-
81 kommen
kommen <kommt, kam, gekommen> ['kɔmən]vi sein1) (her\kommen) gelmek ( von -den); (hin\kommen) gitmek ( nach -e); (an\kommen) varmak; ( zurückkehren) dönmek ( von -den);da kommt er ja! işte geliyor!;ich komme schon şimdi geliyorum, geliyorum canım;gut, dass du kommst gelmen iyi;ein Taxi \kommen lassen bir taksi çağırtmak;er kam von einer Reise seyahatten döndü;angelaufen \kommen çıkagelmek;zu spät \kommen çok geç gelmek;du sollst zum Direktor \kommen müdüre gelmelisin;wie komme ich nach...?...e nasıl giderim?;zu der Überzeugung \kommen kanaatine varmak;wir müssen langsam zu einem Ende \kommen yavaş yavaş işimizin sonuna gelmeliyiz;nicht von der Stelle \kommen yerinde saymak;ich halte die Zeit für ge\kommen bence zamanı geldi;jetzt komme ich şimdi ben geliyorum, şimdi sıra bende;jetzt komme ich an die Reihe şimdi sıra bana geliyor;das kommt später bu sonra gelecek;der kommt mir nicht ins Haus! bu benim kapımdan içeri giremez!;in die Schule \kommen okula başlamak;ins Krankenhaus \kommen hastaneye yatmak;der Fall kommt vor Gericht mahkemeye düşmek;sein Vorschlag kam mir sehr gelegen teklifi [o önerisi] çok işime geldi;du kommst mir gerade recht! ( fam) bir sen eksindin!;das kommt mir wie gerufen bu çok işime gelir;komme, was da wolle ne gelirse gelsin;jdm \kommen die Tränen birinin gözleri yaşarmak;zum Stehen \kommen durabilmek;man kommt hier zu nichts burada hiçbir şey yapılamıyor;es kam zu einem Streit kavga çıktı;zur Sache \kommen sadede gelmekwieder zu sich \kommen tekrar kendine gelmek;zu Wort \kommen söz almak;zu Schaden \kommen zarar görmek;wie käme ich dazu, das zu machen? neden bunu yapacacak mışım?;wie komme ich zu der Ehre? ( iron) bu ne şeref?;ums Leben \kommen can vermek;das kommt zusammen auf 20 Euro ( fam) hepsi 20 euro eder;ich komme auf 1.200 Euro im Monat ( fam) ayda 1.200 euroyu buluyorum;hast du richtig gezählt? ich komme nur auf 15 doğru saydın mı? ben 15 çıkarıyorum;kommt man hier leicht an frisches Gemüse? burada taze sebze bulmak kolay mı?;ich kam nicht auf seinen Namen adı aklıma gelmedi;wie kommst du darauf? o nereden aklına geldi?, bunu nereden çıkardın?;sie lässt nichts auf ihn \kommen ona toz kondurmuyor;auf die Welt \kommen dünyaya gelmek;auf etw/jdn zu sprechen \kommen bir şeyden/kimseden söz etmeye başlamak;hinter etw \kommen bir şeyin içyüzünü öğrenmek;durch den Zoll/eine Prüfung \kommen gümrükten/bir sınavdan geçmek;Jeans sind wieder im K\kommen blûcin yine moda oluyor;aus der Mode \kommen modası geçmek;aus dem Konzept \kommen aklı karışmak;nun komm schon! ( fam) ha(y) di gel artık!;2) (herbei\kommen) gelmek (zu -e)3) ( geschehen) gelmek, olmak;ich habe es \kommen sehen bunun geleceğini görmüştüm;das musste ja so \kommen bunun böyle olacağı belliydi zaten;es kam, wie es \kommen musste olan oldu;die Hochzeit kam für alle überraschend düğün herkese sürpriz oldu;das Schlimmste/Beste kommt erst noch bunun daha da kötüsü/iyisi var;wie kommt es, dass du...? nasıl oluyor da sen...?;ich komme aus Dortmund ben Dortmund'dan geliyorum5) ( durchqueren) gelmek (über/durch üzerinden/içinden);über Münster \kommen Münster üzerinden gelmekauf zwei Deutsche kommt ein Auto iki Alman başına bir otomobil düşerder Vorschlag kam von mir öneri benden geldi;das kommt davon! gördün mü işte!;das kommt vom Rauchen bu, sigara içmekten gelir9) ( hingehören)das Buch kommt in den Schrank kitabın yeri dolaptain Gang \kommen başlamak -
82 laden
laden <lädt, lud, geladen> ['la:dən]vtdie Koffer in das Auto \laden bavulları [o valizleri] otomobile yüklemek;die Koffer aus dem Auto \laden bavulları otomobilden indirmek [o valizleri];alle Schuld auf sich \laden ( fig) bütün suçu yüklenmek;2) jur (vor\laden) çağırmak, dâvet etmek;ge\ladene Gäste dâvetli konuklar [o misafirler] pl3) inform yüklemek -
83 melden
melden ['mɛldən]I vtjdm etw \melden birine bir şeyi bildirmek;2) ( anzeigen) ihbar etmek, bildirmek;etw bei der Polizei \melden bir şeyi polise ihbar etmek3) ( ankündigen) bildirmek;wen darf ich \melden? kimin geldiğini bildireyim?II vrsich \melden1) (an\melden) kaydını yaptırmak, kendini kaydettirmek [o yazdırmak]2) ( sich zur Verfügung stellen) hazır olduğunu bildirmek; ( auf eine Anzeige) cevap vermek ( auf -e)er meldete sich zu Wort söz istedi4) ( von sich hören lassen)melde dich mal wieder ( bei mir) ara beni yine, görüşelim;er hat sich nie wieder ( bei uns) gemeldet (bizi) bir daha hiç arayıp sormadı, ondan bir daha ses seda çıkmadı5) ( am Telefon) cevap vermek;es meldet sich niemand kimse cevap vermiyor -
84 rumtreiben
-
85 träumen
träumen ['trɔımən]I vi1) ( Träume haben) rüya [o düş] görmek;von jdm/etw \träumen bir kimseyi/şeyi rüyasında görmek2) ( sich Phantasievorstellungen hingeben) hayal kurmak, hulyaya dalmak;davon \träumen, reich zu werden zengin olmanın hayalini kurmak;er träumt mit offenen Augen (yine) hayallere daldı;das hätte ich mir nicht \träumen lassen bunu aklımdan bile geçiremezdimII vt rüyasında görmek;etw Schönes \träumen güzel rüyalar görmek -
86 umkrempeln
um|krempeln ['ʊmkrɛmpəln]vt2) ( durchwühlen) altüst etmek;ich habe die ganze Wohnung umgekrempelt und den Brief trotzdem nicht gefunden bütün evi altüst ettim ve yine de mektubu bulamadımich kann mich nicht \umkrempeln ben kendimi değiştiremem -
87 verbrechen
verbrechen*was habe ich denn jetzt schon wieder verbrochen? şimdi yine ne suç işledim ki? -
88 viel
viel <mehr, am meisten> [fi:l]1) ( eine Menge) çok;es gibt \viel Arbeit çok iş var;\viel Spaß! iyi eğlenceler!;\viel Glück! bol şanslar!;mit \viel Mühe çok emek harcayarak;er weiß \viel o çok şey bilir;\viele Menschen/Dinge (bir) çok insan/şey;\viele kamen birçokları geldi;\viele von ihnen kamen onların birçoğu geldi;sie gleichen sich in \vielem birçok şeyleri birbirine benzer;seit \vielen Jahren uzun yıllardan beri, yıllar yılı;sie ist um \vieles jünger o çok daha gençtir2) so \viel bu [o o] kadar;so \viel wollte ich gar nicht o kadar istemiyordum ki;nimm, so \viel du willst istediğin kadar al;das ist so \viel wie ein Geständnis bu itiraf gibi bir şey;das ist so \viel wie gar nichts bu, hiçbir şey demek değildir;noch mal so \viel bu kadar daha;halb/doppelt so \viel Arbeit yarısı kadar/iki misli iş3) wie \viel? ne kadar?, kaç?;wie \viel kostet das? bu kaç para?;wie \viel Uhr ist es? saat kaç?;um wie \viel größer... ?... ne kadar daha büyük(tür) ?;wie \viel das wieder gekostet hat! yine ne kadar çok para tuttu!;wie \viele Leute waren da? orada kaç kişi vardı?4) zu \viel fazla;eine zu \viel biri fazla;das wäre zu \viel verlangt bu istediğin fazla olur;mir ist das alles zu \viel bütün bunlar benim için çok fazla;ich krieg' zu \viel ( fam) artık fazla oldu;was zu \viel ist, ist zu \viel her şeyin fazlası fazladır;sie hat einen zu \viel getrunken ( fam) içkiyi biraz fazla kaçırdıII adv1) ( häufig) çok, çoğu kez2) ( wesentlich)\viel teurer çok daha pahalı;\viel zu kurz çok kısa;\viel zu \viel çok çok fazla -
89 yenə
gene, yine -
90 eyzan
arapça ايضا ve yine, aynı şekilde. -
91 tekrâr
arapça تكرار yine. -
92 abermalig
tekraryine -
93 abermals
genetekraryine -
94 dennoch
buna karşınbuna rağmenyine de -
95 gleichwohl
bununla birlikteyine de -
96 neuerdings
geçenlerdeson zamanlardayenidenyine -
97 von Neuem
tekraryine -
98 wieder
tekraryenidenyine -
99 wiederholt
mükerrertekrartekrar edilmişyine -
100 zurück
См. также в других словарях:
Yine — IPA| [ˈjine] is a Southern Maipurean language (Southern Outlier branch) spoken in Brazil and Peru. Formerly referred to as Piro , it belongs to the Piro group which also includes Inapari(†), Kanamaré(†), and Apurinã. The name Mashco has sometimes … Wikipedia
Yine Sensiz — Album par Tarkan Sortie décembre 1992 Durée 44:00 Genre Pop Producteur Mehmet Söğütoğlu Label Istanbul Plak … Wikipédia en Français
Yine Senzis — Yine Sensiz Álbum de Tarkan Publicación 24 de diciembre de 1992 Grabación Tunç Studios (Estambul, Turquía) Género(s) Pop … Wikipedia Español
Yine language — Piro language redirects here. This article is about the Brazilian indigenous language. For the Pueblo Piro language, see Tiwa languages#Piro. Piro Yine Pronunciation [ˈjine] Spoken in Brazil, Peru … Wikipedia
Yine Sensiz — Infobox Album | Name = Yine Sensiz Artist = Tarkan Type = Album Released = 24 December 1992 Recorded = Recorded at Erekli Tunç Studios (Istanbul, Turkey) Genre = Pop Length = 43:64 Label = İstanbul Plak Producer = Mehmet Söğütoğlu Last album =… … Wikipedia
yine — zf. 1) Yeniden, bir daha, tekrar, gene 2) Öyle de olsa, öyle olmasına karşılık 3) Buna rağmen, bununla birlikte … Çağatay Osmanlı Sözlük
Yine — ISO 639 3 Code : pib ISO 639 2/B Code : ISO 639 2/T Code : ISO 639 1 Code : Scope : Individual Language Type : Living … Names of Languages ISO 639-3
Idioma yine — Yine, piro Hablado en Perú Bolivia … Wikipedia Español
herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını almış — insanlar kendi akıllarını başkalarının aklından üstün görürüler anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
domuzun kuyruğunu kes yine domuz — yaradılıştan kötü olan kişinin şu, bu yönünü düzeltseniz de mayasındaki bozukluğu gideremezsiniz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
benim oğlum bina okur, döner döner yine okur — çok çalışmasına karşın verimli ve yararlı olmuyor anlamında kınama veya eleştiri için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük