Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

tüfek+atmak

  • 1 стрелять

    1) (silah) atmak, ateş etmek

    стреля́ть из винто́вки — tüfek atmak

    стреля́ть из лу́ка — ok atmak

    стреля́ть в кого-л. — birine / birinin üzerine ateş etmek

    стреля́ть без про́маха — her attığını vurmak

    стой, стреля́ть бу́ду! — davranma, yakarım!

    стреля́ть у́ток — ördek vurmak

    Русско-турецкий словарь > стрелять

  • 2 გასროლა

    f.
    1. (top, tüfek) atmak, ateş etmek
    2. çok ani dışarı fırlamak
    i.
    atış

    Georgian-Turkish dictionary > გასროლა

  • 3 sling

    n. sapan, sapanla atma, kol askısı, askı kayışı, bocurgat, sling, cinli koktelyl
    ————————
    v. sapanla atmak, atmak, halatla çekmek, bocurgat halatı ile çekmek, asmak, askıya almak
    * * *
    1. at (v.) 2. sapan (n.)
    * * *
    1. [sliŋ] noun
    1) (a type of bandage hanging from the neck or shoulders to support an injured arm: He had his broken arm in a sling.) kol askısı
    2) (a band of cloth etc worn over the shoulder for supporting a rifle etc on the back.) tüfek kayışı
    3) (a looped arrangement of ropes, chains etc for supporting, hoisting, carrying and lowering heavy objects.) bucurgat halatı
    2. verb
    1) (to throw violently: The boy slung a stone at the dog.) fırlatıp atmak
    2) (to support, hang or swing by means of a strap, sling etc: He had a camera and binoculars slung round his neck.) asıp sallandırmak

    English-Turkish dictionary > sling

  • 4 hammer

    n. çekiç, tokmak, tüfek horozu
    ————————
    v. çekiçlemek, çekiçle vurmak, dövmek, çakmak, işlemek, ağır yenilgiye uğratmak, hızlı atmak
    * * *
    1. çekiçle (v.) 2. döv (v.) 3. çekiç (n.)
    * * *
    ['hæmə] 1. noun
    1) (a tool with a heavy usually metal head, used for driving nails into wood, breaking hard substances etc: a joiner's hammer.) çekiç
    2) (the part of a bell, piano, clock etc that hits against some other part, so making a noise.) tokmak,...çekici
    3) (in sport, a metal ball on a long steel handle for throwing.) çekiç
    2. verb
    1) (to hit, beat, break etc (something) with a hammer: He hammered the nail into the wood.) çekiçle vurmak/çakmak
    2) (to teach a person (something) with difficulty, by repetition: Grammar was hammered into us at school.) zorla öğretmek
    - give someone a hammering
    - give a hammering
    - hammer home
    - hammer out

    English-Turkish dictionary > hammer

См. также в других словарях:

  • tüfek atmak — tüfekle ateş etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tüfek — is., ği, Far. tufeng Savaş veya avda kullanılan, uzun namlulu ateşli silah Birleşik Sözler tüfekhane eski tüfek kaval tüfek makineli tüfek pompalı tüfek top tüfek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uçara atmak — uçmakta olan kuşa tüfek atmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HÂSIL-I BİLMASDAR — Hakiki müessirden hâsıl olan fiildir. Kendi sebeb ve şartlarından meydana gelen şey. Meselâ: Bir şeye vurmak, masdardır; o vurmaktan hâsıl olan ses çıkmak, hâsıl ı bilmasdır dır. Tüfek atarak bir adamı öldürmekte tüfek atmak fiili, masdar: adamın …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • top — is. 1) Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne Havası boşalmış bir futbol topu... A. Gündüz 2) Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça Kantarın topu. Duvar saatinin topu. 3) Kumaş, kâğıt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fişek — is., ği, Far. fişeng 1) Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlara, atılmak için sürülen ve içinde barut bulunan bir kovan ile bu kovanın ucuna yerleştirilmiş mermiden oluşan cephane Ben fişeklerin barutunu, tapasını koyayım, beybaba saçmasını...… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurşun — is., kim. 1) Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb) 2) sf. Bu elementten yapılmış Kurşun boru. 3) Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurusıkı — is. 1) Yalnız barut doldurulmuş, çekirdeksiz tüfek veya tabanca mermisi 2) Bu mermiyi patlatan bir tür tabanca 3) Korku 4) argo Blöf Birleşik Sözler kurusıkı atıcı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kurusıkı atmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tavla — 1. is., Ar. ṭavīle At ahırı Piyade subaylarının binekleri, makineli tüfek bölümünün katırları o tavlada dururdu. N. Cumalı 2. is., İt. tavola 1) Bölümlere ayrılmış iki yanlı tahta üzerinde on beşerden otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»