-
1 выходить
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > выходить
-
2 чыгу
çıkmak -
3 uitgaan
çıkmak [-ar] v -
4 çıxmaq
çıkmak -
5 ausrücken
çıkmak -
6 go out
çıkmak, dışarı çıkmak, dışarıya çıkmak, eğlenmeye gitmek, sönmek, grev yapmak, geçmek, çekilmek, istifa etmek, flört etmek* * *çık* * *1) (to become extinguished: The light has gone out.) sönmek2) (to go to parties, concerts, meetings etc: We don't go out as much as we did when we were younger.) dışarı çıkmak3) (to be frequently in the company of (a person, usually of the opposite sex): I've been going out with her for months.) çıkmak, birlikte olmak -
7 восходить
çıkmak; doğmak; kadar gitmek,kadar uzanmak* * *1) ( подниматься) çıkmak2) (о солнце, луне) doğmak3) ( иметь своим началом)...a kadar inmek / gitmek / uzanmak -
8 всходить
-
9 выбираться
çıkmak* * *разг., несов.; сов. - вы́браться1) çıkmakвыбира́ться из ле́са — ormandan çıkmaya çalışmak; orman kenarına götüren bir yol aramak
2) в соч.я ника́к не могу́ вы́браться в кино́ — sinemaya gitmek için bir türlü vakit bulamıyorum
3) тк. сов.е́сли у тебя́ вы́берется свобо́дный час... — boş bir saatin olsa...
-
10 вылезать
çıkmak; sıyrılmak; dökülmek* * *несов.; сов. - вы́лезти вы́лезть1) (tırmanarak) çıkmak прост.; inmek ( из вагона)2) перен., разг. ( избавляться) sıyrılmak3) ( о волосах) dökülmek••вылеза́ть нару́жу (о недостатках и т. п.) — sırıtmak
-
11 come off
çıkmak, kopmak, dökülmek, olmak, meydana gelmek, elde etmek* * *kop* * *1) (to fall off: Her shoe came off.) çözülmek, yerinden çıkmak, düşmek2) (to turn out (well); to succeed: The gamble didn't come off.) başarılı olmak -
12 step out
çıkmak, dışarı çıkmak, inmek, hızlı yürümek, pergelleri açmak, dansa gitmek, eğlenmeye gitmek, adımlamak, adımlayarak ölçmek* * *eğlenceye git* * *(to walk with a long(er) and (more) energetic stride.) hızlı yürümek -
13 come up
çıkmak, yaklaşmak, sokulmak, mahkemeye çıkmak, yaygın olmak, tutulmak, üniversiteye başlamak, londra'ya gelmek* * *karşılaş -
14 çıxmaq
çıkmakçıkagelmek, çıkmak -
15 подняться
çıkmak, kalkmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > подняться
-
16 go off
çıkmak, çürümek, ateş almak, patlamak, başlamak, kahkahayı basmak, bozulmak, ekşimek, kesilmek, sönmek, çoğalmak* * *çıkıp git* * *1) ((of a bomb etc) to explode: The little boy was injured when the firework went off in his hand.) patlamak2) ((of an alarm) to ring: When the alarm went off the thieves ran away.) çalmak3) (to leave: He went off yesterday.) ayrılmak4) (to begin to dislike: I've gone off cigarettes.) sevmemeye başlamak, soğumak5) (to become rotten: That meat has gone off.) bozulmak, ekşimek6) (to stop working: The fan has gone off.) bozulmak -
17 go forth
çıkmak* * *çık -
18 مضى
çıkmak; dinmek; gitmek -
19 каймыку
çıkmak (kol, el vs.) -
20 εξαρθρώνω
çıkmak, (kemik) yerinden oynatmak
См. также в других словарях:
çıkmak — I, 81, 305, 343, 362, 420, 424; II, 17, 18, 116, 246; III, 16, 120, 144, 161bkz: taşıkmak, tışıkmak çekerek bağlamak, I I, 21 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüze çıkmak — 1) bir sıvının üst bölümüne çıkmak 2) belli olmak, açığa çıkmak, belirmek Evimizde artık pek de gizli tutulamayarak yüze çıkmaya başlayan bu rezalet yani gelin ve damat arasındaki bu sevda alışverişi böyle devam edip duracak mı? M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksilik çıkmak — engel ortaya çıkmak Pazarlık bitecek gibiyken bir aksilik çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizmeden yukarı çıkmak — bilmediği, aklının ermediği, yetkisi dışındaki bir işe karışmak Daha çoğunu istemeye kalkarsa iş değişir o zaman; buna çizmeden yukarı çıkmak denir, herkes haddini bilmeli. M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük
fos çıkmak — bir işin sonu gelmemek, boş çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
foyası meydana (veya ortaya) çıkmak — bir olay dolayısıyla bir kimsenin kötü niteliği ortaya çıkmak Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mehtaba çıkmak — ay ışığında gezip dolaşmak O gece mehtaba çıkmak için bir hayli evvelinden başlayan tatlı bir hazırlık devresi vardı. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahabetçi çıkmak — kayırmak, arka çıkmak Kahpenin gözlerine mi tutulmuş ne, sahabetçi çıkıyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
zenneye çıkmak — tiy. orta oyununda erkek oyuncu, kadın rolüne çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zıp diye çıkmak — beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük