-
1 yenme
yenme Besiegen n, Sieg m -
2 yenme
-
3 yenme
n. abrasion, fret -
4 yenme
têkbirin -
5 yenme
побе́да -
6 sürtünmeyi yenme
thrust bearing -
7 sayı vermeden yenme
n. whitewash -
8 azim
1. إصرار [إِصْرار]2. استتباب [اِسْتِتْباب]3. استقرار [اِسْتِقْرار]4. تجذر [تَجَذُّر]5. تحريج [تَحْرِيج]6. ترسخ [تَرَسُّخ]7. تصميم [تَصْمِيم]8. توازن [تَوَازُن]9. ثبات [ثَبَات]10. عزم [عَزْم]11. عزيمة [عَزِيمَة]12. قرار [قَرَار] -
9 galebe
1. استفاضة [اِسْتِفَاضَة]Anlamı: üstünlük, çokluk2. انتصار [اِنْتِصار]Anlamı: yenme, yengi3. بسطة [بسطة]Anlamı: üstünlük, çokluk4. تدفق [تَدَفُّق]Anlamı: üstünlük, çokluk5. تفوق [تَفَوُّق]Anlamı: yenme, yengi6. توافر [تَوَافُر]Anlamı: üstünlük, çokluk7. توسعة [تَوْسِعَة]Anlamı: üstünlük, çokluk8. توفر [تَوَفُّر]Anlamı: üstünlük, çokluk9. جمم [جَمَم]Anlamı: üstünlük, çokluk10. دفق [دَفْق]Anlamı: üstünlük, çokluk11. ذمار [ذِمَار]Anlamı: yenme, yengi12. رفعة [رِفْعَة]Anlamı: yenme, yengi13. سؤدد [سُؤْدُد]Anlamı: yenme, yengi14. سريان [سَرَيان]Anlamı: üstünlük, çokluk15. سعة [سَعَة]Anlamı: üstünlük, çokluk16. شرف [شَرَف]Anlamı: yenme, yengi17. ظفر [ظَفَر]Anlamı: yenme, yengi18. غزارة [غَزَارَة]Anlamı: üstünlük, çokluk19. غلبة [غَلَبَة]Anlamı: yenme, yengi20. غمار [غِمَار]Anlamı: üstünlük, çokluk21. غمرة [غَمْرَة]Anlamı: üstünlük, çokluk22. فتح [فَتْح]Anlamı: yenme, yengi23. فضل [فَضْل]Anlamı: üstünlük, çokluk24. فضلة [فَضْلَة]Anlamı: üstünlük, çokluk25. فوز [فَوْز]Anlamı: yenme, yengi26. فيض [فَيْض]Anlamı: üstünlük, çokluk27. فياض [فَيَّاض]Anlamı: üstünlük, çokluk28. كثرة [كَثْرَة]Anlamı: üstünlük, çokluk29. كرامة [كَرَامَة]Anlamı: yenme, yengi30. نصر [نَصْر]Anlamı: yenme, yengi31. وفر [وَفْر]Anlamı: üstünlük, çokluk32. وفرة [وَفْرَة]Anlamı: üstünlük, çokluk -
10 galibiyet
1. انتصار [اِنْتِصار]Anlamı: yenme, yengi2. ظفر [ظَفَر]Anlamı: yenme, yengi3. غلبة [غَلَبَة]Anlamı: yenme, yengi4. فتح [فَتْح]Anlamı: yenme, yengi5. فوز [فَوْز]Anlamı: yenme, yengi6. نصر [نَصْر]Anlamı: yenme, yengi -
11 galebe
-
12 ütme
См. также в других словарях:
yenme — is. Yenmek işi Birleşik Sözler tartarak yenme … Çağatay Osmanlı Sözlük
YENME — (C.: Yünem) Bir nevi ot … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tartarak yenme — is., sp. Yağlı güreşte, hasmını kucağına alıp ayaklarını yerden keserek üç adım taşıma veya yarım çember dönüşü durumuna getirerek onu yenik saydırma … Çağatay Osmanlı Sözlük
İŞCA' — Yenme, ezme. * Kederlendirme, hüzün verme, üzme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
corrosion — 1. Chemical action of water containing carbonic acid (also humidic, nitric, and other acids) on limestones and dolomites causing partial solution and related chemical changes in the rocks [20]. 2. Erosion by solution or chemical action [10] … Lexicon of Cave and Karst Terminology
azim — is., zmi, Ar. ˁazm Bir işteki engelleri yenme kararlılığı Birleşik Sözler azmetmek azmettirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çiviyukarı — is., sp. Yağlı güreşte hasmı ayaklarından yakalayıp tepesi üstü diktikten sonra sırtını yere getirerek yenme biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
erke — is., fiz. 1) Enerji 2) fel. Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaput — 1. is., ask., Fr. capote 1) Asker paltosu İsli tavana bakarak kaputumun düğmelerini iliklemeye başladım. Ö. Seyfettin 2) Otomobil, kamyon vb. motorlu taşıtlarda motoru örten açılır kapanır biçimdeki kapak 3) Prezervatif Birleşik Sözler kaput bezi … Çağatay Osmanlı Sözlük
şah mat — is. Satranç oyununda yenme … Çağatay Osmanlı Sözlük
yengi — is. Yenme işi, utku, zafer, galibiyet, galebe … Çağatay Osmanlı Sözlük