Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

âhirin

  • 1 ahırın gübresini temizlemek

    v. muck out a stable

    Turkish-English dictionary > ahırın gübresini temizlemek

  • 2 at

    конь (м) ло́шадь (ж)
    * * *
    ло́шадь, конь тж. шахм.

    ata binmek — сади́ться на ло́шадь

    at boynuna düşmek — припа́сть к ше́е ло́шади ( при быстрой езде)

    attan inmek — спе́шиться

    at koşturmak — гнать [во весь опо́р]

    at kılı — ко́нский во́лос

    at koşusu / yarışı — бега́, ска́чки

    at takımı — ко́нская сбру́я

    at uşağı — ко́нюх

    arap atı — ара́бский скаку́н

    binek at — верхова́я ло́шадь

    cins at — поро́дистый конь

    çalımlı at — а) ре́звый конь; б) конь с но́ровом

    haşarı at — а) ди́кая / необъе́зженная ло́шадь; б) норови́стая ло́шадь

    ••

    attan inip eşeğe binmekпогов. променя́ть сапоги́ на ла́пти

    atın ölümün arpadan olsun!погов. помира́ть, так с му́зыкой

    atlar tepeşir, arada eşekler ezilir — посл. паны́ деру́тся, а у хло́пцев чубы́ треща́т

    at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamakпосл. предпринима́ть запозда́лые ме́ры; по́сле дра́ки кулака́ми не машу́т

    atı alan Üsküdarı geçtiпосл. ≈ сли́шком по́здно, моме́нт упу́щен

    at binicisine göre eşinirпосл. ≈ конь зна́ет своего́ вса́дника; на чьи са́ни сади́шься, того́ и пе́сни поёшь

    atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmazпосл. когда́ кую́т коня́, лягу́шки ла́пы не протя́гивают (т. е. каждый должен знать своё место)

    ata et, ite ot vermek — погов. корми́ть коня́ мя́сом, соба́ку - траво́й (т. е. всё делать наоборот)

    - atla arpayı dolaştırmak
    - at başı gitmek
    - at başı beraber gitmek
    - at gibi
    - at hırsızı gibi
    - at koşturacak kadar
    - at nalı kadar
    - at oynatmak

    Türkçe-rusça sözlük > at

  • 3 at

    ",-tı horse. -ı alan Üsküdar´ı geçti. colloq. It is far too late now (to rectify it). -/-lar anası mannish woman with large features. - başı beraber/bir both in the same condition, on the same level. -a binmek to mount a horse; to ride a horse. - cambazı 1. equestrian performer, show rider. 2. horse dealer, horse trader. - çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak to lock the barn door after the horse is stolen. -a et, ite ot vermek to distribute work or goods without considering the needs and skills of those involved. - gibi huge (woman). - hırsızı gibi shifty-looking big (man). -tan inip eşeğe binmek to come down in the world. - izi it izine karışmak to be such a confused society that one can´t tell the good people from the worthless. - kılı horsehair. - koşmak /a/ to hitch a horse to (a carriage). - koşturmak 1. to gallop, gallop a horse, ride at a gallop. 2. colloq. to fool around, chase rainbows. - koşturacak kadar büyük/geniş huge (room, house, etc.). - meydanı hippodrome. - nalı horseshoe. - nalı kadar immense (medal, medallion, ornament). - oynatmak 1. to show off one´s skill as a horseman. 2. /la/ to compete (with). 3. /da/ to rule, establish one´s overlordship (over). 4. to act as one wishes. 5. /da/ to be knowledgeable in (a subject). -ın ölümü arpadan olsun. proverb It is not worth depriving oneself of something one likes for fear of bad consequences. - pazarı horse market. - pazarında eşek osurtmuyoruz. vulg. Shut up and listen to what I´m saying. -ını sağlam kazığa bağlamak to take precautions in one´s business. - yarışı horse race. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > at

См. также в других словарях:

  • âhirin — (A. F.) [ ﻦیﺮﺧﺁ ] 1. sonuncu. 2. sonrakiler …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak — iş işten geçtikten sonra önlem almaya kalkışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • EVVELÎN Ü ÂHİRÎN — İlkler ve sonlar. Evvelkiler ve sonrakiler …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Ghulam Husain Tabatabai — Ghulām Husayn Hān Ṭabāṭabā ī Hassanī, author and historian, spent most of his life in the midst of the political vicissitudes during the waning days of the Mughal Empire, in particular those events related to the area of what is today the… …   Wikipedia

  • at — is. 1) Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan 2) Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş Birleşik Sözler at arabası atbalığı atbaşı at… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerleşmek — e 1) Yerine iyice oturmak, yerinde sabit olmak Bu taş buraya adamakıllı yerleşmiş. 2) Yer bulup oturmak Arabaya, birbirine sıkışarak yerleştiler. S. F. Abasıyanık 3) Çalışmak üzere bir iş yerine başlamak Oğlu bankaya yerleşmiş. 4) Bir yerde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»