-
1 tanrı
إلاهإلهربمعبودمولى -
2 tanrı
1. إلاه [إِلَاه]Anlamı: allah, ilah2. إله [إِله]Anlamı: allah, ilah3. رب [رَبّ]Anlamı: allah, ilah4. معبود [مَعْبُود]Anlamı: allah, ilah5. مولى [مَوْلًى]Anlamı: allah, ilah -
3 tanrı bilimi
الإلهيات -
4 tanrı bilimi
الإلهيات [الإِلهِيَّات]Anlamı: ilâhiyat, teoloji -
5 allahsız
1. جاحد [جَاحِد]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb2. جحود [جَحُود]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb3. دهري [دَهْرِيّ]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb4. زنديق [زِنْدِيق]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb5. كافر [كافِر]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb6. كفار [كَفَّار]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb7. كفور [كَفُور]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb8. ملحد [مُلْحِد]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb9. علج [عِلْج]Anlamı: tanrı tanımayan, acımasız, insafsız, vicansızb -
6 ateist
1. جاحد [جَاحِد]Anlamı: tanrı tanımaz2. جحود [جَحُود]Anlamı: tanrı tanımaz3. دهري [دَهْرِيّ]Anlamı: tanrı tanımaz4. زنديق [زِنْدِيق]Anlamı: tanrı tanımaz5. كافر [كافِر]Anlamı: tanrı tanımaz6. كفار [كَفَّار]Anlamı: tanrı tanımaz7. كفور [كَفُور]Anlamı: tanrı tanımaz8. ملحد [مُلْحِد]Anlamı: tanrı tanımaz9. علج [عِلْج]Anlamı: tanrı tanımaz -
7 kâfir
1. جاحد [جَاحِد]2. جحود [جَحُود]3. دهري [دَهْرِيّ]4. زنديق [زِنْدِيق]5. كافر [كافِر]6. كفار [كَفَّار]7. كفور [كَفُور]8. ملحد [مُلْحِد]9. علج [عِلْج] -
8 zındık
1. جاحد [جَاحِد]2. جحود [جَحُود]3. دهري [دَهْرِيّ]4. زنديق [زِنْدِيق]5. كافر [كافِر]6. كفار [كَفَّار]7. كفور [كَفُور]8. ملحد [مُلْحِد]9. علج [عِلْج] -
9 sevap
1. إثابة [إِثَابَة]Anlamı: tanrı tarafından verilen ödül2. أجر [أَجْر]Anlamı: tanrı tarafından verilen ödül3. إكرامية [إِكْرامِيَّة]Anlamı: tanrı tarafından verilen ödül4. ثواب [ثَوَاب]Anlamı: tanrı tarafından verilen ödül5. جائزة [جائِزَة]Anlamı: tanrı tarafından verilen ödül6. مثوبة [مَثُوبَة]Anlamı: tanrı tarafından verilen ödül7. مجازاة [مُجَازَاة]Anlamı: tanrı tarafından verilen ödül8. مكافأة [مُكَافَأَة]Anlamı: tanrı tarafından verilen ödül -
10 ateizm
1. إلحاد [إِلْحاد]Anlamı: tanrı tanımazlık2. جحد [جَحْد]Anlamı: tanrı tanımazlık3. جحود [جُحُود]Anlamı: tanrı tanımazlık4. زندقة [زَنْدَقَة]Anlamı: tanrı tanımazlık5. كفر [كُفْر]Anlamı: tanrı tanımazlık6. كفران [كُفْران]Anlamı: tanrı tanımazlık -
11 küfür
1. إلحاد [إِلْحاد]Anlamı: tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme2. جحد [جَحْد]Anlamı: tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme3. جحود [جُحُود]Anlamı: tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme4. زندقة [زَنْدَقَة]Anlamı: tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme5. سب [سَبّ]Anlamı: sövme, sövmek içinsöylenilen söz6. شتم [شَتْم]Anlamı: sövme, sövmek içinsöylenilen söz7. كفر [كُفْر]Anlamı: tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme8. كفران [كُفْران]Anlamı: tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme -
12 mevlâ
-
13 duacı
1. داع [داعٍ]2. مبتهل [مُبْتَهِل]3. متضرع [مُتَضَرِّع]4. متوسل [مُتَوَسِّل]5. مستجد [مُسْتَجْدٍ] -
14 huşu
1. إطاعة [إِطَاعَة]Anlamı: tanrı'ya boyun eğme2. تواضع [تَوَاضُع]Anlamı: alçak gönüllülük3. خشوع [خُشُوع]Anlamı: tanrı'ya boyun eğme4. خضوع [خُضُوع]Anlamı: tanrı'ya boyun eğme5. قنوت [قُنُوت]Anlamı: tanrı'ya boyun eğme -
15 ahiret
1. الآزفة [الآزِفَة]Anlamı: dinî inanışa göre, insann öldükten sonra dirilip sonsuza kadar kalacağı ve tanrı'ya dünya hayatının hesabını vereceği yer, öteki dünya2. غاشية [غاشِيَة]Anlamı: dinî inanışa göre, insann öldükten sonra dirilip sonsuza kadar kalacağı ve tanrı'ya dünya hayatının hesabını vereceği yer, öteki dünya3. قارعة [قارِعَة]Anlamı: dinî inanışa göre, insann öldükten sonra dirilip sonsuza kadar kalacağı ve tanrı'ya dünya hayatının hesabını vereceği yer, öteki dünya -
16 mel'un
1. رجيم [رَجِيم]Anlamı: tanrı tarafından lânetlenmiş, lânetli2. لعين [لَعِين]Anlamı: tanrı tarafından lânetlenmiş, lânetli3. ملعون [مَلْعُون]Anlamı: tanrı tarafından lânetlenmiş, lânetli -
17 dua
1. دعاء [دُعَاء]Anlamı: tanrı'ya yalvarma, yakarış2. دعوة [دَعْوَة]Anlamı: tanrı'ya yalvarma, yakarış -
18 halık
1. خالق [خالِق]Anlamı: allah'ın isimlerinden biri, tanrı2. خلاق [خَلَّاق]Anlamı: allah'ın isimlerinden biri, tanrı -
19 kısmet
1. قسمة [قِسْمَة]2. نصيب [نَصِيب] -
20 peygamber
1. رسول [رَسُول]Anlamı: tanrı'nın buyruklarını insanlara ulaştıran, elçi2. نبي [نَبِيّ]Anlamı: tanrı'nın buyruklarını insanlara ulaştıran, elçi
- 1
- 2
См. также в других словарях:
Tanrı — is., öz., din b. Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Oğan Birleşik Sözler tanrı bilimi Tanrı kayrası Tanrı misafiri Tanrı vergisi çok tanrıcı kamu tanrıcı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanrı — is. Allah. <Elxan:> Mənim tanrım başqalarına zərər verməz azad diləklərimdir. C. C.. ◊ Tanrı bəndəsi – bax Allah bəndəsi («Allah»da). <Nənəxanım:> <Şaqqulunun> özünün də avara gəzdiyi bəsdir, gedim, bir tanrı bəndəsinin qızını… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
tanrı bilimci — is., fel. Tanrı bilimiyle uğraşan kimse, ilahiyatçı, teolog … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tanrı kayrası — is., fel. Tanrı nın dünya işlerinde beliren iyilik ve bilgeliği … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tanrı misafiri — is. Tanınmayan, çağrılmadan kendiliğinden gelen konuk Âdet değildir, kim olursa olsun, Tanrı misafirine adını sormak. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tanrı vergisi — is. Sonradan elde edilmeyip yaratılıştan var olan nitelik, yetenek veya özellik, Allah vergisi Tanrı vergisi bir öz varlığı yoktur insanın, değişmez bir tabiatla sınırlı değildir. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanrı — is., din b. Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah Birleşik Sözler neden tanrıcı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanrı bilimi — is., fel. Allah ın varlığı ve nitelikleriyle ilgili konuları ele alan bir bilim kolu, ilahiyat, teoloji … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tanrı aşkına — Allah aşkına … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tanrı korusun — Allah korusun … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tanrı yarattı dememek — Allah yarattı dememek … Çağatay Osmanlı Sözlük