutuşturmakзажига́ть спи́чку — bir kibrit çakmak
зажига́ть свет — ışığı / elektriği yakmak
-
13 enthuse
v. coşturmak, azmettirmek, hayran bırakmak, coşmak, gayrete gelmek, hayran kalmak, bayılmak, ballandıra ballandıra anlatmak* * *heveslen* * *[in'Ɵju:z]1) (to be enthusiastic.) coşmak, coşku göstermek2) (to fill with enthusiasm.) coşturmak, heyecan vermek -
14 begeistern
begeistern <o -ge-, h>1. v/t coşturmak;jemanden begeistern (für) b-nin (-e karşı) coşkusunu uyandırmak2. v/i begeistern durch bş-le coşturmak3. v/r: sich begeistern für bşe çok ilgi duymak -
15 возбуждать
heyecanlandırmak; uyandırmak (ilgi); kışkırtmak* * *несов.; сов. - возбуди́ть1) uyandırmakвозбужда́ть аппети́т — iştah açmak
возбужда́ть жа́жду — susatmak
возбужда́ть интере́с — ilgi uyandırmak
2) açmakвозбужда́ть иск / де́ло — dava açmak
3) ( волновать) heyecanlandırmak; coşturmak4) ( восстанавливать против кого-либо) birine karşı kışkırtmak -
16 одушевлять
несов.; сов. - одушеви́тьcoşturmak, can vermek -
17 окрылять
несов.; сов. - окрыли́ть -
18 подзадоривать
несов.; сов. - подзадо́ритьcoşturmak; kışkırtmak ( подстрекать) -
19 exhilarate
v. canlandırmak, neşelendirmek, coşturmak* * *neşelendir* * *[iɡ'ziləreit](to make (a person) feel happy and lively: He was exhilarated by the walk.) neşelendirmek- exhilarating -
20 flush
adj. düz, çıkıntısız, bir hizada, gömme, ankastre, ağzına kadar dolu, bol, paralı, cömert————————n. kızarma, kırmızılık, sifon, su fışkırması, heyecan, coşkunluk, taşkınlık, ateş [tıp.], hararet, floş (poker), renk, aşırı cömertlik————————v. yüzü kızartmak, heyecanlandırmak, coşturmak, yüzü kızarmak, heyecanlanmak, fışkırmak, sifonu çekmek, düzlemek, boşlukları doldurup sıvamak, kanatlanıp uçmak, uçmak, kaçırmak (kuş)* * *1. temizle 2. çalkala (v.) 3. aynı düzeyde (adj.)* * *1. noun1) (a flow of blood to the face, making it red: A slow flush covered her face.) kızarma2) ((the device that works) a rush of water which cleans a toilet: a flush toilet.) bol su; tuvalet sifonu2. verb1) (to become red in the face: She flushed with embarrassment.) kızarmak2) (to clean by a rush of water: to flush a toilet.) bol suyla temizlemek3) ((usually with out) to cause (an animal etc) to leave a hiding place: The police flushed out the criminal.) saklandığı yerden çıkarmak•- flushed- in the first flush of
- the first flush of
См. также в других словарях:
coşturmak — i Coşmasını sağlamak, coşmasına yol açmak Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için kopuzlarını çalıyorlar. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük
galeyana getirmek — coşturmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tehyiç etmek — coşturmak, heyecanlandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
komıtmak — coşturmak, heyecana getirmek. I, 69; II, 311. 312, 324bkz: komutmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
komutmak — coşturmak, I, 214bkz: komıtmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ateşlemek — i 1) Tutuşturmak, yakmak Ocağı ateşlemek. Cephaneliği ateşlemek. 2) Top, tüfek vb. patlayıcı maddeleri patlatmak 3) mec. Kışkırtmak, kızıştırmak 4) mec. Coşturmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateşlendirmek — i Coşturmak, kışkırtmak, şiddetlendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
coşturma — is. Coşturmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kopuz — is., müz., esk. Ozanların çaldığı telli Türk sazı Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük
ozan — is. 1) Sazla şiirler söyleyen halk şairi, âşık Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar. O. S. Orhon 2) Şiir yazan kimse, şair Birleşik Sözler halk ozanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutuşturmak — i 1) Tutuşmalarını veya tutuşmasını sağlamak Mutfakta maltız zaten yanmaktadır, anne iki gözlü ocağı da tutuşturuyor. T. Buğra 2) i, e Karşısındakinin isteyip istemediğini düşünmeksizin ansızın vermek Kadın mutfaktan alıp geldiği fileyi erkeğin… … Çağatay Osmanlı Sözlük