-
1 выясняться
anlaşılmak,ortaya çıkmak* * *несов.; сов. - вы́яснитьсяanlaşılmak, ortaya çıkmak -
2 явствовать
-
3 объясняться
несов.; сов. - объясни́ться1) ( выяснять отношения) (görüşüp) anlaşmak2) ( выясняться) anlaşılmak3) тк. несов. ( разговаривать) konuşmakобъясня́ться зна́ками — işaretlerle konuşmak
4) тк. несов. (иметь причиной что-л.) nedeni olmakэ́то объясня́ется двумя́ причи́нами — bunun iki nedeni vardır
••объясни́ться кому-л. в любви́ — birine ilanı aşk etmek
-
4 оказываться
несов.; сов. - оказа́ться1) olmakсвобо́дных мест не оказа́лось — boş yer yokmuş
кни́га оказа́лась на ме́сте — kitap yerli yerindeymiş
что оказа́лось в чемода́не? — bavuldan neler çıktı?
у него́ оказа́лось сро́чное де́ло — acele bir işi çıktı
у нас места́ оказа́лись ря́дом — yerlerimiz yanyana düşmüştü
2) kendini bulmak; düşmekоказа́ться пе́ред диле́ммой — bir ikilemle karşı karşıya kalmak
оказа́ться в опа́сности — tehlikeye düşmek
оказа́ться на гра́ни гражда́нской войны́ — iç savaşın eşiğine gelmek
оказа́ться не в состоя́нии управля́ть страно́й — ülkeyi yönetemez hale gelmek
оказа́ться в смешно́м положе́нии — gülünç duruma düşmek
3) çıkmakарбу́з оказа́лся незре́лым — karpuz ham çıktı
я оказа́лся прав — benim haklı olduğum ortaya çıktı
за́втра мо́жет оказа́ться сли́шком по́здно — yarın çok geç olabilir
его́ уси́лия оказа́лись тще́тными — çabaları boşa gitti
4) безл. ( выясняться) anlaşılmakкак оказа́лось — anlaşıldığı gibi
5) тк. несов., в соч.ока́зывается — → вводн. сл. meğer
ока́зывается, портфе́ль пуст — meğer çanta boşmuş
-
5 открываться
несов.; сов. - откры́ться1) врз açılmakчемода́н откры́лся — bavul açıldı
когда́ откро́ется теа́тр? — tiyatro ne zaman açılacak
нашему взо́ру откры́лся краси́вый вид — gözlerimiz önünde güzel bir manzara açıldı
заче́м ты ему́ откры́лся? — ona ne diye açıldın?
2) ( становиться известным) açığa / ortaya çıkmak3) ( становиться понятным) anlaşılmak••у него́ откры́лись глаза́ — gözü açıldı
-
6 подразумеваться
(под чем-л.)...dan / denince... kastedilmek, anlaşılmakэ́то само́ собо́й подразумева́лось — bu kendiliğinden anlaşılıyordu
-
7 разуметься
1) anlaşılmak, kastedilmek2) в соч.разуме́ется — → вводн. сл. kuşkusuz, tabii
-
8 разъясняться
несов.; сов. - разъясни́ться
См. также в других словарях:
anlaşılmak — nsz 1) Anlama işine konu olmak 2) Belli olmak, ortaya çıkmak ... çıkarılan haberlerin aslı olmadığı anlaşılmıştı. F. F. Tülbentçi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller anlaşıldı Vehbinin kerrakesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
belli olmak — anlaşılmak, açıklanmak Dilinden Anadolu olduğu belli oluyor. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlaşılma — is. Anlaşılmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilinmek — nsz Bilme işine konu olmak, anlaşılmak, öğrenilmek Bir haftadır civarda dolaştığı biliniyor, yakalanamıyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakılmak — e 1) Çakma işine konu olmak Ceketini serginin tahtasına çakılmış çividen alır, omuzlarına bırakır. S. F. Abasıyanık 2) Hızla düşüp saplanmak Uçak dağa çakıldı. 3) nsz, argo Ortaya çıkmak, farkına varılmak, anlaşılmak Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
görülmek — nsz 1) Göz yardımıyla bir şey, bir varlık algılanmak, seçilmek 2) Gereken iş yapılmış olmak İşimiz kolayca görüldü. 3) Bir şeyin bulunduğu anlaşılmak, karşılaşılmak, rastlanmak Yıllarca görülmemiş bir dostu kucaklar gibi hemşiresini öptü. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
sezilmek — nsz Bir şey, bir durum anlaşılmak, hissedilmek Dudak uçlarında ancak sezilebilen bir memnunluk yanıp sönmüştü. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
yansımak — nsz 1) Işık dalgaları yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön değiştirmek, aksetmek Düz ve parlak yüzeylere çarpan ışık yansır. 2) Yer almak Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir. Halikarnas… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük (veya çürüğe) çıkmak — 1) birinin sağlam olmadığı anlaşılmak 2) ask. sağlık durumunun elverişsiz olması yüzünden askerlik ödevinden bağışlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kof çıkmak — bir kimsenin bilgisiz, değersiz, işe yaramaz biri olduğu anlaşılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük