Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

seslenmek

  • 1 səslənmək

    seslenmek

    Azərbaycanca-Türkcə Lüğət > səslənmək

  • 2 zurufen

    seslenmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > zurufen

  • 3 дыбыстау

    seslenmek

    Қазақша-түрікше сөздік > дыбыстау

  • 4 дыбыстау

    seslenmek

    Қазақша-түрікше сөздік > дыбыстау

  • 5 səslənmək

    seslenmek

    Azərbaycan-Türkiyə lüğət > səslənmək

  • 6 anrufen

    seslenmek
    telefon etmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > anrufen

  • 7 call

    seslenmek, bagirmak; ugramak; aramak; çagirmak; farz etmek, varsaymak, demek;... diye hitap etmek,... adini vermek, bagiris, seslenis, çiglik, çagri; ragbet; deklare; çagri, resmi çagri, davet; telefonla arama; kisa ziyaret, ugrama; hakem karari; gereks

    English to Turkish dictionary > call

  • 8 взывать

    çağırmak,
    seslenmek
    * * *
    çağırmak; seslenmek

    взыва́ть о по́мощи — imdat istemek

    взыва́ть к го́лосу ра́зума — sağduyuya seslenmek

    про́литая кровь взыва́ла к отмще́нию — akan kanlar intikam diye bağırıyordu

    Русско-турецкий словарь > взывать

  • 9 звать

    çağırmak,
    seslenmek; davet etmek
    * * *
    несов.; сов. - позва́ть
    1) çağırmak; seslenmek

    звать на по́мощь — imdat istemek

    2) ( приглашать) çağırmak; davet etmek
    3) тк. несов.

    его́ зову́т Ива́ном — adı İvan

    как тебя́ зову́т? — adın ne?

    Русско-турецкий словарь > звать

  • 10 call

    n. ses, çağırma, seslenme, çağrı, ötüş; ihtiyaç; ziyaret etme, davet, ziyaret, telefonda konuşma
    ————————
    v. çağırmak, bağırmak, seslenmek, aramak (telefon); telefon etmek, telefonda konuşmak; davet etmek, çağrıda bulunmak; dava açmak; adlandırmak, lakap takmak; demek, söylemek, farzetmek, ziyaret etmek, uyandırmak
    * * *
    1. ara (v.) 2. çağır (v.) 3. çağrı (n.)
    * * *
    [ko:l] 1. verb
    1) (to give a name to: My name is Alexander but I'm called Sandy by my friends) ad vermek, çağırmak
    2) (to regard (something) as: I saw you turn that card over - I call that cheating.) saymak, demek
    3) (to speak loudly (to someone) to attract attention etc: Call everyone over here; She called louder so as to get his attention.) seslenmek, bağırmak
    4) (to summon; to ask (someone) to come (by letter, telephone etc): They called him for an interview for the job; He called a doctor.) çağırmak
    5) (to make a visit: I shall call at your house this evening; You were out when I called.) uğramak
    6) (to telephone: I'll call you at 6 p.m.) telefon etmek
    7) ((in card games) to bid.) eşit pay sürmek; kart istemek; kartlarını göstermesini istemek
    2. noun
    1) (an exclamation or shout: a call for help.) bağırma, haykırma, haykırış
    2) (the song of a bird: the call of a blackbird.) ötüş, ötme
    3) (a (usually short) visit: The teacher made a call on the boy's parents.) uğrama
    4) (the act of calling on the telephone: I've just had a call from the police.) telefon etme
    5) ((usually with the) attraction: the call of the sea.) çekicilik, cazibe
    6) (a demand: There's less call for coachmen nowadays.) talep, istek, rağbet
    7) (a need or reason: You've no call to say such things!) gereksinme, ihtiyaç
    - calling
    - call-box
    - call for
    - call off
    - call on
    - call up
    - give someone a call
    - give a call
    - on call

    English-Turkish dictionary > call

  • 11 rufen

    rufen v/i und v/t <rief, gerufen, h> seslenmek, çağırmak, bağırmak;
    rufen nach -e seslenmek;
    rufen lassen çağırtmak, getirtmek;
    um Hilfe rufen yardım istemek, imdat diye bağırmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > rufen

  • 12 anreden

    an|reden
    vt söz yöneltmek (-e), seslenmek (-e), hitap etmek (-e);
    gegen den Lärm \anreden gürültüye karşı seslenmek;
    jdn mit Du/mit Sie \anreden birine sen/siz diye hitap etmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > anreden

  • 13 rufen

    rufen <ruft, rief, gerufen> ['ru:fən]
    I vi seslenmek;
    laut \rufen bağırmak;
    nach jdm \rufen birine seslenmek;
    sich heiser \rufen bağırmaktan sesi kısılmak;
    um Hilfe \rufen imdat diye bağırmak
    II vt çağırmak;
    jdn \rufen birini çağırmak;
    jdn \rufen lassen birini çağırtmak;
    das kommt mir wie ge\rufen ( fam) tam zamanında geldi

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > rufen

  • 14 Sprechchor

    1) theat konuşma korosu
    2) ( gleichzeitiges Sprechen) hep bir ağızdan konuşma;
    im \Sprechchor rufen hep bir ağızdan seslenmek, koro halinde seslenmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Sprechchor

  • 15 nidâ’

    arapça نداء ses. nida etmek seslenmek. nidâ eylemek seslenmek, duyurmak.

    Osmanlı Türkçesi Sözlüğü > nidâ’

  • 16 نادى

    نادَى
    1. cıyaklamak
    Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak
    2. seslenmek
    3. çağırmak
    4. bağırmak

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > نادى

  • 17 interpeller

    v t
    1 appeler birine seslenmek
    2 appréhender sorguya çekmek

    Il a été interpellé par la police. — Polis tarafından sorguya çekildi.

    Dictionnaire Français-Turc > interpeller

  • 18 вдогонку

    разг.

    кри́кнуть вдого́нку — arkasından bağırmak / seslenmek

    пусти́ться вдого́нку за кем-л. — birinin ardına / peşine düşmek

    Русско-турецкий словарь > вдогонку

  • 19 кричать

    bağırmak
    * * *
    1) bağırmak; haykırmak; bağrışmak; haykırışmak ( о многих); viyaklamak ( о грудном ребенке); anırmak ( об осле)

    гро́мко крича́ли ча́йки — martılar bağrışıyordu

    2) ( бранить) bağırmak; bağırıp çağırmak
    3) ( звать) çağırmak; seslenmek
    4) перен. ( бросаться в глаза) göze batmak; çiğ olmak
    ••

    об э́том крича́ли все газе́ты — разг. tüm gazeteler bunun etrafında büyük bir gürültü koparmıştı

    Русско-турецкий словарь > кричать

  • 20 обращаться

    несов.; сов. - обрати́ться

    обрати́ться лицо́м к окну́ — yüzünü pencereye çevirmek

    все взо́ры обрати́лись к нему́ — tüm gözler ona çevrildi

    2) перен. yönelmek

    поэ́т обрати́лся к социа́льным пробле́мам — şair toplumsal sorunlara yöneldi

    его́ мы́сли обрати́лись к про́шлому — fikri maziye gitti

    е́сли челове́чество обрати́тся к со́лнечной эне́ргии... — insanlık güneş enerjisine yönelse...

    (дава́йте) обрати́мся к исто́рии э́того движе́ния — hareketin tarihine bakalım

    3) başvurmak; müracaat etmek; seslenmek, hitap etmek

    обраща́ться к кому-л. с призы́вом / с воззва́нием — birine çağrıda bulunmak

    обраща́ться к кому-л. с про́сьбой — birine ricada bulunmak

    про́сьба обраща́ться к / в... —... müracaat edilmesi rica olunur

    обраща́ться с предложе́нием — bir öneri yapmak, bir öneride bulunmak

    обраща́ться к кому-л. за сове́том — birine akıl danışmak

    обраща́ться к кому-л. с письмо́м — birine mektup yazmak

    обраща́ться к врачу́ — doktora başvurmak

    телеви́дение обраща́ется к миллио́нам зри́телей — televizyon milyonlarca seyirciye seslenir

    обраща́ться к кому-л. с вопро́сом — birine bir soru yöneltmek

    4) dönüşmek, haline gelmek

    вода́ обрати́лась в пар — su buhar haline geldi

    5) тк. несов. davranmak, muamele etmek

    с ним обраща́ются, как с ребёнком — ona çocuk muamelesi yapıyorlar

    6) тк. несов. kullanmak

    уме́ть обраща́ться с инструме́нтом — alet kullanmasını bilmek

    Русско-турецкий словарь > обращаться

См. также в других словарях:

  • seslenmek — nsz 1) Uzaktan bağırarak çağırmak, ünlemek Birkaç adım yürüdü, seslendi. Yusuf Bey, Yusuf Bey. S. Kocagöz 2) e Bir şey söylemek için sesini çıkarmak veya cevap vermek Kendisini kurtarmaları için ev sahiplerine seslenecek, işaret edecek oldu. M. Ş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • seslenmek — çağırmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • hitap etmek — seslenmek, ... e karşı söylemek, söz yöneltmek Kötü konuşuyoruz, bilhassa tanımadıklarımıza hitap ederken tamamıyla kekeliyoruz. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çığırmak — seslenmek, çağırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NİDA' — Seslenmek, çağırmak, haykırmak, bağırmak. Ses vermek. * Gr: ünlem …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ünlemek — seslenmek, çağırmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • niam — (A.) [ ﻢﻌﻥ ] nimetler. ♦ nida etmek seslenmek. ♦ nidâ eylemek seslenmek, duyurmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • abe — ünl., hlk. Özellikle Rumeli de seslenmek ve dikkati çekmek için kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çağırmak — i 1) Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek Beyaz gömlekli zurnacısını çağırarak sandalyeye çıkardı. R. N. Güntekin 2) i, e Herhangi birinin bir yere gelmesini istemek, davet etmek O akşam Orhan ı yemeğe çağırdı. T. Buğra 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çığırmak — i, hlk. 1) Çağırmak, seslenmek 2) Türkü söylemek Gazi Rahman gene türküler çığıracaktır, eski türküleri çığıracaktır. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • haydalamak — i, hlk. Hayvanı hızlandırmak için hayda diye seslenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»