-
21 möglich
mümkün, olabilir, olası, muhtemel;so bald wie \möglich en kısa zamanda;( das ist doch) nicht \möglich! olamaz!, mümkün değil!;schon \möglich ( fam) olabilir;er tat sein M\möglichstes elinden geleni yaptı;so kurz/lang wie \möglich mümkün mertebe kısa/uzun, olabildiğince kısa/uzun;falls es dir ( irgend) \möglich ist eğer (herhangi) bir olanağın varsa -
22 übrig
artakalan, geriye kalan;die \übrigen Bücher öteki kitaplar;\übrig sein [o bleiben] ( als Rest) artakalmak, artmak, geriye kalmak;ihm bleibt nichts anderes \übrig başka çaresi kalmadı;was bleibt mir anderes \übrig? başka ne yapabilirim ki?;\übrig lassen ( als Rest) artık bırakmak, hepsini bitirmemek;etw lässt nichts zu wünschen \übrig bir şeyin eksik tarafları olmamak;etw lässt einiges zu wünschen \übrig bir şeyin bazı eksik tarafları olmak;ein Ü\übriges tun yapılabilecek daha ne varsa yapmak;im Ü\übrigen ayrıca;die Ü\übrigen ötekiler, diğerleri;ich habe noch 2 Euro \übrig (geriye) 2 eurom kaldı;alles Ü\übrige artakalanların hepsi, artakalan her şey, geriye kalanların hepsi, geriye kalan her şey -
23 Verzug
in \Verzug geraten gecikmek, temerrüde düşmek;bei Gefahr im \Verzuge gecikmesinde tehlike varsa, gecikmesinde zarar umulan durumlarda;es ist Gefahr im \Verzug gecikmesinde tehlike var -
24 was
was [vas]I pron ne;\was kostet das? bu kaç para?, bunun fiyatı ne?;\was heißt „Haus“ auf Türkisch? “Haus” Türkçede ne demek?;\was denkst du? ne düşünüyorsun [o diyorsun] ?;\was hast du denn bloß? neyin var ki?;\was weiß ich! ( fam) ben ne bileyim!;\was soll das? bu da ne demek?;\was ist schon dabei? bunda ne var ki?;\was für ein Wagen ist das? nasıl bir araba bu?, bu araba ne?;\was für eine Hitze/ein Glück! ne sıcak/şans!;nicht schlecht, \was? ( fam) fena değil, değil mi?;um \was geht es? söz konusu olay nedir?;\was ist, hast du Lust? ( fam) nasıl, hevesin var mı?;ach \was! ( fam) haydi (canım) sen de!;und \was nicht alles ( fam) ve daha neler nelerII pron şey;das Beste, \was du tun kannst yapabileceğin en iyi şey;( das), \was sie sagt... onun dediği (şey)...;( das), \was mich ärgert, ... beni kızdıran (şey),...;alles, \was du willst istediğin her şey;alles, \was ich habe benim neyim varsa\was ich nicht weiß, macht mich nicht heiß ( fig) göz görmeyince gönül katlanır;hast du \was? bir şeyin mi var?;das ist auch \was bu da bir şeydir;das ist \was anderes bu başka bir şey;na so \was! ( fam) bak şu işe!;so \was Blödes! ( fam) ne aksilik!
- 1
- 2
См. также в других словарях:
vărsa — VĂRSÁ, vărs, vb. I. I. 1. tranz. A face să curgă un lichid, o pulbere etc. (prin înclinarea sau răsturnarea recipientului în care se află). ♢ expr. A vărsa lacrimi = a plânge. A vărsa sânge = a ucide, a omorî. A şi vărsa sângele (pentru cineva… … Dicționar Român
vârşă — VẤRŞĂ, vârşe, s.f. Unealtă de pescuit în formă lunguiaţă, alcătuită dintr un coş făcut din plasă sau din nuiele de răchită împletite, cu gura îngustă şi întoarsă înăuntru în formă de pâlnie; vintir. [pl. şi: vârşi] – Din scr. vrša. Trimis de… … Dicționar Român
varsa — ×varsà (brus. вopca) sf. (4) K.Būg, JI255, Š, Rtr, FrnW; L 1. sing. SD107, Sut, N, [K], Ak, Vvr vilnų ar vilnonio audinio pūkas, gaureliai, šereliai: ^ Jų uogos kai varsà (nesumaigytos, sausos), gražiai renka Klt. 2. I spalva: Juodos varsõs… … Dictionary of the Lithuanian Language
vấrşã — s. f., art. vấrşa, g. d. art. vấrşei; pl. vấrşe … Romanian orthography
varsa ... yoksa ... — başına getirildiği kelimenin her şeyin üstünde tutulduğunu anlatan bir söz Varsa kızı yoksa kızı, oğlunun yüzüne baktığı yok … Çağatay Osmanlı Sözlük
vārṡa — वार्श … Indonesian dictionary
ne hâli varsa görsün — öğüt ve uyarı dinlemeyenler için ne yaparsa yapsın, beni ilgilendirmez anlamında kullanılan bir söz Boş ver ne hâlleri varsa görsünler, ben bu heriflere bulaşamam. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
iven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz — acele eden kız eşini iyi seçemeyeceği için mutlu olamaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
geleceği varsa göreceği de var — kötülük yapmaya kalkışacak olursa karşılığını elbette görür anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar — kişi ne kadar çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne kadar varsa — hepsi, tamamı … Çağatay Osmanlı Sözlük