-
1 yer
1. تراب [تُرَاب]Anlamı: toprak2. جماد [جَمَاد]Anlamı: taban basılan yer3. مكان [مَكَان]Anlamı: mahal, mekan4. منصب [مَنْصِب]Anlamı: görev5. وضع [وَضْع]Anlamı: konum, vaziyet6. وظيفة [وَظِيفَة]Anlamı: görev -
2 yer
ترابجمادمكانمنصبوضعوظيفة -
3 yer bilimci
جيولوجي [جِيُولُوجِيّ]Anlamı: yer yuvarlağının yapısını inceleyen bilim adamı, jeolog -
4 yer bilimci
جيولوجي -
5 yer bilimi
جيولوجيا -
6 yer çamı
صنوبرة -
7 yer elması
خرشوف -
8 yer mantarı
كمأة -
9 yer sakızı
بتيومينحمرزفتقارقير -
10 yer sarsıntısı
زلزال -
11 yer sıçanı
خلد -
12 yer bilimi
جيولوجيا [جِيُولُوجيَا]Anlamı: jeoloji -
13 yer çamı
صنوبرة [صُنُوبَرَة]Anlamı: reçine kokulu bir bitki ağacı -
14 yer elması
خرشوف [خُرْشُوف]Anlamı: birleşikgillerden bir bitki -
15 yer mantarı
كمأة [كَمْأَة]Anlamı: mantar çeşidi -
16 yer sakızı
-
17 yer sarsıntısı
زلزال [زِلْزال]Anlamı: deprem -
18 yer sıçanı
خلد [خُلْد]Anlamı: köstebek -
19 barınak
1. حرز [حِرْز]Anlamı: barınılacak yer, melce2. حمى [حِمًى]Anlamı: barınılacak yer, melce3. دارة [دارَة]Anlamı: barınılacak yer, melce4. سكن [سَكَن]Anlamı: barınılacak yer, melce5. شقة [شَقَّة]Anlamı: barınılacak yer, melce6. مأمن [مَأْمَن]Anlamı: barınılacak yer, melce7. مأوى [مَأْوًى]Anlamı: barınılacak yer, melce8. مبيت [مَبِيت]Anlamı: barınılacak yer, melce9. مثوى [مَثْوًى]Anlamı: barınılacak yer, melce10. مرجع [مَرْجِع]Anlamı: barınılacak yer, melce11. مستوطن [مُسْتَوْطَن]Anlamı: barınılacak yer, melce12. مسكن [مَسْكَن]Anlamı: barınılacak yer, melce13. معاذ [مَعَاذ]Anlamı: barınılacak yer, melce14. مفزع [مَفْزَع]Anlamı: barınılacak yer, melce15. مفزعة [مَفْزَعَة]Anlamı: barınılacak yer, melce16. مقر [مَقَرّ]Anlamı: barınılacak yer, melce17. ملاذ [مَلَاذ]Anlamı: barınılacak yer, melce18. ملتجأ [مُلْتَجَأ]Anlamı: barınılacak yer, melce19. ملجأ [مَلْجَأ]Anlamı: barınılacak yer, melce20. منجى [مَنْجًى]Anlamı: barınılacak yer, melce21. منزل [مَنْزِل]Anlamı: barınılacak yer, melce22. موئل [مَوْئِل]Anlamı: barınılacak yer, melce23. موطن [مَوْطِن]Anlamı: barınılacak yer, melce24. عياذ [عِيَاذ]Anlamı: barınılacak yer, melce -
20 düşmek
1. أولع [أُولِعَ]Anlamı: aşırı ilgi veya sevgi göstermek2. استسلم [اِسْتَسْلَمَ]3. انتفى [اِنْتَفَى]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek4. انخفض [اِنْخَفَضَ]Anlamı: (ısı ve basınç için) eksilmek, azalmak5. انهار [اِنْهارَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek6. انهوى [اِنْهَوَى]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek7. تردى [تَرَدَّى]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek8. تساقط [تَسَاقَطَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek9. تطوح [تَطَوَّحَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek10. تهاوى [تَهَاوَى]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek11. تهدم [تَهَدَّمَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek12. تهور [تَهَوَّرَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek13. تولع [تَوَلَّعَ]Anlamı: aşırı ilgi veya sevgi göstermek14. خر [خَرَّ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek15. ردي [رَدِيَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek16. سقط [سَقَطَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek17. شاخ [شاخَ]Anlamı: düşkünleşmek18. نزل [نَزَلَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek19. هار [هارَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek20. هبط [هَبَطَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek21. هفا [هَفَا]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek22. هفت [هَفَتَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek23. هوى [هَوَى]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek24. وجد [وُجِدَ]Anlamı: bulunmak25. وقع [وَقَعَ]Anlamı: yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
См. также в других словарях:
yer — yer·ba; yer·bal; yer·cum; yer·e·van; yer·ra; yer·sin·ia; yer·rah; … English syllables
Yer — Yer, prep. Ere; before. [Obs.] Sylvester. [1913 Webster] … The Collaborative International Dictionary of English
yer — [jə US jər] determiner written informal your or you ▪ Keep yer mouth shut! … Dictionary of contemporary English
YER — may refer to:*Fort Severn Airport, the IATA airport code *Yemeni rial, of the united Republic of Yemen *Yale Economic Review, an economics journal of Yale University … Wikipedia
Yèr — yèr, yèrm adj grange et prairie sur les montagnes où l on conduit les troupeaux au printemps et à l automne Hautes Pyrénées … Glossaire des noms topographiques en France
yer — [ jər ] determiner a way of writing your that shows how it sounds in informal conversation … Usage of the words and phrases in modern English
-yer — agent noun suffix, variant of IER (Cf. ier) used after a vowel or w … Etymology dictionary
yer — representing a dialectal or vulgar pronunciation of YOUR (Cf. your), attested from 1814 … Etymology dictionary
-yer — [yər] suffix IER: usually after w [lawyer] … English World dictionary
yer — is. 1. Üzərində sakin olduğumuz planet: Yer kürəsi (bu mənada böyük hərflə). Ay Yerin peykidir. Yerlə Günəş arasında 150 milyon kilometr məsafə var. Yer Günəş ətrafında fırlanır. 2. Quru (su səthi müqabili). Dənizdən yer görünmürdü. 3. Yer… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük