-
1 son
آخر -
2 son
آخر [آخِر]Anlamı: en arkada olan -
3 son bahar
خريف -
4 son bahar
خريف [خَرِيف]Anlamı: güz -
5 bitim
1. أمد [أَمَد]Anlamı: son, nihayet2. اختتام [اِخْتِتَام]Anlamı: son, nihayet3. خاتم [خاتَم]Anlamı: son, nihayet4. خاتمة [خاتِمَة]Anlamı: son, nihayet5. ختام [خِتَام]Anlamı: son, nihayet6. دابر [دابِر]Anlamı: son, nihayet7. دبر [دُبْر]Anlamı: son, nihayet8. قصارى [قُصَارَى]Anlamı: son, nihayet9. قصوى [قُصْوَى]Anlamı: son, nihayet10. مختتم [مُخْتَتَم]Anlamı: son, nihayet11. مدى [مَدًى]Anlamı: son, nihayet12. منتهى [مُنْتَهَى]Anlamı: son, nihayet13. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: son, nihayet -
6 bitiş
1. أمد [أَمَد]Anlamı: son, nihayet2. اختتام [اِخْتِتَام]Anlamı: son, nihayet3. خاتم [خاتَم]Anlamı: son, nihayet4. خاتمة [خاتِمَة]Anlamı: son, nihayet5. ختام [خِتَام]Anlamı: son, nihayet6. دابر [دابِر]Anlamı: son, nihayet7. دبر [دُبْر]Anlamı: son, nihayet8. قصارى [قُصَارَى]Anlamı: son, nihayet9. قصوى [قُصْوَى]Anlamı: son, nihayet10. مختتم [مُخْتَتَم]Anlamı: son, nihayet11. مدى [مَدًى]Anlamı: son, nihayet12. منتهى [مُنْتَهَى]Anlamı: son, nihayet13. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: son, nihayet -
7 akıbet
1. أثر [أَثَر]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç2. حاصل [حاصِل]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç3. حصيلة [حَصِيلَة]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç4. خاتمة [خاتِمَة]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç5. عاقبة [عاقِبَة]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç6. مآل [مَآل]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç7. محصلة [مُحَصَّلَة]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç8. محصلة [مُحَصِّلَة]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç9. مغبة [مَغَبَّة]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç10. نتيجة [نَتِيجَة]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç11. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç12. عقب [عُقْب]Anlamı: bir şey veya bir durum için son, sonuç -
8 hudut
1. أمد [أَمَد]Anlamı: uç, son, nihayet2. حد [حَدّ]Anlamı: sınıır, ilk komşu devketin topraklarını birbirinden ayıran çizgi3. خاتم [خاتَم]Anlamı: uç, son, nihayet4. خاتمة [خاتِمَة]Anlamı: uç, son, nihayet5. ختام [خِتَام]Anlamı: uç, son, nihayet6. دابر [دابِر]Anlamı: uç, son, nihayet7. دبر [دُبْر]Anlamı: uç, son, nihayet8. قصارى [قُصَارَى]Anlamı: uç, son, nihayet9. قصوى [قُصْوَى]Anlamı: uç, son, nihayet10. مختتم [مُخْتَتَم]Anlamı: uç, son, nihayet11. مدى [مَدًى]Anlamı: uç, son, nihayet12. منتهى [مُنْتَهَى]Anlamı: uç, son, nihayet13. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: uç, son, nihayet -
9 hitam
1. أمد [أَمَد]Anlamı: son, bitim, nihayet2. اختتام [اِخْتِتَام]Anlamı: son, bitim, nihayet3. خاتم [خاتَم]Anlamı: son, bitim, nihayet4. خاتمة [خاتِمَة]Anlamı: son, bitim, nihayet5. ختام [خِتَام]Anlamı: son, bitim, nihayet6. قصوى [قُصْوَى]Anlamı: son, bitim, nihayet7. مختتم [مُخْتَتَم]Anlamı: son, bitim, nihayet8. مدى [مَدًى]Anlamı: son, bitim, nihayet9. منتهى [مُنْتَهَى]Anlamı: son, bitim, nihayet10. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: son, bitim, nihayet -
10 akşam
1. عشاء [عِشَاء]2. عشي [عَشِيّ]3. عشية [عَشِيَّة]4. مساء [مَسَاء] -
11 anüs
1. است [اِسْت]Anlamı: sindirim kanalının son bölümündeki çıkış deliği, makat, şerç2. شرج [شَرَج]Anlamı: sindirim kanalının son bölümündeki çıkış deliği, makat, şerç3. شرج [شَرْج]Anlamı: sindirim kanalının son bölümündeki çıkış deliği, makat, şerç -
12 plasenta
1. خلاص [خَلَاص]Anlamı: son, meşime2. سخد [سُخْد]Anlamı: son, meşime3. مشيمة [مَشِيمَة]Anlamı: son, meşime -
13 finiş
1. إنهاء [إِنْهاء]Anlamı: bitme, son2. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: bitme, son -
14 öldürmek
1. أمات [أَمَاتَ]Anlamı: bir canlının hayatına son vermek2. قتل [قَتَلَ]Anlamı: bir canlının hayatına son vermek -
15 söndürmek
-
16 tasfiye
1. إبعاد [إِبْعاد]2. إفراز [إِفْراز]3. تصفية [تَصْفِيَة]Anlamı: ayıklama, temizleme4. تطهير [تَطْهِير]Anlamı: ayıklama, temizleme -
17 uç
1. آخر [آخِر]2. حافة [حَافَة]Anlamı: bir şeyin kenarı3. حافة [حافَّة]Anlamı: bir şeyin kenarı4. رأس [رَأْس]Anlamı: bir şeyin tepesi, başı5. طرف [طَرَف] -
18 zor alım
1. ضبط [ضَبْط]Anlamı: işlenen bir suç karşılığı olarak suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündeki mülkiyetine son verilmesi ve devredilmesi, müsadere2. مصادرة [مُصَادَرَة]Anlamı: işlenen bir suç karşılığı olarak suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündeki mülkiyetine son verilmesi ve devredilmesi, müsadere -
19 aralık
1. حاسم [حاسِم]Anlamı: iki şey arasındaki açıklık, mesafa2. ديسمبر [دِيسِمْبر]Anlamı: yılın 31 gün süren son ayı, ilk kânun3. فاصل [فاصِل]Anlamı: iki şey arasındaki açıklık, mesafa -
20 intihar
انتحار [اِنْتِحار]
- 1
- 2
См. также в других словарях:
Són — Son cubain Son (cubain) Origines stylistiques changui Origines culturelles Cuba Instrument(s) typique(s) tres, bon … Wikipédia en Français
Son — ist: Isone, Gemeinde im Kanton Tessin (veralteter deutscher Name) Son (Ardennen), Gemeinde im Département Ardennen, Frankreich der Oberlauf des französischen Flusses Son Sonnette ein Ortsteil der Gemeinde Son en Breugel, Nordbrabant Son… … Deutsch Wikipedia
Son — Son, n. [OE. sone, sune, AS. sunu; akin to D. zoon, OS., OFries., & OHG. sunu, G. sohn, Icel. sonr, Sw. son, Dan. s[ o]n, Goth. sunus, Lith. sunus, Russ. suin , Skr. s[=u]nu (from s[=u] to beget, to bear), and Gr. ? son. [root]293. Cf. {Sow}, n.] … The Collaborative International Dictionary of English
SON — DNA binding protein, also known as SON, is a human gene.cite web | title = Entrez Gene: SON SON DNA binding protein| url = http://www.ncbi.nlm.nih.gov/sites/entrez?Db=gene Cmd=ShowDetailView TermToSearch=6651| accessdate = ] PBB Summary section… … Wikipedia
SON — steht für: den Landkreis Sonneberg in Thüringen (Kfz Kennzeichen) Sonora, mexikanischer Bundesstaat, siehe Kfz Kennzeichen (Mexiko) eine mit dem japanischen Zen vergleichbare Schule des Buddhismus in Korea, siehe Son (Buddhismus) eine japanische… … Deutsch Wikipedia
Son Mi-na — (* 8. Oktober 1964) ist eine ehemalige südkoreanische Handballspielerin. Sie nahm an zwei Olympischen Spielen teil und sprach 1988 den Olympischen Eid. Son Mi na hatte ihr olympisches Debüt bei den Olympischen Sommerspielen 1984 in Los Angeles.… … Deutsch Wikipedia
Son of Ra — or SAR ( SA for Son and R for Ra or Re) is a title used in occult societies.It was used in Ordre de la Rose Croix Catholique, given only to highest initiates of the Order.SAR was also used by the ancient kings of Assyria.Another explanation for… … Wikipedia
SON-9 — (NATO reporting name Fire Can) is a type of RussianSoviet fire director radar for 57 mm and 100 mm anti aircraft guns.It was widely employed during the Vietnam war.ee also* *SON 30 *SON 50External links* [http://www.fas.org/man/dod… … Wikipedia
SON-50 — (NATO reporting name Flap Wheel) is a type of RussianSoviet fire director radar for 57 mm anti aircraft guns.It has been widely employed during the Vietnam war.ee also*SON 9 *SON 30External links* [http://www.fas.org/man/dod 101/sys/land/row/s 60 … Wikipedia
SON-30 — (NATO reporting name Fire Wheel) is a type of RussianSoviet fire director radar for 130 mm anti aircraft guns.ee also*SON 9 *SON 50External links* [http://www.fas.org/man/dod 101/sys/land/row/aaa.htm Anti Aircraft Artillery] … Wikipedia
Son La — bezeichnet: Sơn La (Provinz), eine vietnamnesische Provinz Sơn La, die Hauptstadt dieser Provinz Diese Seite ist eine Begriffsklärung zur Unterscheidung mehrerer mit demselben Wort bezeichneter Begriffe … Deutsch Wikipedia