-
1 anlamak
-den anlamak etwas verstehen von;-den hiç bir şey anlamadım ich habe nichts von … gehabt;şakadan anlamak Spaß verstehen -
2 anlamak
vt verstehenanladın mı? (hast du) verstanden?bir şeyi doğru/yanlış/hemen \anlamak etw richtig/falsch/sofort verstehen -
3 anlamak
осознава́ть понима́ть постига́ть созна́ть* * *1) -i понима́ть, постига́ть кого-чтоanladınız mı? — вам поня́тно?, вы по́няли?
birbirini kelimesiz anlamak — понима́ть друг дру́га без слов
2) - den разбира́ться в чёмkumaştan anlarım — я разбира́юсь в тка́нях
3) - den смы́слить, понима́ть толк в чёмböyle şeylerden anlamam — я ничего́ не смы́слю в э́тих веща́х
4) - den извлека́ть по́льзуbu ilâçtan hiç bir şey anlamadım — от э́того лека́рства мне никако́й по́льзы не́ было
••Hanyayı Konyayı anlamak — погов. узна́ть почём фунт ли́ха
-
4 anlamak
1) В понима́ть, постига́ть, уясня́тьanladınız mı? — вам поня́тно?
2) В разбира́ться; дога́дыватьсяmotordaki bozukluğu anlamak — разобра́ться, в чём неиспра́вность мото́ра
3) [раз]узнава́тьdışardaki gürültünün sebebini anlayıver — узна́й-ка, что там [на у́лице] за шум
-
5 anlamak
ÍаңлаIIаңгышу; аңлау; аңлу; төшенү -
6 anlamak
v. understand, comprehend, figure out, get a grip, be knowledgeable about, get, absorb, appreciate, apprehend, ascertain, catch, catch on, click, compass, conceive, cotton on to, dawn on, deduce, dig, discern, discover, distinguish, fathom, grasp* * *understand -
7 anlamak
fehmkirin--------fêhmkirin--------fêmkirin--------heykatkirin--------sehî kirin--------têgihiştin--------têgihîştin -
8 anlamak
obejmować; pojąć; pojmować; rozumieć; uchwycić; zawierać; zrozumieć -
9 anlamak
гурыIон/ гурыIуэн (гурыIуагъ/ гурыIуащ: anladı; гурэIо/ гуроIуэ: anlıyor); гурыфэн/ гурыхуэн; (гурыфагъ/ гурыхуащ: anladı; гурэфэ/ гурохуэ: anlıyor); зыгурыгъэIон/ зыгурыгъэIуэн; (зыгуригъэIуагъ/ зыгуригъэIуащ: anladı; зыгурегъаIо/ зыгурегаIуэ: anlıyor); зыгурыгъэфэн/ зыгурыгъэхуэн; (зыгуригъэфагъ/ зыгуригъэхуащ: anladı; зыгурегъафэ/ зыгурегъахуэ: anlıyor) -
10 anlamak
гулъытэн, гурыIон, къыгурыIон -
11 añlamak
verstehen, merken -
12 anlamak
أدركثقفرأىعقلفقهفهموعى -
13 anlamak
1. أدرك [أَدْرَكَ]Anlamı: konuları, olayları kavramak ve düşünmek, idrak etmek2. ثقف [ثَقِفَ]Anlamı: konuları, olayları kavramak ve düşünmek, idrak etmek3. رأى [رَأَى]Anlamı: konuları, olayları kavramak ve düşünmek, idrak etmek4. فقه [فَقِهَ]Anlamı: konuları, olayları kavramak ve düşünmek, idrak etmek5. فهم [فَهِمَ]Anlamı: konuları, olayları kavramak ve düşünmek, idrak etmek6. وعى [وَعَى]Anlamı: konuları, olayları kavramak ve düşünmek, idrak etmek7. عقل [عَقَلَ]Anlamı: konuları, olayları kavramak ve düşünmek, idrak etmek -
14 anlamak
"to understand, to catch, to catch on (to sth), to get, to cotton on (to sth), to latch on, to follow, to grasp, to comprehend, to apprehend;to find out, to figure sb/sth out; to know (about), to be familiar with; to gather, to infer; to appreciate, to enj" -
15 anlamak
"1. /ı/ to understand, comprehend. 2. /ı/ to find out. 3. /dan/ to know (about), have knowledge (of). 4. /ı/ to deduce; to realize. 5. /dan/ to appreciate, enjoy. 6. /ı/ to understand (a person and his motives and feelings). 7. /dan/ to experience some good (from). 8. /dan/ slang to try, sample (a delicacy). Anladımsa Arap olayım. colloq. I don´t understand it at all. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. proverb A word to the wise is enough. (bir şey) anlamamak /dan/ not to enjoy (something), not to be interested (in). " -
16 anlamak
anlamaq, başa düşmək -
17 anlamak
chápat; obsáhnout; obsahovat; pochopit; pochytit; porozumět; zahrnout; zahrnovat -
18 dilinden anlamak
а) понима́ть язы́к, разбира́ться в ком-чёмб) догада́ться, улови́ть [по разгово́ру] о ком-чём идёт речь -
19 dünyayı anlamak
узна́ть / позна́ть жизнь -
20 işi anlamak
поня́ть в чём загво́здка; уясни́ть в чём де́ло
См. также в других словарях:
añlamak — anlamak I, 290 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
anlamak — i 1) Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak Babasının niçin bu kasabayı çok sevdiğini Nevin bir türlü anlayamamıştı. S. F. Abasıyanık 2) Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazı koz anlamak — söylenen şeyi çok yanlış anlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bayram haftasını mangal tahtası anlamak — şaka sözü, konu ile hiçbir ilgisi olmayacak biçimde ters anlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünyanın kaç bucak (veya köşe) olduğunu göstermek (veya anlamak) — dünyada ne gibi güçlükler olduğunu bildirmek (veya anlamak), insanın başına neler gelebileceğini öğretmek veya öğrenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
lafı kıçından dinlemek (veya anlamak) — konuşulan konuyu ilgisiz, üstünkörü veya önem vermeden dinlemek (veya yanlış, ters anlamak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dilinden anlamak — 1) bir canlının çıkardığı seslerden veya onun davranışlarından ne anlatmak istediğini anlamak 2) mec. söz konusu olan şeyin özelliğini bilmek Bunda yenilmiş, içilmiş bir şey yok ya! Sen onun dilini de anlarsın. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
işi anlamak — gizli bir şeyi, bir sorunu anlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilminden anlamak — bir işin, aracın veya konunun uzmanı olmak Onun ilminden anlayan şoför seni istediği yere götürür. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadrini anlamak — değerinin farkına varmak Hakikaten, insan sevdiklerinin kadrini yokluklarında anlıyor. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
karine ile anlamak — sözün gelişinden çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük