См. также в других словарях:
ağzı çiriş çanağına dönmek — ağzı kuruyup acılaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı açık — sf., ğı 1) Şaşkın, alık, bön (kimse) 2) zf. Hayranlıkla, büyülenmiş olarak Kızcağız söze başlarken en ağzı açık dinleyen benim büyüğüm Ahmet olurdu. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı açıklık — is., ğı Ağzı açık olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı bozuk — sf., ğu Sövmeyi alışkanlık edinmiş olan, küfürbaz (kimse) Haşarı oğlan bu ağzı bozuk kadına şöyle karşılık veriyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı bozukluk — is., ğu Ağzı bozuk olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı gevşeklik — is., ği Ağzı gevşek olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı kalabalık — sf., ğı Birbirini tutmayan sözler söyleyen, yerli yersiz konuşan, boşboğaz (kimse) Ata bu yılışık ve ağzı kalabalık heriften hazzetmez. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı pek — sf. Ağzı sıkı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı peklik — is., ği Ağzı pek olma … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı sıkı — sf. Sır saklayan, ağzı pek, ketum … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı sıkılık — is., ğı Ağzı sıkı olma, sır saklama, ketumiyet, ketumluk … Çağatay Osmanlı Sözlük