-
21 حدد
kesinleştirmek; kısıtlamak; sınırlamak; sınırlandırmak; sivriltmek; tanımlamak -
22 لسن
ayıplamak; belâgat; fasih; sivriltmek -
23 spitzen
-
24 ჩარხვა
f.bilemek, sivriltmek -
25 წაწვეტიანება
f.bilemek, keskinleştirmek, sivriltmek -
26 spitzen
-
27 حدد
حَدَّدَ1. kısıtlamakAnlamı: tahdit etmek2. sivriltmekAnlamı: sivri duruma getirmek3. kesinleştirmekAnlamı: kesin bir duruma getirmek4. sınırlamakAnlamı: belli bir sınır içinde bırakmak5. tanımlamakAnlamı: tanıtmak, tarif etmek6. sınırlandırmakAnlamı: belli bir sınır içinde bırakmak -
28 لسن
IلَسَنbelâgatAnlamı: iyi konuşma yeteneği, söz sanatlarını inceleyen bilgi dalıIIلَسَنَ1. sivriltmekAnlamı: sivri duruma getirmek2. ayıplamakAnlamı: kınamak, takbih etmekلَسِنfasih -
29 point
nokta; uç, sivri uç; yer; an; durum; puan; virgül; derece; husus, nokta; anlam, neden, yarar, amaç; konu; özellik, nitelik; priz, duy; namlu; burun, ucunu sivriltmek; isaret etmek, göstermek; önemine isaret etmek; dogrultmak, üzerine çevirmek; noktalamak; -
30 sharpen
bilemek, sivriltmek, keskinlestirmek; sivrilmek, keskinlesmek -
31 taper
uca dogru incelmek, sivrilmek; inceltmek, ucunu sivriltmek; koniklik; ince ve uzun mum; yakma fitili -
32 pointe
n f1 extrémité pointue uç [uʧ]2 uç [uʧ]3 azıcık4 heure de pointe kalabalık saat5 vitesse de pointe azamî hız6 de pointe ileri7 géogr burun -
33 aguzzare
t ucunu sivriltmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
sivriltmek — i Sivri duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
subıtmak — sivriltmek, söbütmek II, 298 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
süwritmek — sivriltmek II, 332 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sivriltme — is. Sivriltmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yivlemek — i, hlk. 1) Dikerek eklemek 2) Köpek koklayarak izlemek 3) Bileyerek keskinleştirmek, sivriltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
subılamak — enll şeyi söbü yapmak, ucunu sivriltmek, yanlarını daraltmak III, 323 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini