-
1 stringent
sıkı -
2 tight
siki, simsiki; gergin; (para) zor elde edilir; sarhos; cimri, siki, pinti; siki siki, sikica -
3 tight coupling
siki kuplaj, siki baglasim -
4 well-knit
siki siki birlestirilmis, saglam; (vücut) saglam, kasli, atletik -
5 sickie
[ʹsıkı] n австрал. разг.1) однодневный отпуск по болезни2) прогул -
6 sickish
[ʹsıkıʃ] a1. немощный, слабый, больной2. вызывающий тошноту, тошнотворныйsickish smell [taste] - тошнотворный запах [вкус]
-
7 sickie
[`siki]n; австрал.одноденна відпустка через хворобу; прогул -
8 sickie
[`siki]n; австрал.одноденна відпустка через хворобу; прогул -
9 keep hold of
sıkı tutmak, bırakmamak* * *(not to let go of: Keep hold of those tickets!) tutmak -
10 buckle down
sıkı çalış -
11 held firm
sıkı dur -
12 held firmly
sıkı dur -
13 hold firm
sıkı dur -
14 hold firmly
sıkı dur -
15 hung on
sıkı tut -
16 thickly settled
sıkı yerleştirilmiş -
17 tightly coupled
sıkı bağlı -
18 drive a hard bargain
sıkı pazarlık etmek -
19 get a grip
sıkı tutmak, tutunmak, anlamak, kavramak -
20 iron discipline
sıkı disiplin
См. также в других словарях:
siki — {{/stl 13}}{{stl 8}}rz. nmos, blp, D. sikików, pot. {{/stl 8}}{{stl 20}} {{/stl 20}}{{stl 12}}1. {{/stl 12}}{{stl 7}} mocz :Wynieść nocnik, basen z sikami. {{/stl 7}}{{stl 20}} {{/stl 20}}{{stl 12}}2. {{/stl 12}}{{stl 7}} słaba herbata : {{/stl… … Langenscheidt Polski wyjaśnień
sıkı — sf. 1) Dar Sıkı bir kemer. 2) İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan Sıkı bir denk. 3) Zorlu, güçlü ve etkili En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, bugün diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir. B. Felek 4) Dikkatli, titiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
siki — pot. Siki świętej (panny) Weroniki «o słabej herbacie»: (...) co to za siki świętej Weroniki, dolej jeszcze esencji, nie żałuj. Roz bezp 1999 … Słownik frazeologiczny
šiki bizdi — šikì bizdì interj., šìki bìzdi žr. šiku bizdu. ◊ šikì bizdì mìltai (mìltų) Rm 1. apie skubotą, prastą darbą: Nieko iš tavo darbo neišeis – šikì bizdì mìltai Slm. 2. apie subruzdimą, susirūpinimą: Ateis kas nors – ir bus šìki bìzdi… … Dictionary of the Lithuanian Language
sıkı sıkı — sf. İyice Daima sıkı sıkı kapalı demir kepenkler işlerini göremez hâle geliyorlardı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı sıkıya — zf. 1) Çok sıkı olarak, sımsıkı Bekçiyi sıkı sıkıya bağlayarak ötede hendeğin içine bıraktılar. M. Ş. Esendal 2) İyice Biçimler sonsuz ve ölümsüzdür ama maddeye sıkı sıkıya bağlıdırlar. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı fıkılık — is., ğı Sıkı fıkı olma durumu Devlet ileri gelenleriyle hoş geçinmek alışkanlığında olduğundan sıkı fıkılık politikası güdermiş. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı ağızlı — sf. Gizli kalması gereken şeyleri başkasına söylemeyen, sır tutabilen, ketum Bir şey var ana ama sen babamdan daha sıkı ağızlısın, ölsen söylemezsin. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı fıkı — sf. 1) Birbiriyle çok samimi Bu arada birçok bakan, senatör ve milletvekiliyle de sıkı fıkı dostluk kurmuştu. H. Taner 2) zf. Çok samimi bir biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı tutmak — 1) önem vermek İşini sıkı tut. 2) sürekli olarak denetlemek, kontrol altında bulundurmak 3) bir işte disiplinli olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
siki — blp, D. sikików wulg. «mocz» … Słownik języka polskiego