-
21 إلزام
cebir; dürtü; gasp; ikrah; mecburiyet; zor; zorbalık; zorunluk; zorunluluk -
22 اضطرار
cebir; dürtü; gasp; ikrah; mecburiyet; zor; zorbalık; zorgu; zorunluk; zorunluluk -
23 جبر
cebir; dürtü; gasp; güç; ikrah; mecburiyet; mukadderat; ortopedi; zor; zorbalık; zorgu; zorunluk; zorunluluk -
24 دفع
cebir; defetmek; deflemek; dürtü; gasp; göğüslemek; itmek; kahır; kakalamak; karşılamak; kışkırtıcılık; likide; mecburiyet; motivasyon; tahrik; zor; zorbalık; zorunluk; zorunluluk -
25 عنت
cebir; dürtü; ezinç; gasp; gaspetmek; ikrah; mecburiyet; zor; zorgu; zorlamak; zorbalık; zorunluk; zorunluluk -
26 عنوة
cebir; cebren; dürtü; gasp; ikrah; mecburiyet; zor; zorgu; zorla; zorbalık; zorunluk; zorunluluk -
27 غصب
cebir; dürtü; gasp; mecburiyet; zor; zorgu; zorbalık; zorunluk; zorunluluk -
28 قسر
cebir; dürtü; gasp; ikrah; kuvvetle; mecburiyet; metazori; zor; zoraki; zorgu; zorla; zorbalık; zorunluk; zorunluluk -
29 قهر
cebir; dürtü; gasp; gaspetmek; ikrah; kahretmek; kazanmak; mecburiyet; zor; zorgu; zorlamak; zorbalık; zorunluk; zorunluluk -
30 لزوم
gereklik; hacet; içlem; lüzum; zorunluk; zorunluluk -
31 Muss
-
32 Notwendigkeit
gerek(li) lik, zaruret, zorunluk;es besteht keine \Notwendigkeit gereği [o lüzumu] yok -
33 Zwang
\Zwang auf jdn ausüben birine zor [o cebir] kullanmak;unter \Zwang stehen zorunda olmak;tu dir keinen \Zwang an kendini zorlama [o zora koşma];gesellschaftliche Zwänge toplumsal zorunluklar;einem inneren \Zwang folgen zorguya göre hareket etmek2) ( Nötigung) zorlama3) ( Notwendigkeit) zorunluk, zaruret, mecburiyet -
34 أهمية
أَهَمِّيَّة1. ağırlıkAnlamı: değerli olma durumu2. gereklikAnlamı: gerek olma durumu, lüzum, icap3. zaruretAnlamı: mecburiyet, zorunluluk, zorunluk4. önemAnlamı: bir şeyin değerli olma durumu -
35 ضرورة
ضَرُورَة1. ihtiyaçAnlamı: gereksinme2. hacetAnlamı: herhangi bir şey için gerekli olma, lüzum3. lüzumAnlamı: gerek, gereklik, icap4. gereklikAnlamı: gerek olma durumu, lüzum, icap5. zaruretAnlamı: mecburiyet, zorunluluk, zorunluk -
36 وجوب
وُجُوب1. gereklikAnlamı: gerek olma durumu, lüzum, icap2. zaruretAnlamı: mecburiyet, zorunluluk, zorunluk -
37 zərurət
icap, zarureticap, zaruret, zorunluk
- 1
- 2
См. также в других словарях:
zorunluk — is., ğu 1) Zorunluluk 2) top. b. Olayların iç ve özlerindeki düzenlilik, yasaya bağlılık ve yapı gereği, belli şartlar altında ortaya çıkması kaçınılmaz olan şey 3) top. b. İnsanın, doğanın ve toplumun nesnel yasalarına bağımlı olması durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
zorunluluk — is., ğu Olması gerekme, olduğundan başka olmama, zorunlu olma, mecburiyet, zaruret, ıstırar, zorunluk, olumsallık karşıtı Bu zorunluluk, başkalarınca savsaklanmış görevi yerine getirmekten doğuyor. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük