-
21 vakit
"time; the right time; appointed time; time, season" -
22 vakit
vaxt, zaman -
23 vakit
čas; chvíle; doba -
24 vakít
to dazzle, to flare -
25 vakit vakit
von Zeit zu Zeit -
26 vakit geçirme
Zeitvertreib m -
27 vakit geçirmek
v. fool, play around, potter--------vakit geçirmek (ile)v. potter at -
28 vakit vakit
вре́мя от вре́мени, и́зредка -
29 vakit vakit
from tme to time -
30 vakit geçirmek
вакыт уздыру -
31 vakit limiti
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > vakit limiti
-
32 vakit geçir
luxuriate in -
33 vakit geçirmeye çalışmak
v. play for time -
34 vakit harcamak
v. fiddle-faddle -
35 vakit kazanmak
v. gain time -
36 vakit kazanmaya çalışma
n. stall -
37 vakit kazanmaya çalışmak
v. stall for time -
38 vakit tamam
interj. time is up, time's up -
39 vakit öldüren
adj. frigging -
40 vakit öldürmek
v. diddle, dilly dally, fiddle away, frig, frivol, hang out, horse around, trifle with
См. также в других словарях:
Vakit — Vakit: Un periódico de corte tradicionalista islámico que parece haber estado en conflicto constante con las autoridades turcas (cambió su nombre en varias ocasiones debido a sus clausuras; su nombre anterior era Akit). Muchos jóvenes,… … Wikipedia Español
Vakit — Anadolu da Vakit Beschreibung türkische Tageszeitung Erstausgabe 2001 … Deutsch Wikipedia
vakit — is., kti, Ar. vaḳt 1) Zaman Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek te. Y. K. Beyatlı 2) Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil. 3) Çağ Vaktin bilginleri. 4) Belirlenmiş olan zaman Kâhya vakit… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakit vakit — zf. Belli olmayan zamanlarda, ara sıra, zaman zaman Bu sevincin arasında vakit vakit bir sıkıntı geliyor. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakit öldürmek — zamanı yararsız, gereksiz işlerle veya iş yapmadan geçirmek Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakit saat aramamak — zamana hiç aldırmamak Sabah, öğle, akşam gibi hani vakit saat aradıkları yok. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakit kaybetmeden — zf. Hemen, derhâl … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakit geçirmek — oyalanmak, uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakit kazanmak — 1) bir şeye ayrılan süreyi azaltmak 2) karşı tarafı oyalayarak kendi hazırlanma süresini uzatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakit nakittir — zaman çok değerlidir, boş yere harcanmamalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Anadoluda Vakit — Anadolu da Vakit Beschreibung türkische Tageszeitung Erstausgabe 2001 … Deutsch Wikipedia