-
1 toplamak
v. collect, assemble, bring together, sum up, add together, add up, combine, pick up, gather, gather up, clear away, accumulate, add, agglomerate, aggregate, amass, build, call in, cast up, club, compile, concentrate, congest, congregate, consolidate--------toplamak (yorgan vb.)v. fold down back* * *1. add 2. collect 3. gather -
2 toplamak
"to collect, to gather, to assemble, to gather sb/sth round; to add, to total; to amass, to accumulate; to pick, to gather sth; (ekin) to reap; to put on weight; to tidy up; to convene, to convoke" -
3 toplamak
"1. /ı/ to gather, collect. 2. /ı/ math. to add, add up, total. 3. /ı/ to amass, accumulate. 4. /ı/ to pick, harvest. 5. /ı/ to straighten up, tidy up, pick up. 6. /ı/ to convene, convoke. 7. /ı/ to clear (the table) (after a meal). 8. /ı/ to confiscate, seize. 9. to put on weight, gain weight. 10. (for a festering pustule, wound, etc.) to come to a head, become swollen with pus. 11. (for the sky) to become filled with rain or snow clouds, lower; (for rain or snow clouds) to gather. " -
4 ayaklarını toplamak
v. tuck up one's legs -
5 bağbozumu sonrası üzüm toplamak
v. gleanTurkish-English dictionary > bağbozumu sonrası üzüm toplamak
-
6 bilgi toplamak
v. sum up -
7 bir araya toplamak
v. huddle together, huddle -
8 bir bütün halinde toplamak
v. embody -
9 bir noktada toplamak
v. focus on, focus -
10 cerahat toplamak
v. suppurate, putrefy -
11 cesaret toplamak
v. pick courage -
12 cesaretini toplamak
v. nerve oneself, summon up one's courage, pluck up courage -
13 ceviz toplamak
v. nut -
14 derleyip toplamak
v. right -
15 dikkatini toplamak
v. rivet one's attention on -
16 dut toplamak
v. berry -
17 eşyalarını toplamak
v. pack, pack up -
18 fındık toplamak
v. nut -
19 gagası ile toplamak
v. pick -
20 hasat sonrası kalan başakları toplamak
v. gleanTurkish-English dictionary > hasat sonrası kalan başakları toplamak
См. также в других словарях:
toplamak — i 1) Bir araya getirmek Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak. O. S. Orhon 2) nsz Devşirmek Kırlardan çiçek topladık. 3) Devşirip kaldırmak Sofrayı toplamak. Yatakları toplamak. 4) Dağınıklıktan kurtarmak Bu odayı biraz toplamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pılıyı pırtıyı (veya pılı pırtıyı) toplamak — gitmek üzere bütün eşyalarını toplamak Dört sene sonra ustası pılıyı pırtıyı toplamış, geldiği memlekete geri dönmüş. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tası tarağı toplamak — 1. tkz. gitmek üzere bütün eşyasını toplamak Büyükada da misafir akınından kaçan ev sahipleri gibi tası tarağı toplamışlar, civardaki dağlara kaçmışlar. R. N. Güntekin 2. her türlü ilişkiyi kesmek üzere hazırlanmak Tası tarağı toplayıp ortalıktan … Çağatay Osmanlı Sözlük
başak toplamak — tarlalarda kalmış başakları veya bağlarda dökülmüş meyveleri toplamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bohçasını toplamak — eşyasını toplamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
keli körü toplamak — işe yaramaz kimseleri toplamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alaka çekmek (veya toplamak veya uyandırmak) — ilgi çekmek Bu sahneyi mangalın başında Havva Hanım bize kaç defa tekrar etti, hatırlayamam. Ama her defasında bizde büyük bir alaka uyandırıyordu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
derleyip toplamak (veya toparlamak) — dağınık olan şeyleri bir araya getirip düzenlemek, düzene sokmak Söylediklerini derleyip toparlamak, bir sonuca varmak işi okuyucusuna düşüyor. N. Cumalı Selim çekinerek girdi. Filiz dikişini derleyip topladı, yer gösterdi. O. Rifat … Çağatay Osmanlı Sözlük
parsayı başkası toplamak — bir emeğin karşılığını o emeği çeken değil, başka biri almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendinde toplamak — kendi üzerinde bulundurmak, kendi varlığı içinde yer almasını sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sofrayı kaldırmak (veya toplamak) — yemek yendikten sonra masa, sini vb.ni temizlemek Sofrayı topladıktan sonra yanımıza uğramadı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük