-
1 sırıkla atlama
спорт.прыжки́ с шесто́м -
2 sırıkla atlama
n. pole jump, pole vault -
3 sırıkla atlama
pole vault -
4 sırıkla atlama atleti
n. pole jumper, pole-vaulter -
5 atlama
atlama Springen n; Sprung m; Wurf m;sırıkla atlama Stabhochsprung m;uzun atlama Weitsprung m;yüksek atlama Hochsprung m;atlama beygiri Pferd n (Turngerät);atlama sehpası Bock m (Turngerät);atlama tahtası Sprungbrett n;atlama taşı yapmak fig als Sprungbrett benutzen -
6 atlama
прыжо́к тж. спорт.sırıkla atlama — прыжо́к с шесто́м
suya atlama — прыжо́к в во́ду
uzun atlama — прыжо́к в длину́
üç adım atlama — тройно́й прыжо́к
yüksek atlama — прыжо́к в высоту́
•• -
7 sırıkla yüksek atlama
-
8 yüksek atlama
-
9 pole vault
sirikla atlama -
10 pole jump
sırıkla atlama, yüksek atlama -
11 pole vault
sırıkla atlama, yüksek atlama -
12 pole jump
sırıkla atlama, yüksek atlama -
13 pole vault
sırıkla atlama, yüksek atlama -
14 vault
n. tonoz, kubbe, mahzen, mezar, kasa dairesi, atlama, sıçrama, yüksek atlama————————v. sıçramak, atlamak, sırıkla atlamak, engel atlamak, üzerinden atlamak* * *1. üstünden atla (v.) 2. üstünden atlama (n.)* * *[vo:lt] I noun1) ((a room, especially a cellar, with) an arched roof or ceiling: the castle vaults.) mahzen2) (an underground room, especially for storing valuables: The thieves broke into the bank vaults.) kasa dairesi3) (a burial chamber, often for all the members of a family: He was buried in the family vault.) mezar odası•- vaultedII 1. noun(a leap aided by the hands or by a pole: With a vault he was over the fence and away.) sırıkla atlama2. verb(to leap (over): He vaulted (over) the fence.) sırıkla atlamak -
15 шест
-
16 pole jumper
n. yüksek atlamacı, sırıkla atlama atleti -
17 pole vaulter
n. yüksek atlamacı, sırıkla atlama atleti -
18 pole jumper
n. yüksek atlamacı, sırıkla atlama atleti -
19 pole vaulter
n. yüksek atlamacı, sırıkla atlama atleti -
20 Stabhochsprung
sport sırıkla atlama
- 1
- 2
См. также в других словарях:
sırıkla atlama — is., sp. Atletizmde, eldeki sırıktan güç kazanarak belirli yükseklikteki çıtayı aşmak için yapılan bir yarışma türü, sırıkla yüksek atlama … Çağatay Osmanlı Sözlük
atlama — is. 1) Atlamak işi 2) Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma 3) sp. Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırıkla yüksek atlama — is., sp. Sırıkla atlama … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırık — is., ğı Değnekten uzun ve kalınca ağaç Duvarların üstüne yan yana henüz kesilmiş kavak sırıkları dizilmişti. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler sırık domatesi sırık fasulyesi sırık hamalı sırıkla atlama sırıkla yüksek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dekatlon — is., sp., Fr. décathlon Uzun atlama, gülle atma, cirit atma, yüksek atlama, disk atma, sırıkla yüksek atlama, 100 m koşusu, 400 m koşusu, 110 m engelli koşu, 1500 m koşularını içeren atletizm yarışması … Çağatay Osmanlı Sözlük
müsabaka — is., sp., Ar. musābaḳa Yarışma Biraz daha geçti, sırıkla yüksek atlama müsabakası ilan olundu. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller müsabakaya girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük