-
1 taş
taş Stein m (a Dominostein usw); fig Stich m, Stichelei f; Stein-;-e taş atmak jemandem einen Stich versetzen, Spitzen austeilen;taş çatlasa wenn’s hoch kommt; unter (keinen) Umständen;-e taş çıkartmak jemanden weit übertreffen;taş gibi steinhart;taş sürmek Figur, Stein setzen, rücken, ziehen;taş yerinde ağırdır etwa: jeder ist an seinem Platze wichtig;taş yürekli mit einem steinernen Herzen, herzlos;taşı gediğine koymak Wort: ins Schwarze treffen, sehr treffend sein;ekmeğini taştan çıkarmak sich (D) sein Brot sauer verdienen müssen -
2 taş
-
3 tas
tas Schale f;tas gibi ganz kahl; flach;tası tarağı toplamak fig seine sieben Sachen packen, sich auf- und davonmachen -
4 hamam
-
5 dağ
dağ1 Berg m; Berg-; Gebirgs- (Klima);dağ adamı Bergbewohner m; Hinterwäldler m;dağ ardında hinter den Bergen;dağ ayısı fam Tölpel m;dağ eteği Fuß m des Berges;dağ gibi mächtig; bergehoch;dağ sıçanı Murmeltier n;dağ sporu Alpinismus m;dağ taş riesig (viel); so weit das Auge reicht;dağlar kadar fark ein himmelweiter Unterschieddağ2 Brandmal n; Narbe f; MED Ätzung f
См. также в других словарях:
taş gibi — 1) çok sert, çok katı 2) çok sağlam 3) hareketsiz Ben olduğum yerde taş gibi donup kaldım. R. N. Güntekin 4) vücudu diri, taze (kadın) … Çağatay Osmanlı Sözlük
tas gibi — 1) saçsız, dazlak 2) çok düz, açık … Çağatay Osmanlı Sözlük
taş — is. 1) Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde Kireç taşı. Oltu taşı. 2) sf. Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş 3) Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tas — is., Ar. ṭās 1) Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap 2) sf. Bu kabın alacağı miktarda olan İki tas pirinç. 3) Başa giyilen metal koruyucu Tulumbacılar yangınlarda başlarına kalaylı taslar giyerler. S. Birsel Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
taş bebek — is., ği 1) Genellikle alçı vb.nden yapılmış oyuncak bebek 2) Yaşı ilerlemiş olmasına karşın genç görünen kimse Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller taş bebek gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
taş bebek gibi — çok güzel fakat genellikle soğuk ve donuk (kadın) … Çağatay Osmanlı Sözlük
çirkefe (veya çamura) taş atmak (veya çirkefi üzerine sıçratmak) — edepsiz bir kimsenin tepkisine yol açacak bir davranışta bulunmak Çirkefe taş atma, hikmetini mırıldanarak kaçar gibi uzaklaştı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
HACRA' — Taş gibi katı ve sert olan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SALD — Kaypak taş. * Taş gibi çok dayanıklı şey. * Dağa çıkmak. * Şiddetle ellerini yere vurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SİCCİL — Kumlu çamurun taşlaşmış hâli. Kumlu çamurdan terekküb ve tahaccür etmiş taş. * Ateşte pişerek taş gibi olmuş tuğla … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cızırtı — is. Cızırdama sesi, cızıltı Döşeme, suyun cızırtılarla soğuttuğu ağır bir taş gibi buğu içindeydi. Y. N. Nayır … Çağatay Osmanlı Sözlük