-
1 varsa
(EN) fish-pot; fish-trap; fish-weir -
2 var
var vorhanden; existierend; Vorhandene(s); (alles), was man hat; es gibt A; zur Wiedergabe von haben, z.B. sizde … var mı? haben Sie …?;(senin) vaktin var mı? hast du Zeit?;var kuvvetiyle (oder gücüyle) mit aller Kraft;var olmak existieren;var olmak ya da olmamak sein oder nicht sein;ben (bu işte) varım! ich bin dabei!;yarışa var mısın? machst du den Wettlauf mit?;-in İngilizcesi var mı? kann er ( oder sie) Englisch?;gibt es das in Englisch? var yok etwa, annähernd; in geringer Menge;ha var ha yok gleichsam nicht vorhanden;vara yoğa alles, jede Kleinigkeit; drauflos (schlagen);-in varı yoğu all seine Habe; alles, was … (man, er usw) hat;varla yok arası kaum merklich;… varsa … yoksa immer nur: varsa kızı yoksa kızı (es geht) immer nur um die Tochter;ne var ki jedoch; immerhin;bir varmış, bir yokmuş in Märchen es war einmal -
3 had
haddi hesabı olmamak unzählig sein, sehr zahlreich sein;haddi mi, haddine mi düşmüş? dazu ist er nicht fähig;(-mek) haddi olmamak jemandem nicht zustehen (zu +inf);haddi varsa wenn er den Schneid hat; er soll’s nur wagen!;haddi zatında eigentlich, an und für sich;haddinden fazla über die Maßen, über Gebühr;haddini aşmak fig zu weit gehen;haddini bildirmek jemanden in die Schranken weisen;haddini bilmek wissen, was sich gehört;haddini bilmemek sich (D) zu viel herausnehmen;haddini bilmez taktlos; rücksichtslos;yaş haddi Altersgrenze f -
4 varmak
varmak <- ır> -e ankommen in D, eintreffen in D; Alter, Ort erreichen A; Ausgaben sich belaufen auf A; fig führen zu; kommen (z.B. auf den Geschmack; hinter ein Geheimnis); dial Mädchen heiraten A;var, varın, varsın, varsınlar etwa egal, ob …; wie du willst, wie er will … usw; wie dem auch sei: var, bildiğini yap egal, mach, was du kannst!;vara vara nach und nach; höchstens;varıncaya kadar bis hin zu;ne varsa alles was es da gibt;varsın gelmesin wenn er nicht will (fam egal), dann soll er nicht kommen; soll er doch weg bleiben!;varsın olsun und wenn schon!, egal, soll es doch! -
5 gerek
Notwendigkeit fgereğinden çok [o fazla] mehr als nötig [o notwendig] [o erforderlich]\gerek varsa wenn nötig, wenn es notwendig [o erforderlich] isthemen feryadı basmana \gerek yok du brauchst nicht gleich zu schreien -
6 varmak
vi1) ankommen (-e in)bir şeyin tadına \varmak einer Sache Geschmack abgewinnen2) ( ulaşmak) erreichen (-e)birinin kâbına varamamak ( fig) jdm nicht das Wasser reichen können4) ( evlenmek)en sonunda bir kocaya vardı endlich hat sie geheiratet5) ( fam)diş fırçasına varıncaya kadar dükkânda ne varsa aldı bis zur Zahnbürste hat er alles im Geschäft gekauft
См. также в других словарях:
vărsa — VĂRSÁ, vărs, vb. I. I. 1. tranz. A face să curgă un lichid, o pulbere etc. (prin înclinarea sau răsturnarea recipientului în care se află). ♢ expr. A vărsa lacrimi = a plânge. A vărsa sânge = a ucide, a omorî. A şi vărsa sângele (pentru cineva… … Dicționar Român
vârşă — VẤRŞĂ, vârşe, s.f. Unealtă de pescuit în formă lunguiaţă, alcătuită dintr un coş făcut din plasă sau din nuiele de răchită împletite, cu gura îngustă şi întoarsă înăuntru în formă de pâlnie; vintir. [pl. şi: vârşi] – Din scr. vrša. Trimis de… … Dicționar Român
varsa — ×varsà (brus. вopca) sf. (4) K.Būg, JI255, Š, Rtr, FrnW; L 1. sing. SD107, Sut, N, [K], Ak, Vvr vilnų ar vilnonio audinio pūkas, gaureliai, šereliai: ^ Jų uogos kai varsà (nesumaigytos, sausos), gražiai renka Klt. 2. I spalva: Juodos varsõs… … Dictionary of the Lithuanian Language
vấrşã — s. f., art. vấrşa, g. d. art. vấrşei; pl. vấrşe … Romanian orthography
varsa ... yoksa ... — başına getirildiği kelimenin her şeyin üstünde tutulduğunu anlatan bir söz Varsa kızı yoksa kızı, oğlunun yüzüne baktığı yok … Çağatay Osmanlı Sözlük
vārṡa — वार्श … Indonesian dictionary
ne hâli varsa görsün — öğüt ve uyarı dinlemeyenler için ne yaparsa yapsın, beni ilgilendirmez anlamında kullanılan bir söz Boş ver ne hâlleri varsa görsünler, ben bu heriflere bulaşamam. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
iven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz — acele eden kız eşini iyi seçemeyeceği için mutlu olamaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
geleceği varsa göreceği de var — kötülük yapmaya kalkışacak olursa karşılığını elbette görür anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar — kişi ne kadar çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne kadar varsa — hepsi, tamamı … Çağatay Osmanlı Sözlük