-
1 зажимать
sıkıştırmak,kıstırmak; kapamak,tıkamak; susturmak* * *несов.; сов. - зажа́ть1) sıkıştırmak; kıstırmakему́ зажа́ло две́рью па́лец — parmağı kapıya sıkıştı
зажима́ть в тиски́ — mengeneye kıstırmak / sıkıştırmak; перен. kıskaç içine almak
2) ( закрыть) kapa(t)mak, tıkamakзажима́ть (себе́) нос — eliyle burun deliklerini kapatmak
зажа́ть отве́рстие па́льцем — deliği parmakla kapamak
3) перен., разг. susturmakзажима́ть кри́тику — tenkidi susturmak
••зажима́ть рот кому-л. — birinin ağzını tıkamak; birini susturmak
-
2 ущемлять
sıkıştırmak; kısıtlamak,kısmak; incitmek* * *несов.; сов. - ущеми́ть1) sıkıştırmakущеми́ть па́лец две́рью — parmağını kapıya sıkıştırmak
2) перен. kısmak, kısıtlamakущемлённый в права́х — mağdur
ущемля́ть чьи-л. интере́сы — birinin çıkarlarını haleldar etmek
3) перен. rencide etmek, incitmekущемля́ть чьё-л. самолю́бие — birinin onurunu rencide etmek
-
3 завинчивать
-
4 теснить
sıkıştırmak; geriletmek* * *1) sıkıştırmak2) geriletmekтесни́ть проти́вника — düşmanı geriletmek
••(у меня́) тесни́ло в груди́ — göğsüm sıkışmıştı
-
5 зажимать
sıkıştırmak, kıstırmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > зажимать
-
6 сжимать
sıkıştırmak, sıkmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > сжимать
-
7 трамбовать
sıkıştırmak, tokmalamakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > трамбовать
-
8 уплотнять
sıkıştırmak, tokmalamakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > уплотнять
-
9 утрамбовывать
sıkıştırmak, yuvgulamakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > утрамбовывать
-
10 завёртывать
-
11 затирать
silmek; sıkıştırmak* * *несов.; сов. - затере́ть1) ( стирать) silmek2) ( стеснить) sıkıştırmakзатёртый льда́ми — buzlar arasında sıkışıp kalan
3) перен., разг. ( не давать выдвинуться) sivrilmesine imkan vermemek -
12 защемить
kıstırmak,sıkıştırmak* * *сов.1) kıstırmak; sıkıştırmak2) безл., в соч.у неё защеми́ло се́рдце — yüreği sızladı
-
13 наседать
1) ( о пыли) konmak2) разг. ( наваливаться) çullanmak3) перен., разг. ( требовать) üstüne varmak4) тк. несов., разг. sıkıştırmak; yüklenmekнаседа́ть на воро́та — спорт. kaleyi sıkıştırmak
-
14 подвёртывать
несов.; сов. - подверну́ть1) sıvamakподвёртывать брю́ки — paçaları sıvamak
2) в соч.подверну́ть (себе́) но́гу — ayağı burkulmak
3) kısmakподверну́ть ла́мпу — lambayı kısmak
4) sıkıştırmakподвёртывать га́йку — somunu sıkıştırmak
-
15 подтягивать
1) çekmek, çekip getirmekподтяну́ть ло́дку к бе́регу — kayığı çekip kıyıya yanaştırmak
2) ( войска) yığmak; çekmek, sürmek3) sıkmak; sıkıştırmakподтя́гивать по́яс — kemerini sıkmak
подтя́гивать га́йку — somunu sıkıştırmak
подтяну́ть брю́ки — (eliyle) pantolonunu yukarı çekmek
5) перен., разг. ( делать дисциплинированнее) (daha) disiplinli kılmak6) ( подпевать) birinin okuduğu şarkıya katılmak -
16 прижимать
несов.; сов. - прижа́ть1) bastırmak; sıkıştırmak, kıstırmakприжа́ть кого-л. к груди́ — birini göğsüne bastırmak
ему́ прижа́ло ру́ку две́рью — elini kapıya sıkıştırmış / kıstırmış
2) перен., разг. ( притеснять) baskı yapmak, baskı altında tutmak, ezmek••прижа́ть кого-л. к стене́ — birini köşeye sıkıştırmak
-
17 припирать
несов.; сов. - припере́ть, разг.( прижимать) sıkıştırmak••припере́ть кого-л. к стене́ — köşeye sıkıştırmak
-
18 сжимать
несов.; сов. - сжать1) врз sıkmak; sıkıştırmakсжима́ть горю́чую смесь — hava-yakıt karışımını sıkıştırmak
сжать гу́бку — süngeri sıkmak
мне сжа́ло ру́ку то́чно тиска́ми — elim sanki mengeneye kısıldı
кора́бль сжат льда́ми — gemi buzlar arasında sıkışıp kaldı
сжима́ть кольцо́ окруже́ния — воен. kuşatma çemberini daraltmak
2) перен. ( сокращать) kısaltmak3) ( стеснять) sıkışmakему́ сжа́ло грудь — göğsü sıkıştı
4) sıkmak; büzmekсжать зу́бы — dişlerini sıkmak
сжать кулаки́ — yumruklarını sıkmak
сжать ладо́нь — elini yummak / kapamak
сжать гу́бы — dudaklarını büzmek
-
19 смыкать
несов.; сов. - сомкну́ть1) bitiştirmek; sıkıştırmakсмыка́ть ряды́ — sıralarını sıklaştırmak / sıkıştırmak
сомкну́ть кольцо́ окруже́ния — kuşatma çemberini kapamak
2) ( о глазах) kapamakя до утра́ не сомкну́л глаз (не мог заснуть) — sabaha kadar göz kırpmadım / yummadım / gözüme uyku girmedi
-
20 стискивать
несов.; сов. - сти́снутьsıkmak; sıkıştırmakсти́снуть что-л. зуба́ми — bir şeyi dişlerinin arasına sıkıştırmak
сти́снуть зу́бы — dişlerini sıkmak; dişini sıkmak перен.
че́люсти его́ бы́ли (кре́пко) сти́снуты — çeneleri kenetli idi / kenetlenmişti
См. также в других словарях:
sıkıştırmak — i 1) Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak Çamaşırları bavula sıkıştırmak. 2) Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak 3) Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapana sıkıştırmak — 1) birini zor durumda bırakmak Fikirlerindeki çelişmeyi belirtip adamı kıskıvrak bir kapana sıkıştırır. H. Taner 2) birini düzenle zor duruma sokmak, işin içinden çıkamaz duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zorba — sıkıştırmak … Beypazari ağzindan sözcükler
çiktürmek — sıkıştırmak, düğüm sıkıştırmak, II, 180bkz: çigilmek çiklişmek çokluk bildiren s ıfat edatı III, 56, 57 bere, döğmek yüzünden deri üzerinde olan iz I, 336; III, 134 çirkinlik, çil III, 134 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tıgratmak — sıkıştırmak; becerikli, tıgrak yapmak, II, 330 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
gıvratmak — sıkıştırmak bükmek … Beypazari ağzindan sözcükler
sıkılamak — i 1) Sıkı duruma getirmek 2) Sıkıştırmak 3) Dolma tüfek, tabanca vb. ateşli silahları ağızdan doldurup sıkıştırmak 4) İyice tembih etmek 5) mec. Bunaltmak 6) mec. Zorlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayarlı pense — is., tek. Vida, cıvata ve musluk aksamını sıkıştırmak amacıyla kullanılan, ağız açıklığı ayarlanabilen özel alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çitmek — i, er 1) Bir araya getirmek, birleştirmek 2) Kumaştaki deliği örerek kapamak 3) Tarağın dişlerini iplikle bağlayıp sıkıştırmak 4) Çitilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapan — 1. is., esk., Ar. ḳabbān Pazara satılmak üzere gelen yiyecek maddelerinin tartıldığı resmî büyük kantar ve bu kantarın bulunduğu yer 2. is., Ar. ḳabbān 1) Bazı hayvanları yakalamak için kullanılan, hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük