-
1 yapı işleri
строительные работы, строительствоİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yapı işleri
-
2 yapı yıkım işleri
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yapı yıkım işleri
-
3 iş
деятельность, работа, труд, занятие- iş göremez
- ağır iş
- ahşap koruma işleri
- araştırma işleri
- ayarlama işleri
- beton işleri
- betonarme işleri
- bilim-araştırma işleri
- bitirme işleri
- borulama işleri
- boya işleri
- bozuk iş
- camcı işi
- çanak çömlek işleri
- derz dolgu işleri
- doğrama işleri
- el işi
- elektrik işleri
- elektrik montaj işleri
- faydalı iş
- gece işi
- götürü iş
- gündelik iş
- hafriyat işleri
- hazırlık işleri
- iç işler
- ince işler
- ince marangozluk işleri
- inceleme işleri
- infilak işleri
- inşaat işleri
- jeolojik araştırma işleri
- kakma işi
- kaplama işleri
- kaynak işi
- kazı işleri
- kusurlu iş
- maden ocağı açma işleri
- montaj işi
- mozaik işleri
- mumlama işi
- nakliye işleri
- onarım işleri
- oymacı işi
- özel işler
- parça başı iş
- patlama işleri
- sıhhi tesisat işleri
- sıva işleri
- soğuk demir işi
- soğuk havalarda betonlama işleri
- sulama işleri
- tamamlama işleri
- tarama işleri
- taş işi
- temel işleri
- tesviye işleri
- toprak işleri
- tuğla işi
- yalıtım işleri
- yapı işleri
- yapı yıkım işleri
- yeraltı işleri
- yol işleri
- yukleme işleriİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > iş
-
4 iş
ко́поть (ж)* * *1) врз. рабо́та, трудişe almak — приня́ть на рабо́ту
iş anlaşmazlıkları — юр. трудовы́е спо́ры
işten atmak — вы́гнать с рабо́ты
iş borsası — би́ржа труда́
iş emniyeti — юр. безопа́сность труда́
işe geç kalmak — опозда́ть на рабо́ту
iş güveni — охра́на труда
iş haftası — юр. рабо́чая неде́ля
iş hukuku — юр. трудово́е пра́во
iş kazaları — несча́стные слу́чаи на рабо́те
işten olmak — лиша́ться рабо́ты
iş sözleşmesi — юр. трудово́е соглаше́ние
iş ücreti — зарпла́та
iş vermek — дава́ть / предоставля́ть рабо́ту
2) де́ло, обстоя́тельство, положе́ние веще́йiş böyle iken — раз де́ло обстои́т так
karışık iş — запу́танное де́ло
3) де́ло; заня́тие; слу́жбаdevlet işleri — госуда́рственные дела́
işim başımdan aşkın — у меня́ дел по го́рло
şimdi işi var, gelemez — сейча́с он за́нят, прийти́ не смо́жет
işi nedir? — что он де́лает?, чем он занима́ется?
işim olmasa, sana yardım ederdim — е́сли бы я не был за́нят, я бы тебе́ помо́г
sonunda bir iş buldu — наконе́ц он нашёл [себе́] заня́тие
iş cevreleri — деловы́е круги́
4) рабо́та, изготовле́ние, произво́дство, трудiğne işi — вышива́ние
yapı işleri — строи́тельные рабо́ты
5) де́лоişimi görmediler — моё де́ло не рассма́тривали
bu, işimi bozdu — э́то испо́ртило моё де́ло
bu, bir zevk işidir — э́то де́ло вку́са
••işi üç nalla bir ata kaldı — погов. оста́лось нача́ть и ко́нчить
her işte bir hayır var — погов. нет ху́да без добра́
- iş açmakişim iş kaşığım gümüş — погов. у меня́ дела́ на мази́
- işinin adamı
- işi aksi gitmek
- işin alayında olmak
- işi Allaha kalmak
- işi anlamak
- iş ayağa düşmek
- işine bak!
- işin başı
- iş başa düşmek
- işler becermek
- iş bilmek
- işini bilmek
- işini bitirmek
- iş bitmek
- işi bozmak
- işi bozulmak
- işi ciddiye almak
- iş çatallanmak
- iş çevirmek
- iş çığrından çıkmak
- iş çıkarmak
- iş çıkmak
- iş dayıya düştü
- iş değil
- işten değil
- iş düşmek
- işi düşmek
- iş etmek
- işten el çektirmek
- işe girmek
- iş görmek
- işini görmek
- iş göstermek
- işi gücü bırakmak
- işten güçten kalmak
- işin içinden çıkmak
- işin içinden sıyrılmak
- işin içinde iş var
- iş ki...
- iş ki sınıfını geçsin
- iş mi?
- işin mi yok?
- iş inadına bindi
- iş işten geçti
- iş işten geçmişti
- işi iş olmak
- iş karıştırmak
- işin kolayına kaçmak
- işe koşmak
- işin kötüsü
- iş ola
- iş olacağına varır
- iş olsun diye
- işi oluruna bırakmak
- işi pişirmek
- işi rast gitmek
- işin rengi değişti
- işi resmiyete dökmek
- iş sarpa sarmak
- işi savsaklamak
- işi şakaya vurmak
- işi tatlıya bağlamak
- işi temizlemek
- işin tuhafı
- iş tutmak
- işin ucu
- işin ucu bana dokundu
- işini uydurmak
- işi vurmak
- işe yaramak
- iş yok
- işini yoluna koymak
См. также в других словарях:
inşaat — is., ç., Ar. inşāˀāt 1) Yapı, yapı işleri Arsalar satıldıktan sonra inşaat başladı. H. Taner 2) Yapma işi, yapım Gemi inşaatı. Birleşik Sözler inşaat çivisi blok inşaat … Çağatay Osmanlı Sözlük
Fountain of Ahmed III — The Fountain of Sultan Ahmed III ( tr. Ahmet III Çeşmesi ) is a Turkish Rococo structure located in the great square in front of the Imperial Gate of Topkapı Palace. It was built under Ottoman Sultan Ahmed III in 1728, in the style of the Tulip… … Wikipedia
Van, Turkey — This article is about a city in Turkey. For other uses, see Van (disambiguation). Van City A view from the Dabbağoğlu Central Park, with the Hazreti Ömer Mosque in the bac … Wikipedia
ambar — is., Far. anbār 1) Genellikle tahıl saklanan yer Asker ambarlarında buğday var. H. E. Adıvar 2) Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer 3) Geminin yük koymaya ayrılmış yeri Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini … Çağatay Osmanlı Sözlük
karakol — is. 1) Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez. R. H. Karay 2) tar. Güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan polis, jandarma veya asker topluluğu, kol, kulluk, devriye Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rençper — is., Far. rencber 1) Tarla, bağ, bahçe, yapı ve toprak işlerinde ağır işleri gören gündelikçi, ırgat Kan tere batmış, rençper gibi çalışırdı. R. H. Karay 2) Çiftçi Ben dünyada balıkçıları, toprakla uğraşan rençperleri severim. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük