-
1 taş işi
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > taş işi
-
2 iş
деятельность, работа, труд, занятие- iş göremez
- ağır iş
- ahşap koruma işleri
- araştırma işleri
- ayarlama işleri
- beton işleri
- betonarme işleri
- bilim-araştırma işleri
- bitirme işleri
- borulama işleri
- boya işleri
- bozuk iş
- camcı işi
- çanak çömlek işleri
- derz dolgu işleri
- doğrama işleri
- el işi
- elektrik işleri
- elektrik montaj işleri
- faydalı iş
- gece işi
- götürü iş
- gündelik iş
- hafriyat işleri
- hazırlık işleri
- iç işler
- ince işler
- ince marangozluk işleri
- inceleme işleri
- infilak işleri
- inşaat işleri
- jeolojik araştırma işleri
- kakma işi
- kaplama işleri
- kaynak işi
- kazı işleri
- kusurlu iş
- maden ocağı açma işleri
- montaj işi
- mozaik işleri
- mumlama işi
- nakliye işleri
- onarım işleri
- oymacı işi
- özel işler
- parça başı iş
- patlama işleri
- sıhhi tesisat işleri
- sıva işleri
- soğuk demir işi
- soğuk havalarda betonlama işleri
- sulama işleri
- tamamlama işleri
- tarama işleri
- taş işi
- temel işleri
- tesviye işleri
- toprak işleri
- tuğla işi
- yalıtım işleri
- yapı işleri
- yapı yıkım işleri
- yeraltı işleri
- yol işleri
- yukleme işleriİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > iş
-
3 malzeme
материал, имущество- akışkan malzeme
- akustik malzeme
- ambalaj malzemesi
- ambalajlı malzeme
- anizotropik malzeme
- bileşik malzeme
- bitirme malzemesi
- bozuk malzeme
- cam elyaflı malzeme
- cam elyaflı yalıtım malzemesi
- conta malzemesi
- çatı malzemesi
- çok katmanlı malzeme
- çok tabakalı malzeme
- dayanıklı malzeme
- derz dolğu malzemesi
- doğal maden malzeme
- doğal malzeme
- dolgu malzemesi
- elastik malzeme
- eskimez malzeme
- fason malzeme
- fason profil malzemesi
- filtre malzemesi
- gevrek malzeme
- gözenekli malzeme
- gürültü emici malzeme
- haddelenmiş malzeme
- ham malzemeleri
- hidrofüj malzeme
- homogen malzeme
- hücreli malzeme
- ısı izolasyon malzemesi
- ısı tutucu malzeme
- ısı yalıtım malzemesi
- ısıya dayanıklı inşaat malzemesi
- imla malzemesi
- inorganik madde
- inşaat malzemesi
- işlenmemiş malzemeleri
- işlenmiş malzeme
- izolasyon malzemesi
- izole malzemesi
- izotropik malzeme
- kalkerli malzeme
- kaplama malzemesi
- katı malzeme
- kaya malzemeleri
- killi malzeme
- kireçli malzeme
- kusurlu malzeme
- lifli malzeme
- metalik malzeme
- organik malzeme
- parlatma malzemesi
- plastik malzeme
- polimerik malzeme
- radyoaktif malzeme
- rulo çatı malzemesi
- rulo malzeme
- salınım yalıtım malzemesi
- sanayi malzemeleri
- sarf malzemesi
- sentetik malzeme
- seramik malzeme
- ses emici malzeme
- ses geçirmez malzeme
- ses yalıtım malzemesi
- sızdırmaz malzeme
- su defedici malzeme
- su geçirmez malzeme
- su izolasyon malzemesi
- suni malzeme
- suya dayanıklı malzeme
- tamamlama malzemesi
- taş elyaflı yalıtım malzemesi
- taşlama malzemesi
- turp elyaflı yalıtım malzemesi
- tutuşur malzeme
- tuvönan malzeme
- vibrasyon yalıtım malzemesi
- yağ malzemesi
- yalıtım malzemesi
- yanabilir malzeme
- yanmaz malzeme
- yapı malzemesi
- yapışkan malzeme
- yardımcı malzeme
- yol yapım malzemesi
- yumuşak çatı malzemesi
- yüksek kaliteli malzemeİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > malzeme
-
4 ayak
нога́ (ж) но́жка (ж) стопа́ (ж)* * *озвонч. -ğı1) нога́, но́ги; ла́па ( животного) ла́пка ( насекомого)ayak ayak üstüne atmak — положи́ть но́гу на́ ногу
ayağını çıkarmak — разува́ться, снять о́бувь
ayağını giymek — обува́ться, наде́ть о́бувь
ayağına [iyi] oturmak — прийти́сь по ноге / впо́ру
ayağı[nı] vurmak — натере́ть но́гу
arka ayak — за́дняя нога́
ön ayak — пере́дняя нога́
yalın ayak — босико́м
2) но́жка; подпо́рка, опо́ра, сто́йка, сва́я3) прито́к реки́4) водоотво́дный кана́л; рука́в, свя́зыва́ющий два водоёма5) шагayak sesi — зву́ки шагов
ayak uydurmak / değiştirmek — идти́ в но́гу, взять но́гу
6) ступе́нькаotuz ayak merdiven — ле́стница в три́дцать ступе́нек
7) уст. фут, каде́м (мера длины, = 30,5 см)8) ри́фма ( в фольклоре)••ayağı kayana yol gösteren çok olur — посл. когда́ челове́к упадёт, тогда́ ему́ начина́ют пока́зывать доро́гу, по кото́рой он до́лжен был идти́; вся́кая по́мощь нужна́ во́время
ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim? — погов. что ска́жешь - тебя́ казни́ть или поми́ловать? (говорится человеку, который редко заходит)
ayağının bastığı yerde ot bitmiyor — погов. у него́ под нога́ми земля́ гори́т
ayağını yorganına göre uzatmak — погов. по одёжке протя́гивай но́жки
- ayakta- ayaktan
- ayağını alamamak
- ayağı alışmak
- ayağının altına almak
- ayaklar altına almak
- ayağının altına karpuz kabuğu koymak
- ayağının altında
- ayak altında dolaşmak
- ayakların altında dolaşmak
- ayak atmak
- ayak atmamak
- ayak bağı
- ayağının bağını çözmek
- ayağını bağlamak
- ayağına bağ vurmak
- ayak basmak
- ayak basmamak
- ayağına çabuk
- ayağına çağırmak
- ayağını çekmek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayak diremek
- ayak divanı
- ayağına dolaşmak
- ayağına dolanmak
- ayağı düşmek
- ayağına düşmek
- ayağı düze basmak
- ayağına geçirmek
- ayağına gelmek
- ayakları geri geri gitmek
- ayağına getirmek
- ayağına gitmek
- ayağı ile gelmek
- kendi ayak ile gelmek
- ayağına ip takmak
- ayak işi
- ayağına kadar gelmek
- ayağa kaldırmak
- ayağa kalkmak
- ayağına kapanmak
- ayağına iniyor
- ayaklarına kara su iniyor
- ayağını kaydırmak
- ayağını kesmek
- ayak kirası
- ayağının pabucunu başına giymek
- ayağının pabuçu olamamak
- ayağına sıkı
- ayağı suya ermek
- ayak sürtmek
- ayağı şaşmak
- ayağına taş değmek
- ayağı taşa dokunmak
- ayağının tozuyla
- ayağının tozu üstünde
- ayakta tutmak
- ayaklarının ucuna basarak
- ayağı uğurlu
- ayağı üzenğide
- ayağı yere değmemek
- ayakları yere değmemek
- ayağı yerden kesilmek
- bir ayağı çukurda
- bir ayağı öbür dünyada -
5 köprü
мост, мостик- ahşap köprü
- akustik köprü
- asma köprü
- basarmalı köprü
- çapraz köprü
- çelik köprü
- demiryolu köprüsü
- dikine kalkar köprü
- dubalı köprü
- döner köprü
- düz köprü
- eğik köprü
- geçici köprü
- hareketli köprü
- ısı köprüsü
- iner kalkar köprü
- kablolu asma köprü
- kafesli köprü
- kaldırma köprü
- karayolu köprüsü
- kargir köprü
- kazık köprü
- kemerli köprü
- kiriş köprü
- konsol köprü
- metalik köprü
- pontonlu köprü
- servis köprüsü
- taş köprüsü
- yaya köprüsü
- yol köprüsü
- yüzer köprüİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > köprü
См. также в других словарях:
eski hamam eski tas — hiçbir şeyi değişmemiş, eski durumunda kalmış anlamında kullanılan bir söz Bereket versin, işi kuru gürültüden ileri gitmediği, her şeyin eski hamam eski tas kaldığı çabuk anlaşıldı. K. Tahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
įšikti — įšìkti, į̃šika, o (į̃šikė) tr. vlg. 1. K, NdŽ, KŽ, Jž, Rmš įkrėsti, įdrėbti išmatų: ^ Nebūk išsižiojęs, be varna gerklėn inšìks Ds. | prk.: Dirbk i turėsi: niekas tau tų rublių neįšìks Krš. 2. kalbančiojo teiginiui paneigti: Aš įnešiu šitą… … Dictionary of the Lithuanian Language
įveikti — įveĩkti, ia (į̃veikia), į̃veikė KŽ 1. tr. padaryti: Arkliai pačtiniai pristojo, nė botagas nieko neįveikia Žem. Apejau porą sykių aplink stalą, nieko negal įveĩkti, trauka sėsties, i tiek End. ║ atlikti, įvykdyti: Sakau, aš toks nedrąsus, aš… … Dictionary of the Lithuanian Language
įmesti — įmèsti, į̃meta, į̃metė 1. tr. SD404 įsviesti: Kad taip nekenti manęs, matuše, buvo mažą neauginti: buvo nunešti, buvo įmesti į gilų ežerelį StnD9. Įmeskime jį duobėna BB1Moz37,20. Bernelį ... įmetė ing pečių degantį DP140. A ant balą įmetėm, a… … Dictionary of the Lithuanian Language
širdis — širdìs sf. (3) K, Š, Rtr, DŽ, NdŽ; gen. sing. ès KlbIII77(Lkm, Tvr), LKGI226(Ktk, Sv, Lkm), LD266(Lkm, PIš, Ktk, Rš), GrvT17; nom. pl. šìrdes KlbIII77(Lkm, Tvr), LKGI226(Ktk, Sv, Lkm), LD266(Lkm, Plš, Ktk, Rš), LKKXI175(Zt); gen. pl. širdų̃… … Dictionary of the Lithuanian Language
įtikėti — įtikėti, į̃tiki, ėjo; H180, Sut, N, M, LL271 1. tr., intr. Š, BsPII134(Prnv) įsitikinti, būti tikram, neabejoti kuo, dėl ko nors: Aš įtikėjau tėvo žodžiams (tėvo žodžiais) J. Aš pati negirdėjau to čigonės būrimo, bet įtikėjau jos žodžiam iš kitų… … Dictionary of the Lithuanian Language
įversti — įver̃sti, įver̃čia (į̃verčia), į̃vertė 1. tr. K, Rtr, DŽ, NdŽ, KŽ įgriauti, įguldyti, įmesti, įsviesti: Į marias juos įvertė CII571. Invertė duobėn LKKXI165(Zt). Piemenys sugavo avį, surišo kojas ir įvertė vežiman M.Katil. Per ašį iñvertė… … Dictionary of the Lithuanian Language
įvesti — įvèsti, į̃veda, į̃vedė tr. DŽ1; SD1198, SD403, H169, R, R113, MŽ, MŽ147, Sut, M, LL285 1. padėti įeiti: Įvèsk vaiką vidun Š. Kas tavi čia į̃vedė, kaip tu įejai? Yl. Viena kita [gimdyvė] už rankos invedamà [į bažnyčią] Žž. Bobelės nunešė… … Dictionary of the Lithuanian Language
Grammatik der litauischen Sprache — Die Grammatik der litauischen Sprache ist insbesondere durch Flexion gekennzeichnet und darin dem Lateinischen, dem Altgriechischen oder dem Sanskrit ähnlich, insbesondere in seiner Fixierung auf die Endungen zur Angabe des Kasus und in der… … Deutsch Wikipedia
leisti — leisti, leidžia, leido (leidė) I. duoti sutikimą, laisvę. 1. tr., intr. SD311 duoti sutikimą kam nors ką daryti: Ar tau leidė mama tą knygą nusipirkt? Vb. Žilvine, žalteli, leiski leiski mus į tėvelių šalį aplankyt namus S.Nėr. Ji tėvų neleidama… … Dictionary of the Lithuanian Language
įvelti — 1 įvelti, į̃velia, įvėlė Rtr, DŽ1, KŽ 1. tr. taršant, šiaušiant įkišti (pirštus, rankas), sugriebti: Įvelti pirštus į plaukus kam NdŽ. | refl. tr., intr.: Vaikai įsivėlę rankas į tankias garbanas rš. Andriaus pirštai tebebuvo į jo gerbenę įsivėlę … Dictionary of the Lithuanian Language