-
21 сокрытие
сgizleme; yataklık etme -
22 укрыватель
-
23 укрывательница
-
24 lay up
depolamak, stoklamak, yığmak, toplamak, kullanımdan çekmek, bakıma almak, kızağa almak, yataklık etmek* * *biriktir* * *1) (to keep or store: We laid up a good supply of apples this year from our own trees.) biriktirmek, saklamak2) (to put (a ship) out of use in a dock.) kızağa çekmek -
25 receiver
n. alıcı, kabul eden kimse, ahize, tahsildar (vergi, gümrük), icra memuru, yediemin, yataklık eden, toplama kabı (distilasyon)* * *alıcı* * *1) (the part of a telephone which is held to one's ear.) ahize, kulaklık2) (an apparatus for receiving radio or television signals.) alıcı3) (a person who receives stolen goods.) alıcı4) (a person who is appointed to take control of the business of someone who has gone bankrupt.) yediemin, tavsiye memuru5) (a stereo amplifier with a built-in radio.) stereofonik almaç -
26 receiving
n. kabul, alış, yayını alma, yataklık* * *1. alıcı (n.) 2. al (v.) 3. alarak (prep.) -
27 تخت
bank; karyola; peyke; sandalye; seki; yatak; yataklık; yüklük -
28 تستر
bürümek; gizlenmek; kaçmak; kapanmak; kaybolmak; pusmak; saklanmak; sinmek; tesettür; yataklık; yumulmak -
29 سرير
karyola; yatak; yataklık -
30 فراش
karyola; kelebek; kepenek; pervane; yatak; yataklık -
31 Beihilfe
Beihilfe f <Beihilfe; o pl> JUR ek yardım; para yardımı;JUR (jemandem) Beihilfe leisten (b-ne) yataklık etmek -
32 Hehler
yataklık eden (kimse) -
33 Hehlerei
-
34 تخت
تَخْت1. seki2. bankAnlamı: oturulacak sıra3. yataklıkAnlamı: yatak serilen karyola4. karyola5. sandalyeAnlamı: bir kişilik oturma eşyası6. yüklük7. peykeAnlamı: tahta sedir8. yatakAnlamı: uyumak için yatılan eşya -
35 تستر
Iتَسَتَّرَ1. kaçmakAnlamı: bir yere saklanmak2. bürümekAnlamı: sarmak, kaplamak, örtmek3. gizlenmekAnlamı: kendi kendini gizlemek4. kapanmakAnlamı: kapalı duruma gelmek5. saklanmakAnlamı: kendini saklamak6. pusmakAnlamı: sinmek7. sinmekAnlamı: büzülmek, saklanmak, pusmak8. yumulmakAnlamı: kapanmak9. kaybolmakAnlamı: görünmez olmakIIتَسَتُّر1. yataklıkAnlamı: suçluları barındırma2. tesettürAnlamı: örtünme -
36 سرير
سَرِير1. yataklıkAnlamı: yatak serilen karyola2. karyola3. yatakAnlamı: uyumak için yatılan eşya -
37 فراش
Iفَرَاش1. kepenekAnlamı: pervane2. kelebekAnlamı: pul kanatlılardan, türlü renklerle örtülü, dört kanatlı olan böceklere verilen genel ad3. pervaneIIفِرَاش1. yataklıkAnlamı: yatak serilen karyola2. karyola3. yatakAnlamı: uyumak için yatılan eşya -
38 فراشية
-
39 alcove
duvarda oyuk, yataklik, yüklük -
40 recel
n maction de receler yataklık etme
- 1
- 2
См. также в других словарях:
yataklık yapmak (veya etmek) — suçluları gizlice barındırmak, suçlulara yardım etmek Bir kanlı katile yataklık yapmış gibi pişmanlık duyuyordu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
yataklık — sf., ğı 1) Yatak yapmaya uygun 2) is. Üzerine yatak serilen tahta veya maden kerevet, karyola Yataklığın etrafında bir şeyin dolaştığına, süründüğüne dikkat ettim. H. Z. Uşaklıgil 3) is., mec. Suçluları barındırma, gizlice yardım etme Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİFRAŞ — Yataklık yapma. Odalık alma. Yatağa alıp beraber yatma. * Haremi ile beraber yatma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kanlı katil — is. Çok insan öldürmüş veya birini vahşice öldürmüş kimse Bir kanlı katile yataklık yapmış gibi pişmanlık duyuyordu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğcama — boğça, çarşaf ve çadırşeb, müzeyyen ve mükellef örtü, düyün içün kurulan çadır, yataklik came hâb … Çağatay Osmanlı Sözlük