Перевод: с турецкого на английский

с английского на турецкий

yoksa...

  • 1 yoksa

    "1. or...? (used in a question): Şaka mı söylüyorsun, yoksa gerçekten gücendin mi? Are you joking, or have you really taken offense? Bunu yapmak istemiyorum. Yoksa yapsam mı? Ne dersin? I don´t want to do this. Or should I? What do you think? Ayhan mı, yoksa Ali mi, hangisi yaptı? Was it Ayhan, or was it Ali? Which one did it? Gidecek mi, yoksa gitmeyecek mi? Is he going to go, or isn´t he? 2. otherwise, or else, if not: Daha hızlı çalış, yoksa patron seni kapı dışarı eder. Work faster or else the boss´ll give you the sack. 3. not... (used with değil): Böyle bir meselede insan hislerine göre hareket etmeli, yoksa aklına göre değil. In a matter like this one should act according to the dictates of one´s feelings, not one´s reason. 4. All that´s needed is...: Her şey hazır, paramız olsun yoksa. Everything´s ready; all we need is some money. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > yoksa

  • 2 yoksa

    adv. else, or else, otherwise
    --------
    conj. except, nisi, or, otherwise
    --------
    interj. or else

    Turkish-English dictionary > yoksa

  • 3 yoksa

    "if not; otherwise, or else; or; if there is not; but not; I wonder if..."

    İngilizce Sözlük Türkçe > yoksa

  • 4 yoksa kuralı

    else-rule

    İngilizce Sözlük Türkçe > yoksa kuralı

  • 5 mahzuru yoksa

    If you don't mind.

    Turkish-English dictionary > mahzuru yoksa

  • 6 sakıncası yoksa

    If you don't mind.
    --------
    Would you mind

    Turkish-English dictionary > sakıncası yoksa

  • 7 yürüyebilir miyim yoksa taksi mi çağırayım

    Can I walk or should I take a taxi

    Turkish-English dictionary > yürüyebilir miyim yoksa taksi mi çağırayım

  • 8 var

    "1. existing, in existence. 2. present, in attendance; at hand, available. 3. used to indicate a willingness to participate in something: Ben varım. Count me in!/I´m willing to do it./I´m with you. 4. one´s all, everything one has: Bütün varını bu işe harcadı. He put his heart and soul into this job. - mısın? colloq. Will you?/How about it? - mı bana yan bakan! Who dares to say me nay? - etmek /ı/ to bring (something) into existence, create. - gücüyle with all his might. - kuvvetiyle with all his might. - ne bilsin yok halinden. proverb A rich person can´t really appreciate what it´s like to be poor. - ol! Good for you!/Well done!/Bravo! - olmak 1. to exist. 2. to come into existence. - olsun, yerinde olsun. colloq. I wish him well, nevertheless I´m glad I don´t have to see too much of him. - yok approximately, about, close to: Ali beş yaşında var yok. I´d say Ali´s close to five years old. -ı yoğu everything one owns, all that one has, all one´s worldly wealth. -sa... yoksa... (for someone) to be the most important person in someone´s life: Ahmet için, varsa Emine yoksa Emine. Ahmet has eyes for no one but Emine. -la yok arası 1. very slight, minuscule. 2. rarely. -a yoğa karışmak to poke one´s nose into everything. -ını yoğunu kaybetmek to lose everything one has."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > var

См. также в других словарях:

  • yoksa — bağ. 1) Aksi takdirde anlamında kullanılan bir söz Ver diyorum sana yoksa yersin dayağı. M. Ş. Esendal 2) Sayıları, ihtimallerin dışında bir ihtimali bildirmek için kullanılan bir söz Yıllardan ya 41 ya 42 yoksa savaşın biteceğine yakın mı?… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • varsa ... yoksa ... — başına getirildiği kelimenin her şeyin üstünde tutulduğunu anlatan bir söz Varsa kızı yoksa kızı, oğlunun yüzüne baktığı yok …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen — derdi olmayan kimse önemsiz şeyleri kendisine dert edinerek söylenir, borcu olmayan kimse de evlenirken birçok şey satın almak zorunda kaldığı için borçlanır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok? — görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı dille onun gönlünü hoş edebilirsin anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol — tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Akhak Gwebeom — Infobox Korean name caption = Page from the Akhak Gwebeom depicting a banghyang (metallophone) hangul = 악학궤범 hanja = rr = Akhakgwebeom mr = AkhakkwebŏmThe Akhak Gwebeom , literally musical canon , is a nine volume treatise on music, written in… …   Wikipedia

  • Abdullah Öcalan — Born 4 April 1948 (1948 04 04) (age 63) Ömerli, Şanlıurfa,[1] Turkey …   Wikipedia

  • Nil Karaibrahimgil — Born October 17, 1976 (1976 10 17) (age 35) Origin Turkey Genres Pop rock, Alternative, Dance pop, Rap Occupations …   Wikipedia

  • Goguryeo controversies — The Goguryeo controversies refers to the disputes between China and Korea on the history of Goguryeo, an ancient kingdom located mostly in the present day Northeast China and North Korea. In 2004 this dispute threatened to lead to diplomatic… …   Wikipedia

  • Hande Yener — (7).jpg Nom Makbule Hande Özyener Naissance 12 janvier 1973, Istanbul,  Turquie Genre …   Wikipédia en Français

  • Nil Karaibrahimgil — Naissance 17 octobre 1977, Ankara,  Turquie Années d activité 1999 aujourd hui Site officiel …   Wikipédia en Français

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»