-
1 generating routine
üretme yordami -
2 production
n. üretme, üretim, yapım, imal, yapıt, eser* * *üretim* * *1) (the act or process of producing something: car-production; The production of the film cost a million dollars.) üretme, imalât2) (the amount produced, especially of manufactured goods: The new methods increased production.) üretim miktarı3) (a particular performance, or set of repeated performances, of a play etc: I prefer this production of `Hamlet' to the one I saw two years ago.) yapım -
3 ranch
n. çiftlik, hayvan üretme çiftliği————————v. çiftlik işletmek, çiftlikte yaşamak, hayvancılık yapmak (çiftlikte)* * *büyük çiftlik* * *(a farm, especially one in North America for rearing cattle or horses.) hayvan üretme çiftliği -
4 hatchery
n. üretme çiftliği, balık üretme yeri -
5 hatchery
n. üretme çiftliği, balık üretme yeri -
6 hatchery
kuluçka yeri, üretme çiftligi, balik üretme istasyonu -
7 breeding
n. doğurma, yetiştirme; üretme, üreme, terbiye, görgü kuralları, görgü* * *1. soy (n.) 2. üre (v.) 3. üreyerek (prep.) 4. yavrulama (n.) 5. yavrula (v.) 6. yavrulayarak (prep.)* * *noun (education and training; good manners: a man of good breeding.) yetişme -
8 culture
n. kültür, medeniyet, medenilik; üretme, yetiştirme, ekim; bakteri kültürü* * *kültür* * *1) (a form or type of civilization of a certain race or nation: the Jewish culture.) kültür2) (improvement of the mind etc by education etc: He was an enthusiastic seeker of culture.) eğitim3) (educated taste in art, literature, music etc: He thinks that anyone who dislikes Bach is lacking in culture.) kültür; zevk ve anlayış4) ((a) cultivated growth of bacteria etc.) kültür, üretik5) (the commercial rearing of fish, certain plants etc.) yetiştirme•- cultural- cultured -
9 fabrication
n. üretme, imal etme, bir araya getirme, uydurma, yalan, sahtesini yapma* * *1. imalat 2. yapım* * *1) (a lie: Your account of the accident was a complete fabrication.) uydurma, yalan2) (the act of fabricating.) uydurma -
10 fish farm
noun (an area of fresh water for breeding fish as a business.) balık üretme çiftliği -
11 fish hatchery
noun (a place for hatching fish eggs.) balık yumurtası üretme çiftliği -
12 generation
n. kuşak, dünyaya getirme, nesil, jenerasyon, üretme, üretim, oluşturma* * *nesil* * *1) (one stage in the descent of a family: All three generations - children, parents and grandparents - lived together quite happily.) nesil, kuşak2) (people born at about the same time: People of my generation all think the same way about this.) nesil, kuşak -
13 nursery
n. çocuk odası, yuva, kreş, bakımevi, anaokulu, fidanlık, üretme çiftliği* * *fidanlık* * *plural - nurseries; noun1) (a room etc for young children.) çocuk odası2) (a place where young plants are grown.) fidanlık -
14 address generation
adres üretme -
15 back formation
kökten türetilen kelime* * *sözcük üretme -
16 creating from raw materials
ham maddeden üretme -
17 procreation
n. doğurma, üretme, meydana getirme* * *üreme -
18 producing
adj. üretken, üreten, verimli————————n. üretme* * *1. üretici (n.) 2. üret (v.) 3. üreterek (prep.) -
19 working
adj. çalışan, işleyen, temel, yeterli, çalışma, iş————————n. çalışma, işleme, iş, işletme, üretme, halletme, çaba, mayalanma, kazı (maden)* * *1. çalışma (n.) 2. çalış (v.) 3. çalışarak (prep.) -
20 address generation
adres üretme
- 1
- 2
См. также в других словарях:
üretme — is. Üretmek işi veya durumu, çoğaltma … Çağatay Osmanlı Sözlük
KWS SAAT — AG Rechtsform Aktiengesellschaft ISIN DE0007074007 … Deutsch Wikipedia
Nevzat Üstün — (* 1924 in Istanbul; † 8. November 1979 in Bolu) war ein türkischer Dichter und Schriftsteller. Nevzat Üstün wurde 1924 als Sohn einer wohlhabenden Familie in Istanbul geboren. Seine Grundschulzeit verbrachte er in Develi, Kayseri. Nach dem… … Deutsch Wikipedia
Üstün — Nevzat Üstün (* 1924 in Istanbul; † 8. November 1979 in Bolu) war ein türkischer Dichter und Schriftsteller. Nevzat Üstün wurde 1924 als Sohn einer wohlhabenden Familie in Istanbul geboren. Seine Grundschulzeit verbrachte er in Develi, Kayseri.… … Deutsch Wikipedia
balıkçılık — is., ğı 1) Balık tutma, avlama işi 2) Balık üretme ve satma işi Muharrem artık yalnız balıkçılıkla geçiniyordu. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler dip balıkçılığı kıyı balıkçılığı kültür balıkçılığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
baraj — is., Fr. barrage 1) Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent Atatürk Barajı. Kurtboğazı Barajı. 2) sp. Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çimentoculuk — is., ğu Çimento üretme veya satma işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekonomi — is., Fr. économie 1) İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütünü, iktisat 2) Bu ilişkileri inceleyen bilim dalı, iktisat 3) Tutum Birleşik Sözler ekonomi coğrafyası ekonomi … Çağatay Osmanlı Sözlük
fotoelektrik — is., ği, fiz., Fr. photoélectrique 1) Işığın etkisiyle elektrik üretme 2) Işık ışımalarının etkisiyle oluşan her tür elektrik olayı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gülcülük — is., ğü Gül üretme veya alıp satma işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
imal — is., li, Ar. iˁmāl 1) Ham maddeyi işleyip mal üretme 2) Yapım Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller imal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük