-
1 хлопотать
uğraşmak* * *несов.; сов. - похлопота́ть1) тк. несов. uğraşmakона́ це́лый день хлопо́чет по до́му — bütün gün koşuşarak ev işleriyle uğraşıyor
2) uğraşmakхлопота́ть об о́тпуске — izin almaya uğraşmak
3) şefaatte bulunmak, şefaat etmekон похлопо́чет за тебя́ — senin için şefaatte bulunur
-
2 возиться
uğraşmak* * *разг.мне не́когда с ва́ми вози́ться — sizinle uğraşacak vaktim yok
с таки́ми дела́ми прихо́дится до́лго вози́ться — işin böylesi çok uğraştırır insanı
-
3 заниматься
meşgul olmak,uğraşmak,ilgilenmek; okumak,öğrenmek,ders almak; ders vermek* * *I несов.; сов. - заня́ться I1) врз meşgul olmak; uğraşmak; yapmak; ilgilenmekзанима́ться земледе́лием — tarım yapmak; tarımla uğraşmak
занима́ться поли́тикой — siyaset yapmak; politikacılık yapmak; politika / siyaset ile uğraşmak
занима́ться нау́чными иссле́дованиями — bilimsel araştırma(lar) yapmak
он не́сколько лет занима́лся бо́ксом — birkaç yıl boksa çalıştı
занима́ться спо́ртом — spor yapmak
он стал занима́ться спо́ртом — spora başladı
таки́ми дела́ми занима́ется мили́ция — bu gibi işlere polis karışır
занима́ться тёмными дела́ми — karanlık işler çevirmek
э́тим вопро́сом никто́ не занима́ется — bu soruna / sorunun üzerine eğilen yok
ребёнком она́ могла́ занима́ться то́лько по вечера́м — çocuğuyla ancak akşamları ilgilenebiliyordu
чем ты сейча́с занима́ешься? — şimdi neyle meşgulsün / uğraşıyorsun?; şimdi ne iş görüyorsun?
что он, совсе́м ниче́м не занима́ется? — onun bir işi gücü yok mu?
занима́йся свои́м де́лом! — sen işine bak!
2) ( учиться) okumak; öğrenmek; ders almak ( брать уроки); dersle çalışmak ( готовить уроки)3) ( учить) ders vermek••II несов.; сов. - заня́ться IIзанима́ться с покупа́телем (о продавце) — müşteriye bakmak
1) ( загораться) tutuşmak, ateş almak2) ( наступать)занима́ется у́тро — gün doğuyor
-
4 добиваться
elde etmeye uğraşmak* * *несов.; сов. - доби́тьсяон всегда́ добива́лся своего́ — istediğini daima elde ederdi
добива́ться сла́вы — ün peşinde koşmak
добива́ться вое́нного превосхо́дства — askeri üstünlük elde etmeye sağlamaya uğraşmak
-
5 провозиться
-
6 трудиться
çalışmak; uğraşmak; zahmet etmek* * *1) çalışmak; uğraşmak, emek vermekон мно́го труди́лся над э́тим произведе́нием — bu yapıta çok emek verdi
2) zahmet etmekзря / напра́сно тру́дишься! — boşuna zahmet ediyorsun!
не труди́тесь — zahmet etmeyin
-
7 бирюльки
мн., в соч.игра́ть в бирю́льки — kıvır zıvırla / abesle uğraşmak
-
8 корпеть
-
9 мелочь
ufak şeyler* * *ж1) собир. ufaklar; ufak tefek şeyler / eşya; öte beri; marya ( о рыбе)из я́блок оста́лась одна́ ме́лочь — elmanın ancak ufağı kaldı
2) собир. ( мелкие деньги) ufaklık; bozuklukя сосчита́л всю ме́лочь: нет и пяти́десяти копе́ек — bozuklukları saydım, elli kapık tutmuyor
3) (ме́лочи) мн. kıvır zıvırзанима́ться ме́лоча́ми — kıvır zıvırla uğraşmak
рассчита́ть всё до ме́лоче́й — herşeyi iğneden ipliğe hesaplamak
-
10 нянчиться
-
11 повозиться
-
12 позаниматься
сов.(bir süre) uğraşmak, yapmak -
13 порожний
разг.boş; yük almamış ( ненагруженный)поро́жний рейс — boş sefer
••перелива́ть из пусто́го в поро́жнее — ≈ abesle uğraşmak, boş laflar etmek
-
14 пустяк
моби́деться из-за пустяка́ — bir hiç yüzünden darılmak / alınmak
занима́ться пустяка́ми — kıvır zıvırla uğraşmak
••пустя́ки́, все ула́дится — zararı / önemi yok, herşey yoluna girer
-
15 стараться
несов.; сов. - постара́ться1) özenmek, gayret etmekпостара́ешься - сде́лаешь — gayret etsen yaparsın
2) çalışmak, uğraşmak, çabalamakстара́ться вы́играть вре́мя — vakit kazanmaya çalışmak
он (вся́чески) стара́лся успоко́ить крича́вшего — bağıran adamı teskine uğraşıyordu
стара́йся держа́ться от него́ пода́льше — ondan uzak / ırak durmaya bak
зря стара́ешься! — boşuna yoruluyorsun / uğraşıyorsun!
-
16 чепуха
См. также в других словарях:
uğraşmak — le 1) Bir iş üzerinde sürekli çalışmak Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi. P. Safa 2) e Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye … Çağatay Osmanlı Sözlük
abesle iştigal etmek (veya uğraşmak) — yersiz, yararsız işlerle vakit öldürmek Yazarlarımızın çoğu yalnızca kendi ürünlerinin ne amaçla üretildiğini sayıp dökerek bir anlamda abesle iştigal ediyorlar. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı ile uğraşmak — 1) ağır hasta olmak, ölüm döşeğinde can çekişmek Kadıncağız canı ile uğraşıyor, sen de eğleniyorsun. R. N. Güntekin 2) büyük sıkıntıya düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iştigal etmek — uğraşmak, ilgilenmek, meşgul olmak Otuz senedir tiftik ticaretiyle iştigal ederim. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
mücadele etmek — uğraşmak, savaşmak, çatışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pala çalmak (veya sallamak) — uğraşmak, didinmek, çabalamak Üstelik gazetecilikte de yıllarca pala çaldı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
çengel takmak — uğraşmak veya kötülük etmek için el atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ewrişmek — uğraşmak, çabalaşmak, bir işin üstüne düşmek; çevirmekte ve bir şeyin altını üstne getirmekte yardım etmek, I, 235, 248 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kerişmek — uğraşmak, kavga etmek, çeki şmek I, 370; I I, 99, 115 germekte yardım ve yarış etmek II, 98 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ograşmak — uğraşmak I, 170, 234, 235 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çabalamak — nsz 1) Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak 2) Bir işi başarmak için uğraşmak, gayret etmek Çalış, didin, çabala; aklını, bilgini ve emeğini ortaya koy, bir şeyler elde et. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller çabalama kaptan ben gidemem … Çağatay Osmanlı Sözlük