-
1 день
gündüz* * *м1) günкако́й сего́дня день (неде́ли)? — bugün ne?
до вчера́шнего дня — düne kadar / değin
о́тпуск на пять дней — beş günlük izin
пое́хать на́ три́ дня — üç günlüğüne / üç gün için gitmek
пое́хать на́ день (без ночёвки) — günübirlik gitmek
вступа́ть в си́лу со дня опубликова́ния — neşir tarihinden itibaren yürürlüğe girmek
столе́тие со дня основа́ния заво́да — fabrikanın yüzüncü kuruluş yılı
он зараба́тывает де́сять рубле́й в день — günde on ruble kazanıyor; gündeliği on rubledir
газе́та дохо́дит до чита́теля в тот же день — gazete, okurlarının eline gününde ulaşır
за́ день (в продолжение дня) — bir gün içinde
нанима́ть / снима́ть что-л. за́ три́ рубля́ в день — bir şeyi günlüğü üç rubleye kiralamak
в оди́н и тот же день — aynı gün
в э́тот / в тот день — o gün
с ка́ждым днём — her geçen gün
2) (дни) мн. zaman, sıra; çağв на́ши дни — günümüzde, zamanımızda
в дни войны́ — savaş sırasında
Евро́па на́ших дней — günümüz Avrupa'sı
••день ото дня́ — günden güne
его́ дни сочтены́ — günleri sayılı
до конца́ свои́х дней — ömrünün sonuna kadar
(и) день и ночь — gece gündüz, geceli gündüzlü
в оди́н прекра́сный день — günün birinde
среди́ / средь бе́ла дня — güpegündüz
См. также в других словарях:
beyzade — is., T. bey + Far. zāde 1) Bey oğlu Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade. B. R. Eyuboğlu 2) Soylu kimse Eşsiz bir beyzadeydi, zamanımızda artık benzeri çıkmıyor. A. İlhan 3) mec. Özenle büyütülmüş, nazlı kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıymetli — sf. Değerli Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti. B. Felek Birleşik Sözler kıymetli evrak … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhafaza — is., Ar. muḥāfaẓa Koruma, saklama, korunum Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti. B. Felek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller muhafaza altına almak muhafaza edilmek muhafaza etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ak akçe kara gün içindir — çalışarak kazandığımız para, dar zamanımızda bizi sıkıntıdan kurtarır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dəğdəğə — is. <ər.> klas. 1. Bihudə təlaş və iztirab, qorxu, həyəcan; gurultu patırtı. Fariq eylə məni bu dəğdəğeyi dünyadən. S. Ə. Ş.. 2. Dərd, başağrısı, qayğı, əndişə, fikir. Hərgah doğrusunu bilmək istəyirsən, ərz edim: – Başımın ən bala… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ABESİYYUN — Kâinatın ve hâdiselerin başı boş, faydasız ve gayesiz, kendi kendine, Haliksız olduğuna inanmak isteyen bâtıl yoldaki felsefeciler. Zamanımızda Ekzistansializm Varoluşculuk adı altında yeniden ortaya çıkan bir varlık ve hayat felsefesidir. İki… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AVRUPALILAŞMAK — Avrupalıların fikirlerini ve yaşayış tarzını benimsemek. Türkiye de batılılaşma olarak kullanılmaktadır. Avrupa zamanımızda ilim ve teknikte ilerlemiş olmakla beraber inanışları, ahlâkları, felsefeleri ve yaşayış tarzı ile geri bir düşünüşü… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CİHAD — (Cehd. den) Düşman ile muharebe. İlim ve imanla, sözle, fiile, mal ve canla bütün kuvvetini sarf etmek. Allah (C.C.) yolunda muharebe. Din için çalışmak. Erkân ı imâniye ve esasât ı diniyeyi muhafaza ve imânı takviye için cehd ve gayret etmek.… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EMPERYALİZM — Fr. Bir devletin, sınırlarını genişletme politikası. Sınırları genişletmekteki gaye, başka memleketlerin zenginlik kaynaklarını ele geçirme ve insanlarını kendi hesaplarına çalıştırmaktır. Bu maksat için çok defa silâhlı harp, hem masraflı, hem… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FÎ-ZAMANİNA — Devrimizde. Zamanımızda … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MECLİS-İ A'YÂN — Osmanlı İmparatorluğu zamanında hükümet tarafından seçilmiş olan meclis. (Bunun karşılığı, zamanımızda, senato meclisidir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük