-
1 descent
n. iniş, alçalma; baskın; çöküş, düşme; madene inme; yokuş; nesil, köken; miras kalma; üşüşme* * *iniş* * *[-t]1) (the act of descending: The descent of the hill was quickly completed.) iniş2) (a slope: That is a steep descent.) bayır iniş3) (family; ancestry: She is of royal descent.) ata, soy -
2 influx
n. içeriye akma, giriş, akış, akın, nehir ağzı* * *1. akın 2. istila* * *(an arrival of something in great quantities or numbers: an influx of tourists.) akın, akım, doluşma, üşüşme -
3 rush
n. acele, telaş, kızarıklık, kızartı, koşma, koşuşturma, sıçrama, atılma, saldırma, hücum, akın, üşüşme, toplanma, rağbet, kur, saz, hasırotu, önemsiz şey, fasa fiso————————v. acele etmek, koşmak, şiddetli esmek, hızlı akmak, atılmak, düşünmeden girişmek, aceleye getirmek, acele ettirmek, sıkboğaz etmek, sıkıştırmak, koşturmak, acele ile göndermek, yetiştirmek, çabucak halletmek, hücum etmek, saldırmak, üstüne atılmak, kur yapmak [amer.], asılmak [amer.], kazıklamak [brit.]* * *1. acele et (v.) 2. acele etme (n.)* * *I 1. verb(to (make someone or something) hurry or go quickly: He rushed into the room; She rushed him to the doctor.) acele etmek, koşturmak2. noun1) (a sudden quick movement: They made a rush for the door.) atılış, hamle2) (a hurry: I'm in a dreadful rush.) acele, telâş•II noun(a tall grass-like plant growing in or near water: They hid their boat in the rushes.) saz, hasır otu -
4 inrush
n. içeriye hücum, üşüşme, akın -
5 onrush
n. hücum, üşüşme, saldırma -
6 inrush
n. içeriye hücum, üşüşme, akın -
7 onrush
n. hücum, üşüşme, saldırma -
8 Ansturm
-
9 συρροή
izdiham, üşüşme -
10 Andrang
-
11 Ansturm
-
12 tehâcüm
arapça تهاجم 1.saldırı. 2.üşüşme. tehâcüm etmek üşüşmek. -
13 ازدحام
اِزْدِحام1. hücumAnlamı: üşüşme, bir yere toplanma2. akınAnlamı: kalabalaık ve çok izdiham3. sıkışıklıkAnlamı: sıkışık olma durumu4. izdihamAnlamı: aşırı kalabalık5. kalabalıkAnlamı: çok sayıda insan topluluğu, izdiham -
14 تجمع
Iتَجَمَّعَ1. yuvalanmakAnlamı: bir yerde birikmek, toplanmak2. kümelenmekAnlamı: bir yere toplanmak3. toparlanmakAnlamı: toparlama işi yapılmak4. derilmekAnlamı: derme ışine konu olmak5. toplanmakAnlamı: toplamak işine konu olmak6. çöküşmekAnlamı: bir şeyin başına toplanmak7. bileşmek8. birikmekAnlamı: toplanıp yığılmakIIتَجَمُّع1. yığınak2. hücumAnlamı: üşüşme, bir yere toplanma -
15 تراكم
Iتَرَاكَمَ1. doluşmakAnlamı: bir yerde toplanmak, bir araya gelmek2. kümeleşmekAnlamı: küme durumunda toplanmak3. birikmekAnlamı: toplanıp yığılmakIIتَرَاكُم1. hücumAnlamı: üşüşme, bir yere toplanma2. yığınak3. birikimAnlamı: bir yerde toplanıp yığılma -
16 influx
istila, akin, üsüsme; içeriye akma -
17 rush
acele etmek; kosmak, segirtmek; acele ettirmek, kosturmak; aceleyle yapmak, bastansavma yapmak, aceleye getirmek; sikbogaz etmek, sikistirmak; saldirmak, üstüne çullanmak, acele, telas; itip kakma; saldiri, hamle; üsüsme; ragbet, talep, istek; hasirotu, s
См. также в других словарях:
üşüşme — is. Üşüşmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
hücum — is., Ar. hucūm 1) Saldırma, saldırı, saldırış Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı. Y. K. Beyatlı 2) Üşüşme, bir yere toplanma 3) ünl. İleri anlamında kullanılan bir seslenme sözü 4) mec. Sert eleştiri … Çağatay Osmanlı Sözlük
tehacüm — is., esk., Ar. tehācum 1) Birlikte ve birden hücum etme, saldırma 2) Üşüşme, bir yere toplaşma … Çağatay Osmanlı Sözlük
üşüntü — is. Toplanma, üşüşme, üşüşüp bir araya gelme Karınca üşüntüsü. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller üşüntü etmek üşüntü köpekler mandayı paralar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tehâcüm — (A.) [ ﻢﺝﺎﻬﺕ ] 1. saldırı. 2. üşüşme. ♦ tehâcüm etmek üşüşmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
GULÜVV — Ayaklanma. Taşkınlık. * Üşüşme. Hücum. Saldırış. * Edb: Mübalağanın son derecesi. Üçe ayrılan mübalağanın diğer iki derecesinden biri tebliğ, öteki iğraktır. Aşağıdaki parçada mübalağa gulüv derecesindedir: Gökler gürüldese, şimşekler çaksa… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İNSİLAL — Bir yere toplanma, üşüşme, hücum etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük