Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

sesi(ni)+kesmek

  • 1 выдавать

    vermek,
    teslim etmek,
    dağıtmak; ele vermek; iade etmek,
    geri vermek; gibi göstermek; üretmek
    * * *
    несов.; сов. - вы́дать
    1) vermek; teslim etmek ( вручать владельцу); dağıtmak ( распределять); kesmek (билет, квитанцию)

    вы́дать о́рдер на аре́ст — tevkif müzekkeresi kesmek

    2) ele vermek; dile vermek ( разглашать)

    его́ вы́дал преда́тель — onu bir hain ele verdi

    её вы́дал го́лос — onu sesi ele verdi

    выдава́ть секре́т — sır vermek

    он сам себя́ вы́дал — kendi ağzıyla tutuldu

    3) ( передавать) iade etmek, geri vermek

    выдава́ть престу́пников (другому государству)suçluları iade etmek

    4) (за кого-что-л.) diye tanıtmak; gibi / olarak satmak; gibi göstermek

    он вы́дал себя́ за врача́ — kendini doktor diye tanıttı

    он выдаёт себя́ за врача́ — kendini doktor gibi satar

    они́ выдаю́т э́то за кру́пный успе́х — bunu büyük bir başarı gibi gösteriyorlar

    э́тот факт вы́дали за несча́стный слу́чай — bu olaya kaza süsü verdiler

    выдава́ть чёрное за бе́лое — karayı ak göstermek

    5) (добывать, производить) çıkarmak, üretmek

    ско́лько он выдаёт за сме́ну? — bir vardiyalık üretimi ne kadar?

    6) разг. ( ругать) veriştirmek
    7) ( замуж) vermek

    за кого́ он вы́дал дочь? — kızını kime verdi?

    Русско-турецкий словарь > выдавать

  • 2 смолкать

    несов.; сов. - смо́лкнуть
    susmak, sesini kesmek; (sesi) kesilmek

    же́нщины сра́зу смо́лкли — kadınlar birden sustu

    пе́сня смо́лкла — şarkı sustu

    вы́стрелы смо́лкли — silah sesleri kesildi

    аплодисме́нты не смолка́ли — alkışlar dinmiyordu

    не смолка́я — kesilmeden, durmadan, aralıksız olarak

    Русско-турецкий словарь > смолкать

См. также в других словарях:

  • tıslamak — nsz 1) Kaz, kedi, yılan tıs diye ses çıkarmak 2) Tıs diye ses çıkarmak Laf ederken tıslıyorum, dişleri çektirdik. A. İlhan 3) hlk. Ağır yük altında iniltiye benzer sesler çıkarmak 4) hlk. Haksızlığını anlayıp susmak, sesi soluğu kesmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ses — is. 1) Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. F. R. Atay 2) Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum. R. H. Karay 3) mec. Duygu ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalmak — i, e, ar 1) Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. F. R. Atay 2) Vurarak veya sürterek ses çıkartmak Bir yandan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıtlatmak — i 1) Bir şeyden çıt sesi çıkarmak Asabiyetle parmaklarını çıtlattı. A. Gündüz 2) Antep fıstığının kabuğunu aralamak 3) İş parçalarının bazı yerlerini oyup çıkarmadan makasla kesmek 4) i, e, mec. Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»