-
1 taşımak
vt1) tragen2) befördern, transportierendeniz/kara yolu ile \taşımak auf dem See-/Landweg befördern -
2 taşımak
-
3 taşımak
В1) носи́ть, таска́ть, вози́тьçanta taşımak — носи́ть су́мку (портфе́ль)
silah taşımak — носи́ть ору́жие
2) переноси́ть; перевози́ть; относи́ть; отвози́тьadamı hastahaneye taşımak — отвезти́ челове́ка в больни́цу
3) име́ть, быть носи́телем чегоhakkını taşımak — име́ть пра́во (что-л. сделать)
karakter taşımak — име́ть хара́ктер
mana taşımak — име́ть значе́ние
sorumluluk taşımak — нести́ отве́тственность
-
4 taşımak
нести́ носи́ть перевози́ть таска́ть тащи́ть* * *-i1) переноси́ть; перевози́тьyük taşımak — перевози́ть груз
2) носи́тьçanta taşımak — носи́ть су́мку
silâh taşımak — носи́ть ору́жие
3) нести́evin çatısını taşıyan tahtalar çürümüştü — несу́щие кры́шу до́ма до́ски прогни́ли
4) носи́ть; одева́тьсяdevlet üniforması taşıyordu — он носи́л фо́рму госуда́рственного слу́жащего
5) име́ть, быть носи́телем чегоkarakter taşımak — име́ть хара́ктер
sorumluluk taşımak — нести́ отве́тственность
6) перен. носи́ть / чу́вствовать в себе́ -
5 taşımak
v. carry, transport, bear, wear, bear away, carry away, convey, haul, put across, relocate, remove, run, stanchion, sustain, tote--------taşımak (iterek)v. walk--------taşımak (omuzunda vb)v. ride--------taşımak (sular)v. wash* * *1. transport 2. carry -
6 taşımak
илтү; ташу -
7 taşımak
транспортировать, перевозить, подносить, провозить, переноситьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > taşımak
-
8 taşımak
birin--------kêşan -
9 taşımak
Daşımaq -
10 taşimak
ХЬЫН, ЗЕХЬЭН -
11 taşımak
хьын, дэхьын, зэдэхьын -
12 taşımak
اكتسىتردىتسربلتلبسحملسوقلبسنقل -
13 taşımak
-
14 taşımak
"to carry; to transport, to convey, to ferry; to wear; to bear" -
15 taşımak
1. /ı, dan, a/ to carry, transport (something) from (one place) to (another). 2. /ı/ to bear, support, or hold up (a weight, a load): Bu dal beni taşımaz. This branch won´t bear my weight. 3. /ı/ to carry (something) (on one´s person): Ahmet silah taşıyor. Ahmet´s carrying a gun. 4. /ı/ to bear, endure, put up with. 5. /ı/ to bear, carry, possess (a name, etc.): Çocuk dedesinin adını taşıyor. The child bears his grandfather´s name. -
16 taşımak
daşımaq -
17 tasimak için bele takilan zincir
chatelaine, hook-like device to which keys and other items are attached (worn at the waist at the waist)Turkish-English dictionary > tasimak için bele takilan zincir
-
18 dolup taşımak
переполня́ться -
19 omuzda taşımak
носи́ть на рука́х, проявля́ть исключи́тельное внима́ние -
20 anahtar, saat vb. tasimak için bele takilan zincir
chatelaine, hook-like device to which keys and other items are attachedTurkish-English dictionary > anahtar, saat vb. tasimak için bele takilan zincir
См. также в других словарях:
taşımak — i 1) Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı. S. F. Abasıyanık 2) Üstünde bulundurmak Boynunda asılmış gümüş bir köstek taşırdı. Y. K. Beyatlı 3) Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şapkasını giymek (veya taşımak) — (birinin) kendi kimliğinin veya düşüncelerinin dışında başka birinin kimliğini geçici olarak taşımak veya onun düşünceleriyle ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakırtı taşımak — laf taşımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli din taşımak — din veya inancını kimseye bildirmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
düğününde kalburla (veya elekle) su taşımak — (birinin) bir yardımına karşılık olarak bekâr bir kimseye çok büyük bir yardımda bulunma sözü vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalburla su taşımak — verimsiz, sonuçsuz bir işle uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
omuzda taşımak — çok saygı göstermek, yüceltmek, övmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf taşımak — dedikodu ederek laf götürüp getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
adını taşımak — birinin adıyla anılmak, sahip olduğu adın sorumluluğunu yüklenmiş olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başta taşımak — çok saygı göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tartmak — taşımak … Beypazari ağzindan sözcükler