-
1 schaamte
utanç s -
2 abır xəyalılıq
utanç -
3 abır xəyalılıq
utanç -
4 xəcalət
utanç -
5 зазорный
utanç verici,yüz kızartıcı* * *разг.utanç verici; yüz kızartıcı; ayıplanacak -
6 shame
utanç; utanma; serefsizlik, leke, utanç; ayip, utanilacak sey; yazik, sanssizlik, utandirmak -
7 постыдный
utanç verici, utanılacak, yüz kızartıcı -
8 feel shame
utanç duy -
9 skeleton in the closet
utanç verici sır, kirli çamaşır, aile sırrı -
10 skeleton in the cupboard
utanç verici sır, kirli çamaşır, aile sırrı -
11 skeleton in the closet
utanç verici sır, kirli çamaşır, aile sırrı -
12 skeleton in the cupboard
utanç verici sır, kirli çamaşır, aile sırrı -
13 оят
utanç, ayıp -
14 abırlılıq
-
15 discreditable
utanç verici, ayip -
16 inglorious
utanç verici, ayip, serefsiz; gösterissiz, mütevazi, belirsiz -
17 abjectly
utanç verici -
18 feel shame
utanç duy -
19 abırlılıq
-
20 disgrace
n. rezillik, utanç, ayıp, rezalet, yüz karası, gözden düşme————————v. utandırmak, rezil etmek, gözden düşürmek* * *1. rezil et (v.) 2. rezalet (n.)* * *[dis'ɡreis] 1. noun1) (the state of being out of favour: He is in disgrace because of his behaviour.) gözden düşme2) (a state of being without honour and regarded without respect: There seemed to be nothing ahead of him but disgrace and shame.) utanç, şerefsizlik3) (something which causes or ought to cause shame: Your clothes are a disgrace!) yüz karası, utanç kaynağı2. verb1) (to bring shame upon: Did you have to disgrace me by appearing in those clothes?) rezil etmek2) (to dismiss from a position of importance: He was publicly disgraced.) gözden düşürmek•- disgracefully
См. также в других словарях:
utanç — is., cı Utanma duygusu, hicap O zaman, tuhaf bir utanca düşüp şaşırır, başımı önüme eğerdim. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler utanç duygusu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller utanç duymak utanç vermek utancından yere geçmek utancından yerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
utanç duymak — utanmak Bundan utanç duyuyor, utanılacak pek az şey yapan birisi olarak da gerginleşiyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
utanç — (ış) utanılacak 448bkz: utunç … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
utanç duygusu — is., ruh b. İnsanın ruh dünyasında oluşan utanma duygusu … Çağatay Osmanlı Sözlük
utanç vermek — utandırmak, utanmasına yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayâ perdesi yırtılmak — utanç duymamak Atalarımızın ar ve hayâ perdesi yırtılmak diye pek düşündürücü bir tabirleri vardır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızarıp bozarmak — utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle yüzü renkten renge girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ar damarı çatlamış — utanç duyulacak şeyleri sıkılmadan yapan, utanmaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
arına dokunmak — utanç duymak Hele meydanı hasımlarına bırakmak arıma dokunuyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzüne bakamaz olmak — utanç, yüreksizlik vb. sebeplerle bir kimsenin karşısına çıkamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
REZALET — Utanç verici şey. Utanılacak hal. * Alçaklık, rezillik. * Maskaralık. * Arsızlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük