Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

tel+çekmek

  • 1 drahten

    tel çekmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > drahten

  • 2 telegrafieren

    tel çekmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > telegrafieren

  • 3 wire-draw

    tel çekmek

    English to Turkish dictionary > wire-draw

  • 4 тянуть

    çekmek,
    döşemek; uzatmak; canı çekmek; emmek; sürüncemede bırakmak,
    geciktirmek; ağırlığında olmak
    * * *
    1) çekmek; döşemek

    тяни́ кана́т на себя́ — halatı (kendine doğru) çek

    тяну́ть не́вод — ağı çekmek

    тяну́ть про́волоку — haddeden tel çekmek

    3) (руку, шею) uzatmak

    тяну́ть ру́ку — elini uzatmak

    4) (тащить, направляя куда-л.) çekmek

    тяну́ть на букси́ре — yedekte çekmek

    тяну́ть кого-л. за́ руку — birini kolundan tutup çekmek

    букси́р тяну́л ба́ржу́ — römorkör bir mavna çekiyordu

    5) ( прокладывать) çekmek, döşemek

    тяну́ть ка́бель — kablo çekmek / döşemek

    6) разг. (заставлять идти, ехать) sürüklemek

    заче́м ты тя́нешь ребёнка на рыба́лку? — çocuğu balık avına ne diye sürüklüyorsun?

    7) перен., безл. ( влечь) (kendine) çekmek; canı çekmek

    когда́ пое́шь, тя́нет ко сну — insan yemek yeyince uyku bastırır

    её тяну́ло на солёное — canı tuzlu yiyecek çekiyordu

    меня́ тяну́ло к родны́м места́м — beni memleket çekiyordu

    кури́ть он бро́сил и говори́т, что бо́льше совсе́м не тя́нет — sigarayı bırakmış, hem hiç aramıyormuş

    8) (билет, жребий и т. п.) çekmek

    тяну́ть жре́бий — kura çekmek; kura çekişmek ( о многих)

    труба́ хорошо́ тя́нет — baca iyi çekiyor

    11) ( веять) gelmek

    тяну́л ветеро́к — hafif bir esinti vardı

    тяну́ло ды́мом — duman kokusu geliyordu

    ве́тер тяну́л из са́да за́пах сире́ни — rüzgar bahçeden leylak kokusu getiriyordu

    12) ( медлить) sallamak, sürüncemede bırakmak; uzatmak; geciktirmek

    они́ вот уж ме́сяц тя́нут с мои́м де́лом — işimi bir aydır sallıyorlar

    не тяни́! — sözü / lafı uzatma!

    с отве́том не тяни́ — cevabı geciktirme

    13) разг. ( весить) çekmek

    тюк тя́нет со́рок кило́ — balya kırık kilo çekiyor

    14) разг. ( вымогать деньги) sızdırmak

    он тя́нет де́ньги у отца́ — babasını sızdırıyor

    15) разг. ( воровать) aşırmak, çalmak
    16) ( медленно пить) ağır ağır / yudum yudum içmek
    17) ( лететь) uçmak; geçmek

    над ле́сом тяну́ли журавли́ / тяну́л кося́к журавле́й — orman üzerinden bir turna katarı geçiyordu

    ••

    своя́ но́ша не тя́нет — погов. öküze boynuzu yük olmaz

    тяну́ть кого-л. к отве́ту — hesaba çekmek

    Русско-турецкий словарь > тянуть

  • 5 telegraphieren

    tel çekmek (graf)

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > telegraphieren

  • 6 телеграмма

    telgraf
    * * *
    ж
    telgraf, tel

    дать телегра́мму — telgraf / tel çekmek

    Русско-турецкий словарь > телеграмма

  • 7 verdrahten

    verdrahten*
    vt
    1) ( verschließen) tellemek, tel çekmek (-e)
    2) elek;
    elektrische/elektronische Bauelemente \verdrahten elektrik/elektronik yapı elemanlarını birleştirmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > verdrahten

  • 8 cable

    tel kablo; elektrik, telgraf ve telefon kablosu; telgraf mesaji, telgraf; palamar,telgrafla yollamak, telgraf havalesi çekmek; kablo dösemek

    English to Turkish dictionary > cable

  • 9 ziehen

    ziehen <zieht, zog, gezogen> ['tsi:ən]
    I vt
    1) ( allgemein) çekmek (an -den); ( zerren) çekmek, sürüklemek; ( Anhänger) çekmek; ( dehnen) uzatmak;
    jdn am Ärmel \ziehen birini kolundan çekmek;
    jdn auf seine Seite \ziehen birini kendinden yana çekmek;
    etw nach sich dat \ziehen ( fig) bir şeyi peşinden sürüklemek, bir şeye yol açmak;
    alle Blicke/die Aufmerksamkeit auf sich \ziehen herkesin bakışını/dikkatini üstüne çekmek;
    etw ins Komische/Lächerliche \ziehen bir şeyi komikleştirmek/gülünçleştirmek;
    Saiten auf ein Instrument \ziehen bir çalgıya tel takmak;
    der Honig zieht Fäden bal iplik iplik oluyor
    2) (heraus\ziehen) çekip çıkarmak ( aus -den); ( Wurzeln) çıkarmak ( aus -den);
    Zigaretten \ziehen (otomattan) sigara çekmek;
    Fäden \ziehen iplikleri çekmek [o almak];
    aus dem Verkehr \ziehen ( Auto) trafik kaydını silmek(-in); ( Geld) tedavülden kaldırmak;
    einen Vorteil aus etw \ziehen dat, bir şeyden çıkar sağlamak
    3) (heran\ziehen) çekmek (an/auf -e/-e);
    das Boot ans Ufer \ziehen tekneyi kıyıya çekmek;
    mich zieht überhaupt nichts nach Schweden İsveç beni hiç çekmiyor;
    es zieht mich nach Hause/in die Ferne canım eve/uzaklara gitmek istiyor
    4) ( Linie) çekmek;
    sich dat einen Scheitel \ziehen saçını ayırmak
    5) ( Graben, Grenze) çekmek; ( Mauer, Zaun) çekmek
    6) ( Pflanzen, Tiere) yetiştirmek; ( Kerzen) yapmak
    7) math almak;
    die Wurzel aus einer Zahl \ziehen bir sayının karekökünü almak
    8) ( im Kartenspiel) çekmek
    9) fin ( Wechsel) keşide etmek;
    ein gezogener Wechsel keşide edilmiş bir poliçe
    10) ( füllen) doldurmak;
    Wein auf Flaschen \ziehen şarabı şişelere doldurmak
    II vi
    1) a. auto çekmek;
    an etw dat \ziehen bir şeyi tutup çekmek;
    das Auto/der Kamin zieht gut ( fam) araba/baca iyi çekiyor;
    er zog an seiner Pfeife piposunu tüttürdü;
    lass mich mal \ziehen ( an der Zigarette) bırak bir fırt çekeyim
    2) sein (um\ziehen) taşınmak (nach/in/auf -e); ( zu jdm) -e (zu -e);
    ich ziehe nach Aachen Aachen'e taşınıyorum;
    sie \ziehen aufs Land şehrin dışına taşınıyor
    3) sein ( gehen, wandern) gitmek (zu/nach -e/-e); ( durchqueren) geçmek ( durch -den); ( Vögel) göç etmek;
    in den Krieg \ziehen savaşa gitmek;
    die Jahre zogen ins Land aradan yıllar geçti;
    einen \ziehen lassen ( fam) ( furzen) osurmak, yellenmek
    4) ( im Spiel) sürmek, hamle yapmak;
    mit dem Turm \ziehen kaleyi sürmek
    5) ( Tee) demlenmek;
    den Tee zwei bis drei Minuten \ziehen lassen çayı iki üç dakika demlemek [o demlendirmek]
    6) ( fig) o ( fam) ( Wirkung haben) sökmek, geçmek, etki yapmak;
    das zieht bei mir nicht bu bana sökmez;
    dieser Trick zieht immer bu oyun her zaman söker
    7) ( schmerzen) sızlamak
    III vr
    sich \ziehen
    1) ( sich erstrecken) uzanmak; ( vorhanden sein) olmak;
    dieses Thema zieht sich durch das ganze Buch bu konu bütün kitap boyunca uzar gider
    2) (sich ver\ziehen) çekilmek
    3) ( fam) ( dauern) uzamak, sürmek
    IV vi unpers ( Luftzug) cereyan [o kurander] yapmak;
    es zieht! cereyan [o kurander] yapıyor!

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > ziehen

  • 10 wire

    adj. telden yapılmış, tel
    ————————
    n. tel, telgraf, kukla ipi, nüfuz, idare, kontrol, kiriş, tuzak, kapan
    ————————
    v. telle çevirmek, telle bağlamak, tel takmak, kablo döşemek, elektrik tesisatını yapmak, telgraf çekmek, telgrafla göndermek, kapana kıstırmak, tuzakla yakalamak
    * * *
    1. kablo (n.) 2. telle bağla (v.) 3. tel (n.)
    * * *
    1. noun
    1) (( also adjective) (of) metal drawn out into a long strand, as thick as string or as thin as thread: We need some wire to connect the battery to the rest of the circuit; a wire fence.) tel
    2) (a single strand of this: There must be a loose wire in my radio somewhere.) tel parçası
    3) (the metal cable used in telegraphy: The message came over the wire this morning.) tel kablo
    4) (a telegram: Send me a wire if I'm needed urgently.) telgraf
    2. verb
    1) (to fasten, connect etc with wire: The house has been wired (up), but the electricity hasn't been connected yet.) elektrik tesisatı döşemek
    2) (to send a telegram to: Wire me if anything important happens.) telgraf çekmek
    3) (to send (a message) by telegram: You can wire the details to my brother in New York.) telgrafla yollamak
    - wiring
    - high wire
    - wire-netting

    English-Turkish dictionary > wire

  • 11 cable

    n. kablo, telgraf, palamar, kablolu yayın
    ————————
    v. kablo döşemek, kablo ile bağlamak, telgraf çekmek, kablolu yayın yapmak
    * * *
    1. kablo 2. kablola (v.) 3. kablo (n.)
    * * *
    ['keibl] 1. noun
    1) ((a) strong rope or chain for hauling or tying anything, especially a ship.) halat, zincir, palamar
    2) ((a set of) wires for carrying electric current or signals: They are laying (a) new cable.) hat, kablo
    3) ((a rope made of) strands of metal wound together for supporting a bridge etc.) kablo, tel halat
    4) ((also cablegram) a telegram sent by cable.) telgraf
    5) (cable television.) kablolu televizyon
    2. verb
    (to telegraph by cable: I cabled news of my mother's death to our relations in Canada.) telgraf çekmek
    - cable television, cable TV

    English-Turkish dictionary > cable

  • 12 abheben

    abheben <unreg, -ge-, h>
    1. v/t kaldırmak; Geld ( von -den) çekmek
    2. v/i LUFTF havalanmak; TEL ahizeyi kaldırmak, (telefonu) açmak; Kartenspiel kağıt kesmek;
    fig abheben auf (A) bitmek, bayılmak
    3. v/r: sich abheben (gegen, von -den) (belirgin biçimde) ayrılmak, farklı olmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > abheben

См. также в других словарях:

  • tel çekmek — 1. telle çevirmek, tel germek Bahçeye tel çektik. 2. telgraf çekmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tel — 1. is. 1) Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne Gelin teli. Telgraf teli. 2) sf. Bu nesneden yapılmış veya bu nesne biçiminde olan Tel kafes. Tel çivi. 3) Tencere, çaydanlık vb.ni ovarak temizlemek için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tellemek — 1. i 1) Tel geçirmek, tel takmak 2) Tel ile süslemek 3) Tencere, çaydanlık vb.ni tel ile ovarak temizlemek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller telleyip pullamak 2. i Telgraf çekmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Ayhan Işık — Ayhan Işık, born Ayhan Işıyan (5 May 1929 İzmir, 16 June 1979 Istanbul) was a popular Turkish film actor. He was the most popular lead man of Turkish cinema between 1952 and 1979.BiographyHe was born in İzmir, Turkey in 1929. He graduated from… …   Wikipedia

  • Liste Swadesh Du Turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Liste Swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Liste swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Turc (liste Swadesh) — Liste Swadesh du turc Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • — 1. is. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık 2. is. 1) İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü Balık ağı. Tenis ağı. 2) Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü 3) mec. Ulaşım ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hat — is., ttı, Ar. ḫaṭṭ 1) Çizgi 2) Yazı 3) Ulaşım sağlayan bir taşıtın uğradığı yerlerin bütünü, yol, geçek Demir yolu hattı. Otobüs hattı. 4) Elektrik akımı taşıyan tel veya kablo sistemi Bir kablodan muhtelif hatlar çıkar. S. F. Abasıyanık 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»