-
1 soğuk kaçmak
-
2 soğuk düşmek
= soğuk kaçmak неуме́стный, сде́ланный некста́ти -
3 soğuk
хо́лод (м) холо́дный* * *1. озвонч. -ğu; врз.холо́дныйsoğuk adam — холо́дный челове́к
soğuk cevap — холо́дный отве́т
soğuk gün — холо́дный день
soğuk hava — холо́дная пого́да
soğuk karşılama — холо́дный / равноду́шный приём
soğuk iklim — холо́дный кли́мат
2. озвонч. -ğusoğuk kadın — холо́дная / фриги́дная же́нщина
хо́лодsoğuklar — холода́
soğuklar bastı — внеза́пно нагря́нули холода́
bu seneki soğuk gibi soğuk görmedim — я не ви́дывал тако́го хо́лода, как в э́том году́
3. озвонч. -ğubugün soğuk var — сего́дня хо́лодно
хо́лодноçok soğuk selâmlaşmışlar — они́ поздоро́вались о́чень хо́лодно
••- soğuk çalmak
- soğuk çıkmak
- soğuk durmak
- soğuk duş etkisi yapmak
- soğuk düşmek
- soğuk kaçmak
- soğuk ter dökmek
- soğuk ter basmak
- soğuk vurmak -
4 kaçmak
убега́ть* * *1) - den убега́ть, сбежа́ть, спаса́ться бе́гством от кого-чегоçocuk köpekten kaçtı — ребёнок убежа́л от соба́ки
2) - den уклоня́ться, избега́ть, скрыва́ться от кого-чегоalacaklılardan kaçmak — скрыва́ться от кредито́ров
gelin bir evde kayın babasından kaçar — неве́стка в не́которых дома́х не пока́зывается свёкру
okuldan kaçmak — убежа́ть из шко́лы, сбежа́ть с уро́ков
zahmetten kaçmak — избежа́ть затрудне́ний
3) - den течь, дава́ть уте́чку (откуда-л.); проса́чиваться (о газе и т. п.)kazandan istim kaçıyor — из котла́ пробива́ется пар
4) исчеза́ть, пропада́ть; лиша́ться чегоiştahım kaçtı — я потеря́л аппети́т, у меня́ пропа́л аппети́т
neşesi kaçtı — у него́ испо́ртилось настрое́ние
rahatı kaçtı — он лиши́лся поко́я
5) -e попада́ть, проника́ть (во что-л., куда-л.)kulağına su kaçtı — [ему́] в у́хо попа́ла вода́
6) -e походи́ть, напомина́тьbu mavi yeşile kaçıyor — э́тот си́ний цвет по цве́ту приближа́ется к зелёному
mübalâğaya kaçmak — напомина́ть преувеличе́ние
7) выцвета́ть, блёкнуть8) в роли вспом. гл. быть, каза́тьсяbu söz soğuk kaçtı — э́ти слова́ прозвуча́ли хо́лодно
lâtıfe etmek istediği zaman biraz kabaya bile kaçardı — когда́ он хоте́л пошути́ть, он да́же прибега́л к слегка́ гру́бым выраже́ниям
••kaçanın anası ağlamamış — посл. ≈ бережёного бог бережёт
kaçmaktan kovalamaya vakit olmamak — посл. быть так за́нятым ва́жными дела́ми, что не име́ть вре́мени на ма́лые дела́
kaçan balık büyük olur — погов. упу́щенная ры́ба ка́жется большо́й (то, что теряешь, всегда кажется значительным)
-
5 soğuk
1. cold (as opposed to hot). 2. cold weather, the cold. 3. cold, frosty, unfriendly. 4. (sexually) frigid. - algınlığı path. cold, common cold. - almak to catch cold. -lar bastırmak for the weather to turn cold suddenly. - damga embossed stamp. - davranmak /a/ to behave coldly (towards). - düşmek/kaçmak to fall flat, go over like a ton of bricks. - hava deposu cold-storage depot, cold store. - hava vagonu railway refrigerator car, Brit. refrigerator van. - ısırması chilblains, perniosis. - neva/nevale cold and unapproachable person, cold fish. - renkler cool colors. -la sağaltım cryotherapy. - savaş/ harp cold war. - yakmak /ı/, - vurmak /a/ for the cold to injure (a plant). -
6 избегать
несов.; сов. - избежа́ть, избе́гнуть1) kaçınmak; kaçmak; sakınmakизбега́ть отве́тственности — sorumluluk yüklenmekten kaçınmak
избега́ть просту́ды — soğuk almaktan sakınmak
он стал избега́ть нас — bizden kaçar oldu
2) kurtulmak; atlatmakизбежа́ть смерте́льной опа́сности — ölüm tehlikesini atlatmak
избежа́ть аре́ста — tutuklanmaktan kurtulmak
-
7 leicht
leicht [laıçt]I adj1) ( an Gewicht) hafif;\leicht gekleidet sein hafif giyinmiş olmak;\leichte Kost hafif gıda;etw \leichten Herzens tun bir şeyi gönül ferahlığı ile yapmaketw mit \leichter Hand erledigen bir şeyi kolaylıkla yapmak;nichts \leichter als das! bundan kolay ne var ki!3) ( schwach) hafif;ein \leichter Regen hafif bir yağışII adver ist \leicht beleidigt o kolay gücenir;\leicht zerbrechlich kolay kırılır;\leicht zu bedienen kullanışlı, pratik;das passiert mir so \leicht nicht wieder bu kolay kolay benim başıma bir daha gelmez;so \leicht kriegt ihr mich nicht beni öyle kolay kolay yakalayamazsınız;\leichter gesagt als getan dile kolay2) ( gering) hafif;\leicht gesalzen hafif tuzlu;\leicht erkältet hafiften soğuk kapmış -
8 خدر
IخَدَّرَbayıltmakAnlamı: bayılmasını sağlamakIIخَدَرnarkozAnlamı: ilâçta uyku durumuخَدَرَ1. kaçmakAnlamı: bir yere saklanmak2. gizlenmekAnlamı: kendi kendini gizlemek3. kapanmakAnlamı: kapalı duruma gelmek4. sinmekAnlamı: büzülmek, saklanmak, pusmak5. pusmakAnlamı: sinmek6. saklanmakAnlamı: kendini saklamak7. örtünmekAnlamı: kendi üzerine bir şey örtmek8. yumulmakAnlamı: kapanmak9. kaybolmakAnlamı: görünmez olmakIVخَدِرَuyuşmakAnlamı: soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinden, duygu ve hareket geçici olarak azalmak
См. также в других словарях:
soğuk düşmek (veya kaçmak) — söz, davranış vb. yersiz ve sevimsiz olmak Bir cenaze alayında böyle bir latife az buçuk soğuk kaçmakla beraber pek yersiz de sayılmazdı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırmak — i, ar 1) Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak Taşları kırmak. Bardağı kırmak. 2) İri parçalara ayırmak 3) nsz Belirli bir biçimde katlamak Forma kırmak. 4) Öldürmek, yok olmasına neden olmak Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 5) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük