-
1 удушать
boğmak -
2 душить
-
3 задавить
boğmak,çiğnemek* * *сов.boğmak; çiğnemek (автомобилем и т. п.) -
4 удавить
-
5 удушить
-
6 глушить
sağır etmek; boğuklaştırmak,bastırmak,boğmak; söndürmek* * *1) ( оглушать) kulakları sağır etmekгул мото́ров оглуша́л — motorların uğultusu insanın kulaklarını sağır ediyordu
2) boğuklaştırmak; bastırmak, boğmakшум глуши́л му́зыку — gürültü müzik sesini boğuyordu
глуши́ть радиопереда́чи — radyo yayınlarını (parazitleyerek) bozmak
3) разг. söndürmekглуши́ть у́гли — korları söndürmek
4) разг. ( ошеломлять ударом) başına vurarak bayıltmak5) ( мешать росту) boğmak тж. перен.глуши́ть кри́тику — eleştiriyi boğmak
••глуши́ть мото́р — motoru susturmak
глуши́ть ры́бу динами́том — dinamitle balık vurmak
-
7 заглушать
bastırmak,boğmak,boğuklaştırmak; dindirmek,bastırmak; susturmak* * *несов.; сов. - заглуши́ть1) ( звук) bastırmak; boğmak; boğuklaştırmak ( приглушать)ковёр заглуша́л звук шаго́в — halı ayak seslerini boğuklaştırıyordu
шум заглуша́л му́зыку — gürültü müzik sesini boğuyordu
он так крича́л, что совсе́м заглуши́л меня́ / мой го́лос — öyle bağırıyordu ki sesimi bastırdı
2) перен. dindirmek; uyutmak; bastırmakзаглуша́ть боль — ağrıyı hafifletmek / dindirmek
заглуша́ть го́ре — acıyı uyutmak
заглуша́ть чу́вство го́лода — açlığı bastırmak
заглуша́ть го́лос со́вести — vicdan sesini bastırmak
3) ( растения) boğmak4) ( мотор) susturmak -
8 топить
yakmak; ısıtmak ; eritmek ; batırmak; boğmak* * *I1) (печь и т. п.) yakmak2) ( отапливать помещение) ısıtmakIIтопи́ть начну́т в октябре́ — kaloriferler Ekim ayında yakılacak
1) ( плавить) eritmek2) в соч.III несов.; сов. - потопи́ть, утопи́тьтопи́ть молоко́ — sütü fırında kaynatmak
1) ( суда) batırmak2) (людей, животных) (suda) boğmak3) перен., разг. ( губить) batırmak••потопи́ть что-л. в крови́ — kana boğmak
-
9 давить
basmak,basınç yapmak; sıkmak,ezmek; boğmak; çiğnemek* * *1) ( налегать тяжестью) basmak; basınç yakmak физ.2) (стискивать, сжимать) sıkmak; ezmek ( мять)дави́ть виногра́д — üzüm sıkmak
сапо́г да́вит — çizme ayağımı sıkıyor
у меня́ в груди́ да́вит — перен. göğsüm sıkıştı
3) ( душить) boğmak4) (сбивая с ног калечить, убивать) çiğnemek -
10 заговаривать
baş ağrıtmak,kafa şişirmek,lafa boğmak* * *I( вступать в разговор) konuşmaya girişmekII несов.; сов. - заговори́ть1) разг. ( утомлять разговорами) baş ağrıtmak; kafa şişirmek; ağız açtırmamak, lafa boğmak ( не давать слова сказать)2) ( действовать заговорами) büyü / nefes ile iyi etmek••загова́ривать зу́бы кому-л. — прост. birine kurtmasalı okumak
-
11 задаривать
-
12 засыпать
uyumak,uykuya dalmak; kapamak,doldurmak; örtmek* * *I засып`атьнесов.; сов. - зас`ыпать1) (яму и т. п.) kapamak; doldurmak2) örtmekдоро́гу засы́пало сне́гом — yol karla örtüldü / kar altında kaldı
ему́ засы́пало глаза́ песко́м — gözlerine kum doldu
3) разг. salmakзасыпать рис в бульо́н — pirinci et suyuna salmak
4) перен. boğmak; yağdırmakзасыпать кого-л. комплиме́нтами — iltifata boğmak
II засып`атьзасыпать кого-л. вопро́сами — birine sual yağdırmak; birini sual yağmuruna tutmak
несов.; сов. - засну́тьuyumak; uykuya dalmak; içi geçmek -
13 зацеловать
-
14 подавлять
несов.; сов. - подави́ть1) bastırmak, ezmek; baskı altında tutmak тк. несов.подави́ть мяте́ж — isyanı bastırmak
подави́ть батаре́ю — воен. bataryayı susturmak
подави́ть оппози́цию — muhalefeti ezmek
2) перен. boğmak, bastırmakс трудо́м подави́ть (в себе́) гнев — hiddetini zorla boğmak
подавля́ть го́лос оппози́ции — muhalefetin sesini susturmak
пра́вду не подави́ть / не пода́вишь — doğrular bastırılamaz
3) (получать перевес над чем-л.) ağır basmak4) ( приводить в угнетенное состояние) ezmek, içini karartmak -
15 топиться
-
16 выплакать
сов.1) в соч.вы́плакать го́ре — derdini gözyaşına boğmak
2) разг. ( вымолить плачем) ağlayıp yalvararak elde etmek••вы́плакать все глаза́ — ağlamaktan gözlerinde yaş kalmamak; ağlaya ağlaya gözleri kurumak
-
17 зародыш
embriyon,oğulcuk* * *мembriyon; oğulcuk••подави́ть что-л. в заро́дыше — (daha) doğmadan / yumurtadayken boğmak
-
18 ложка
-
19 надымить
-
20 накурить
сов.( bir yeri) sigara dumanına boğmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
bogmak — boğmak, I, 86; I I, 14, 24, 173; III, 406 gömlek düğmesi. I, 466 gerdanlık, gelin gerdanlığı I, 466 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
boğmak — 1. is., ğı Boğum yeri 2. i, ar 1) Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak 3) Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğmak — boğum yeri, bend, halka, ukda … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir kaşık suda boğmak — (elinden gelse veya bıraksalar) bir kimseye çok kızmak veya çok öfkelenmek Muhalifler bizi bir kaşık suda boğmak istidadını gösteriyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hafakanlar basmak (veya boğmak) — sıkıntıdan bunalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dara boğmak — birinin güç durumundan yararlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gürültüye getirmek (veya boğmak) — 1) bir işi, bir düşünceyi telaş ve karışıklık yüzünden ilgi çekmez duruma getirmek 2) söz kalabalığından, karışıklıktan yararlanarak istediğini elde etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan boğmak — (birini) beynine kan hücumuyla ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakırtıya boğmak — gereksiz ve boş sözlerle konuşmayı uzatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şakaya boğmak (veya dökmek veya bozmak) — ciddi başlayan bir sözü veya davranışı şakaya çevirmek Bu gayretin boşluğunu anlayarak işi şakaya dökmeye başlıyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dumana boğmak — 1) duman içinde bırakmak 2) mec. bunaltmak, şüphe içinde bırakmak Adamın kafasını katiyen aydınlatmamalı, karıştırmalı ve dumana boğmalısınız. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük